Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Roj TV Pazar günü duracak

Merkezi Fransa’da bulunan Eutelsat, Ankara’nın baskılarına geçit verdi ve kendisini mahkeme yerine koyarak Roj TV yayınlarını durdurdu. Kendisine bağlı uyduların da Pazar gününden itibaren yayınları tümden keseceği bildirildi. Bu karar, Fransa’nın Türk hükümeti ile olan işbirliğini bir kez daha ortaya koyarken, RSF ve Roj TV’den ifade özgürlüğü düşmanı karara sert tepki geldi.

Danimarka’daki Roj TV davası henüz nihai bir sonuca ulaşmadan uydu üzeri Avrupa telekomünikasyon organizasyonu Eutelsat, kendi uyduları üzerindeki Roj TV yayınlarını 19 Ocak günü durdurma kararı aldı.

PAZAR GÜNÜ YAYINLAR TÜMDEN KESİLECEK

Kopenhag Şehir Mahkemesi’nin 10 Ocak’ta Roj TV hakkında “PKK’yi desteklediği” suçlamasıyla aldığı mahkumiyet kararının gerekçe gösterildiği Eutelsat açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Bu şartlar altında Eutelsat, ROJ TV'nin uydularından yaptığı yayını, terör faaliyetlerine suç ortaklığından cezai sorumluluk altına girmemek için son verme kararı almıştır. Eutelsat, dağıtım şirketlerinden de ROJ TV sinyallerini uyduya gönderme işlemine son vermelerini istemiştir."

Dünyanın üçüncü büyük operatörü olan Eutelsat’a bağlı şirketlerin de, Roj TV yayınlarını 22 Ocak Pazar gününden itibaren tümden keseceği bildirildi. Eutelsat'ın tüm Avrupa, Ortadoğu, Afrika, Hindistan ve Asya ve ile Amerika'da geniş bir alanı kapsayan 29 uydusu var.

ROJ TV: HUKUKDIŞI VE KEYFİ

Fransa’nın hissedarı olduğu Eutelsat’ın merkezi Paris’te bulunuyor. Tek taraflı olarak alınan bu karara Roj TV’den tepki geldi. 10 Ocak’taki mahkeme kararında Roj TV yayınlarının durdurulması talebinin reddedildiğinin hatırlatıldığı açıklamada, “Ancak bazı yayınlardan ötürü para cezası verilmişti. Roj Tv, Danimarka Mahkemesi'nin kararına bir üst mahkemede itiraz etmişti. Bu süreç işlemeden ve üst mahkeme kararı verilmeden, uydu şirketinin yayını kesmesi açık bir hukuk ihlalidir” diye belirtildi.

“Bu nedenle Eutelsat şirketinin hukuk dışı ve keyfi bu kararının, Türk devletinin baskısı ve girilen yeni bir işbirliğinin sonucu olduğundan kuşku duymuyoruz” diyen Roj TV, kararın kaldırılması için hukuki sürecin başlatılacağını bildirdi.

Kopenhag Şehir Mahkemesi, Roj TV yayınlarının sürmesi yönünde karar almış, iki şirkete 5,2 milyon kron gibi astronomik bir para cezası vermişti.

RSF: FRANSA BU KARARIN SORUMLULUĞUNU ÜSTLENMEYE HAZIR MI?

Merkezi Paris’teki Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), Eutelsat’ın Roj TV yayınını durdurması karşısında “şaşkınlık” yaşadıklarını ifade ederek, “İfade özgürlüğünü önemsemeksizin alınan bu tek taraflı ve skandal kararla sarsıldık” dedi. Açıklamada, “Eutelsat, Roj TV yayınını durdurarak Danimarka adaletinin almaktan sakındığı bir girişimde bulundu. Mahkeme asla televizyonun kapatılmasını emretmedi” diye belirtildi. Roj TV’nin verilen para cezasına itiraz ettiğini de hatırlatan RSF, “Çin’den İran’a ve Suudi Arabistan’a, Eutelsat daha önce de haber özgürlüğüne az itibar ettiğini göstermişti” dedi.

RSF, “Şirket bundan böyle zorlayıcı siyasi menzildeki antiterörist retoriğin teşvikine katkıda bulunuyor. Burada sözkonusu olanın baskıcı rejimlerin basın özgürlüğü ihlallerini gerekçelendirmek için kullandığı argüman olduğunu hatırlatmak gerekiyor mu? Daha bir ay önce Türkiye bu bahaneyle 30 kadar gazeteciyi hapse attı. Eutelsat hissedarı Fransa Devleti, bu kararın sorumluluğunu yüklenmeye hazır mı?” ifadelerini kullandı.

ROJ TV DAVASI TAMAMEN SİYASİ

Roj TV, kurulduğu 2004’den bu yana uluslar arası bir baskı altında. Danimarkalı savcıların Türkiye ziyaretleri, Türk hükümeti ile yazışmalar, AKP iktidarının açık baskısı ile Türkiye, Danimarka ve ABD arasındaki pazarlıklar 15 Ağustos 2011’de başlayan davanın tamamen siyasi olduğunu gözler önüne sermişti. Duruşma sırasında Roj TV avukat Türk makamlarının tarafından, savcıya 2010 yılı içerisindeki Türkiye ziyareti ardından gönderdiği teşekkür mektubu ortaya çıkarılmıştı. 2009 yılından itibaren baskılar yeni bir boyut kazanmış, aynı yıl Nisan ayında NATO zirvesinde Roj TV pazarlık konusu edilmişti. Türkiye Roj TV’nin kapatılması koşulu ile Danimarka eski başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in NATO Genel Sekreteri olması önündeki vetosunu kaldırmıştı.

Washington televizyonun kapatılmasını istemekle yetinmemiş, doğrudan müdahalelerde bulunmuştu. Wikileaks tarafından Ocak 2011’de yayınlanan Amerikan diplomatik notları ile, Türk ve Amerikalı yetkililer arasında 2010 yılı başında Roj TV konusunda yapılan pazarlıkları ortaya çıkarılmıştı.

FRANSA DERİNLİĞİNE İŞBİRLİKÇİ

Fransa ise uzun zamandan beridir Türkiye ile işbirliği içinde. Sarkozy iktidarı ile birlikte bu ilişkiler kamuoyu önünde de açık bir şekilde dele getiriliyor. 1994’de kurulan Kürtlerin ilk uluslar arası televizyonu Med TV’nin İngilizler tarafından kapatılması ardından 1999’da kurulan Medya TV’nin lisansı 2004 yılında Fransa tarafından iptal edilmişti.

Türk hükümetinin faşizan saldırılarının en azdığı bir sırada da Fransız hükümeti açık destekte bulunmaktan çekinmedi. Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppé 18 Kasım’daki Türkiye’yi ziyareti sırasında AKP hükümetinin PKK’ye karşı mücadelesinde “tam dayanışma” içinde olduklarını söyledi. 7 Ekim’de ise Fransız İçişleri Bakanı Claude Guéant ile Türk mevkidaşı arasında Ankara’da anti-Kürt bir anlaşma imzalanmıştı. Fransız Bakan, “kararlılıkla” ve “sarsılmaz bir şekilde” Türkiye’nin yanında olduklarını söylemişti.

Fransız hükümetinin kör bir şekilde bağlandığı bu rejim, Batılı ülkelerle tam bir suç ortaklığı içinde çoğu Kürt 97 gazeteciyi cezaevlerinde doldurarak, dünya rekoru kırdı. Aynı rejim, 40’a yakın avukat, bir o kadar sendikacı, çok sayıda insan hakları savunucusu, 500 öğrenci, 16’sı belediye başkanı ve 8’i vekil yüzlerce seçilmiş, yüzlerce çocuk ve kadın aktivisti cezaevlerine koydu.

ERMENİ TASARISI VE ROJ TV

Eutelsat’ın kararının Fransa ile Türkiye arasında Ermeni Soykırımı’nı inkarı suç sayan yasa tasarısıyla gerildiği bir dönemde alınması dikkat çekti. 22 Aralık’ta tüm grupların desteği ile parlamentoda kabul edilen tasarı, 23 Ocak pazartesi günü, yani Roj TV yayınlarının tamamen kesileceği günden bir gün sonra Fransız Senatosu’nda oylanacak. Bu durumda geriye bir soru daha kalıyor: Ankara'yı yatıştırmak için Kürtler bir kez daha mı Türk ve Fransız makamları arasındaki kirli ticaretin kurbanı edildiler?

ANF