Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

‘Dersim Başeğmezlik ve Çiçek Ülkesi’dir

Başeğmezlik ve Çiçek Ülkesi Dersim’ belgeseli, Kürdistan tarihinin, coğrafyasının en güzel ama içten içe kanayan en yaralı parçalarından birisini konu edinmiş. Dersim’in tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini konu eden ‘Dersim Başeğmezlik ve Çiçek Ülkesi’ adlı belgesel film Avrupa’da izleyicilerle buluştu. Yapım ve yönetmenliğini Kemal Özer’in yaptığı ‘Dersim Başeğmezlik ve Çiçek Ülkesi’ adlı 45 dakikalık belgesel filmde, Dersim’in tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra 1938 Dersim katliamı da ele alınıyor. Tevfik Taş’ın metnini yazdığı Meral Bekar ve Enver Akan’ın seslendirdiği belgesel filmin müziklerini Cahit Berkay yapmış. Çekimleri yaklaşik dört yıl süren ve 2007 yılında Dersim’de galası yapılarak izleyicinin beğenisine sunulan ‘Dersim Başeğmezlik ve Çiçek Ülkesi’ adlı belgeselin yapımcısı ve yönetmeni Kemal Özer, amacının 1938 Katliamı’ndan yara almış insanların acılarını unutmadıklarını ve Dersim’in tarihini ve değerlerini bu belgesel ile anlatmak olduğunu ifade ediyor. Yönetmen Kemal Özer, belgesel filmde 38 Dersim katliamını anlatan kişilerin anlatımlarına da yer vermiş ancak Türkiye Kültür Bakanlığı’nın müdahalesiyle bu bölümler belgeselden çikarilmis. Filmin Avrupa tanıtım afişlerinde ‘sansürsüz son baskı’ diye tanıtlıyor ancak bu baskıda da Dersim 38’i anlatan kişilerin anlatımları yer almıyor.

“Bu belgesel gündüzlü geceli 4 yıllık bir emeğin gülümseyişidir” diyen yönetmen Kemal Özer belgesel filmiyle ilgili şunları söylüyor: “Nerede soluk alabiliyorsunuz diye sorsalar hiç tereddütsüz doğada derim. Derin vadilerde, bir nehrin öyküsünde, başinı karlı dağlardan kaldıran güneşin selamında, çaglayanlarda, dağların uğultulu zamanında, yıldızlarla... ve bu coğrafyaların kanayan yaralarına azıcıkta olsa merhem sürerek. Unutmadan yeniden hatırlayarak... Ve böyle de yaptım. 4 yıl başimı Munzur’un kalbine yasladım. Nefes alışını dinledim Dersim’in.”

Çiçek verip ülke alanların efsanesi

‘Dersim Başeğmezlik ve Çiçek Ülkesi’ adlı belgesel, sizi Dersim’in muhteşem ve engin doğası ve çiçeklerle karşilıyor. Şiir gibi bir anlatımla o muhteşem doğanın kalbine yolculuk yapılan belgesel filmin girişinde ‘Çiçekleri verip ülke alan kadınlar’ın efsanesi anlatılıyor. Dersim kadınlarının bu efsane ve öykülerle büyüdüğü söyleniyor. İşte çiçek verip ülke alan Dersim kadınlarının, şimdi berfiniyle, lalesiyle, sümbülüyle çiçeklerini almak, yok edilmek istenen dünya harikası coğrafyasına, ülkesine sahip çikmak için özgürlük mücadelesi verdiği ‘Başeğmezlik ve Çiçek Ülkesi’ Dersim kökleriyle buluşuyor adeta bu belgeselde. Baştan sona kadar sizi alıp götüren muhteşem coğrafya, Munzur, Mercan, yaylalar ve sayıları yirmibini bulduğu söylenen çesit çesit bitki örtüsünün içindeki Dersim’in yasaklı tarihi, acıları, sürgünleri ve yiğitlerine bugün bile kucak açıp onları bağrında saklayan görkemli dağları belgeselde içiçe anlatılıyor.

‘Dersim dört dağ içinde’

Seyid Rza’nın son anlarında bile ‘Evladı Kerbelayız, yazıktır, günahtır, cinayettir’ diyen haykırışı, Rahmi Saltuk’un ‘Dersim dört dağ içinde’ ezgilerine karışarak bir kez daha sahiplenmeye çagiriyor Dersim’i. Belgeseli izleyenler bir kez daha, izlemeyenler ise ekrana çakilan gözlerle birlikte yolculuk yapıyor ‘bütün evreni unutturacak çiçek kokularının olduğu’ Dersim’in yaylalarına. ‘Başeğmezlik ve Çiçek Ülkesi’ filminde Munzur vadisi üzerine yapılmak istenen ve Dersim’i adeta yok edecek barajlara da dikkat çekiliyor. 38’de katliamla, tecavüzle, sürgünle toprağından edilan Dersim insanının şimdi barajlarla, beton yığınları ile toprağından edilmek istendiği anlatılıyor.

Mercan vadisindeki dünyanın adsız çiçeklerinin oraya kurulan barajla nasıl dünyanın yetim çiçekleri haline dönüştüğü gösteriliyor filmde. Sonrasında ‘Dersim’e sefer olur zafer olmaz’ diyen yiğitlerine dün olduğu gibi bugün de saldırıda ölçü tanımayan Türk devletinin yaktığı ormanların dumanlarıyla hüzünleniyor, öfkeleniyorsunuz filmi izlerken. ‘Başeğmezlik ve Çiçek Ülkesi Dersim’, Kürdistan tarihinin, coğrafyasının en güzel ama içten içe kanayan en yaralı parçalarından birisi. Şimdi, Munzur’larda, Mercan dağlarında özgürlük savaşçiları, bu yaralı coğrafyanın talihini tersine çevirmenin mücadelesini veriyorlar. Dersim’i anlatıldığı gibi değil görüldüğü gibi, en yalın, en güzel ve gerçek haliyle yansıtan bu belgesel filmi izleyen ve kendisine insanım diyen herkes neleri kaybetmekte olduğunu bir kez daha derinden anlayacak.

MURAT ALPAVUT