Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Diasporada sorumluluklarımız

Toplumsal dokumuzun çekirdegini teşkil eden sağlam aile yapımıza önemli katkılar sağlayacağına,kültürümüzü koruyup geliştireceğine,diasporada ilişkilerimizi daha da canlılaştıracağına,yakınlaştıracağına inandığımız derneğimiz ve FDG’miz( Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu) coğrafyamızda var olan kültürlerimizi,dillerimizi,inançlarımızı(ihtiyaç duyuldukça inanç kurumları vasıtasıyla) geliştirmek,korumak ve en önemlisi de dersimlerin Diasporada asıl sesi olmak ve lobisini oluşturmaktır.

 

Dersim toplumu tarih boyunca aile değerlerine verdiği önemle gelişmesini sürdürmüş ve kültürel kimliğini korumayı başarmıştır. Göçmenliğin en etkili olduğu toplum hiç kuşku yok ki dersim toplumudur ve bizlerde bu toplumun birer parçası hatta önemli hatlarından biriyiz. Sahip olduğumuz aile değerleri birlik ve beraberliğimizin, geleceğimizin en büyük teminatıdır. Ailenin kültürel kimliği , insani değerleri ve inançları koruyan temel kurum olduğu gerçeği bütün dünyada, insanlığın tartışmasız ortak kabulüdür. Bizim kültürümüzde aile, derin ve kuşatıcı bir kurum olarak toplum hayatının temeli haline gelmiştir. Dayanışma ve yardımlaşma mekanizmalarının işlemesinde, sevgi saygı gibi temel değerlerin yaşatılmasında ve insani birikimin paylaşilmasında aile kilit rol oynamaktadır.Ekonomik sorunlarla birlikte hızlı bir tırmanış içine giren kültürel sorunlar ne yazık ki, ailede çözülme ve parçalanmaları beraberinde getirmiştir. Son yıllarda artış eğilimine giren boşanma oranları, uyuşturucu kullanımı, aile içi şiddet gibi sorunlar ne yazık ki ailenin zayıflamakta olduğunu göstermektedir.

 Avrupa Birliği’nde göçmenlerin yerel seçimlerde oy kullanması ve siyasi süreçlere yerelden başlayarak daha etkin katılımlarının sağlanması konusunda önemli atılımlar yapılmaktadır.Gençlerimizin gelecekte politika da söz sahibi olabilmeleri için kurum olarak bu alanlarda da çesitli çalismalar yaratmalı ve dersimi diasporada daha iyi temsil edebilmenin koşullarını yaratabilmeliyiz, çünkü göçmenlikte en çok etkilenen illerden bir tanesi de hiç kuşku yok ki Dersimdir, Bu bağlamda bağlı bulunduğumuz federasyonumuza da büyük işler düşmektedir.21.yy.a çok yaklaştığımız bir dönemde insanların refah ve mutluluk içerisinde yaşamalarını, ekonomik, sosyal ve siyasal politikalar vasıtasıyla sürdüre bilinir hale getirtilmesiyle mümkündür.Yoksulluk yalın kelime haliyle dahi korkunç bir insanlık gerçeğini yansıtmaktadır.Yoksulluğa ilave olarak bölgesel sorunlar,iç savaşlar,etnik çatismalar,dini çeliskilerle bütün bu sebeplerden dolayı yoksulluğu daha da vahim hale getirmektedir.Kısacası yoksulluk bu yüzyılın sonunda insanlığın en büyük sorunu olmakla beraber küreselleşmenin yoksul ülkelerin kültürlerine de olumsuz etki edeceği gerçeğini hatırlamakta yarar görüyorum.

Bizler sevgili okurlar, kültürlerimizi koruma,birlik ve beraberliğimizi koruma,inançlarımızı koruma kısacası var olan bütün manevi değerlerimizi derleme toparlama ve yaşatma mücadelesini şu gurbette vermeye çalisiyoruz. Bütün bunların yanında birde bizlerin evrensel boyutta dünyada ve bölgemizde gelişen siyasi olaylara karşi daha duyarlı olmamızı gerektiren görevlerimizi de bir kenara atamayız. Yani yola koyulduğumuz bu yaşam mücadelesinde yürüdüğümüz her kilometrede bir değer yaratmış bin bedel ödemisiz,bu bedellerin yüreğimizde yarattığı umudu asla yitirmemeli ve bu yolda yitirdiğimiz seyit rızadan, İbrahimlerden,deniz ve mahirlerden ögrendiklerimizle insanlığın kurtuluş kavgasında bir adım daha ileri gitmişsek,ve bunun bedellerini de Özgürlerle,Nuranlarla,Önderlerle ödeyen bir toplum olmuşsak sanırım bu davayı daha da sahiplenmeli ve kürmeş halkına yakışır bir yaşamın içinde yerimizi almalı ve duyarlılığımızı korumalıyız.

 Eski Yunan’da sadece kendi ‘’özel’’ dünyasına dalmış, kendini işini – o iş kafa emeğine dayalı olsa bile – ailesini düşünen insanlara kendi kendisinin özelinde ‘’idiotic’’denirmiş, yani türkçesi ‘’Ot’’ gibi bir yaşamı anlatmaktadır.demek ki eski yunanda kendi özelinin,kendi bencil dar dünyasının içine hapis olmuş bir yaşam süren bireylere, ne denli bilgi sahibi olurlarsa olsunlar,’’Ot’’ veya ‘’Aptal’’ olarak bakarlarmış.Dolayısıyla bir insan filozof veya bilgi sayar mühendisi olabilir, çok ünlü bir sanatçı veya yazar olabilir,doktor olabilir yada Pr. Doktor olabilir, bu kişilerin yaşam tarzları kendi kendilerine ise ‘’Ot ‘’ sayıla bilinirler. Buradan hareketle bilgi düzeyi veya entelektüel duruşu yüksek olan toplumumuzda ‘’Kültürler’’ tanınan bilgelerin yaşamsal şekillenişlerinde, kamu ve sosyal alanlardaki pratik hizmetlerinde görüle bilinirler.Kendisine okumak,kendisine çalismak,kendisi için sadece yaşamak kişinin toplumsal sorumluluktan uzaklaştığının bir kanıtıdır. İnsanın bulunduğu konum ne olursa olsun nerde yaşanırsa yaşanılsın, sahip olduğu yeteneklerini ve becerilerini toplumun hizmetine sunmalıdır, herkes mutlaka bir gün bu dünyada göçer gider bu göç engellenemez, giderken de önemli olan yaşadığın alanlarda güzel ve yararlı şeylerle anılman ve geride bıraktıklarını onure etmendir.