Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Dernek Kültürünü Yeterince Kavrayabildik mi?

Kır yaşamından koparak kent ve metropol yaşamına dönen insanımız, bu yeni yaşam biçim ve koşullarıyla, kendilerine sunulan teknolojik gelişmeler ve farklı kültürlerle tanışmış, bir ölçüde kır yaşamının kendilerini sınırladığı yaşamdan kopmuş oldular. Teknolojideki bu yenilikler insan hayatını ister istemez her alanda etkilemiş, toplulukları kendi dar kalıpları içerisindeki yapılanmalarda kurtarmıştır.Bu gelişmelere karsılık topluluklar veya bireyler kendilerini ifade etmek hak arama  ve sahip oldukları değerleri koruma(sosyal kültürel,tarihsel,dilsel,inançsal vs.) adına çesitli örgütlülüklere gitmişlerdir.Bu örgütlenmeler içerisinde bizimde kurduğumuz ve çalışmalarını yaklaşık on  yıldır yürüttüğümüz köy derneğimiz gibi kurumlarda  vardır.

Her toplumun kendine göre bir yaşam biçimi ve bu yaşam biçimi içerisinde edindiği bir takım kültürel değerleri vardır. Kültürler bir toplumun tarihini, gelişme evrelerini, eğitimini,üretim biçimlerini,topluluklar arası ilişkilerini belirlemede önemli birer faktördür. Kültürel değerler yaratılırken buna paralel olarakta o topluluklar kendi aydınlarını ortaya çıkarır ve kenilerine yön verecek  toplum mühendislerini böylece oluştururlar. Kültürlerin doğuştan insanlara kazandırılmadığını düşünürsek bunun tamamen toplumsal bir ürün olduğunu söylemekte yarar vardır. Bir insanın dünyaya gelişini şöyle bir anda olsa hafızamıza getirecek olursak bunu boş bir hafıza kartına benzeterek, onun nelerle dolacağını hangi bilgilerle yüklenilecegini ve kendisini nasıl tanımlayacağını önce sahibi olduğu kişiler belirleyecektir, sonrada çevre derken dış dünyaya açılımı onun tam olarak şekillenmesini ortaya çıkaracaktır.

Toplumun ortak davranışları,inançları,örf ve adetleri bireylerin genel anlamda kültürlerinin şekillenmesine birinci derecede etki etmekte ve bir kültürel sosyal miras bırakmaktadır.Önce aile sonra çevresinde edinilen kültür gereği birey, toplum içerisinde kime saygı duyacağını,ne yiyip,ne giyineceğini, nasıl davranılacağını, hangi şartlarda konuşması gerektiğini,sesinin tonundan tutunda daha bir çok şeyin belirlenmesini sağlar. Kısacası bir çoğunun deyimiyle kültür; „öğrenilmiş davranışlar örüntüsüdür „.

Kültürlerin biribirinden farklı olduklarını hepimiz biliyor ve bunu bir zenginlik olarak düşünüyoruz ayrıca kültürlerin birleştirici,bütünleştirici yönlerininde güçlü oldugunu biliyoruz. Kültürler toplumların üyeleri tarafından paylaşılırlar,geliştirilirler ve gelecek kuşaklara birer sosyal miras olarak aktarılırlar, kendi kültür seviyelerini yükseltme ve gelecek kuşakların da bu anlamda daha kaliteli bir eğitimde geçmelerinin önünü açarlar. Bu anlamda kültürler hem tarihsel hemde süreklidirler yani artsız aralıksız bir suyun akışı gibidirler dur durak demeden yatağını genişler  yoluna devam eder.

Kültürle ilgili yapılan tanımlar içerisinde Taylor’un genel olarak benimsenen tanımına göre; kültür, “Bireyin toplumun bir üyesi olarak kazandığı bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk, örf ve adetler ve yetenek ve alışkanlıkları kapsayan karmaşık bir bütündür.”

Dernek Kültürü Nedir ve Neden Gereklidir?

Yukarıda kültüre dair yaptığım genel belirleme ve anlatımlardan sonra, burada bir örgüt kültüründen bahsetmeyecegim sadece kendi tecrübe ve çalışmalarımdan yola çıkarak dernek kültürünün yasamımızdaki önem ve yerine dair bir bakış sunacagim. Bildiginiz gibi örgütler dış dünyayla sürekli ilişki içerisinde olmak hertürlü gelişmelere karşı duyarlı ve içinde olmakla sorumludurlar,hedeflerinde siyasal kazanımların yattığı örgütler büyüme oranlarına görede yeri geldiğinde iktidar için mücadele vermektedirler . Bu çalışmaları süresince örgütlerinde kendilerine göre bir kültür oluşturduklarını söyleyebilirim. Benimde üyesi ve kurucu baskanlığını yaptığım köy derneğimizinde gelinen bu on yıllık aşama sonucu bir kültür edindigini ve bu kültür sayesinde önemli bir noktaya geldigini belirtebilirim.

Derneğimizin edindiği bu kültür herne kadar üyelerimiz ve köylülerimiz tarafında çokta bilince edilmiş olmasada, çalışmalardaki sahiplenme ve ortak çalışma bile tek başına bir kültürün edindiğini bizlere göstermektedir. Derneğimizin İlk kuruluş yıllarında milliyetçi-dar bir yaklaşıma maruz kalmış sık sık eleştirilmiştik,dernekleşmenin toplumumuz için ne kadar gerekli olduğunu yeterince anlatamamıştık,dernekleşmenin toplumumuza bir düzen bir gelenek ve kültür bırakacagını anlatamıyorduk, anlattıysakta insanımızın alışık olduğu örgüt kültürünün yoğun etkisi sonucu anlaşılamıyorduk, örgüt kültürünün yarattığı farklı kurum ve kültürlere bakıştaki bu kısır döngüyü (bireysel yetersizlikte diyebilirim)uzun yıllar aşamadık ve halada aştığımızı söyleyemeyiz. Niçin aşamadığımız sorusu ise başlı başına ele alınması gereken bir husustur. Çünkü insan karmaşık bir varlıktır,her insanın kendisine has hisleri,arzuları,bireysel hedefleri,inançları vardır ayrıca bunlara ek olarak birde ütopyaları vardır dolayısıyla insanlar birbirinden çok farklı yaratıklardır,sadece ortak çıkarları sözkonusu olduğunda biribirlerine gülebilen bir varlıktır. İnsan kaynakları çok farklı olduğunda kurumlardaki çalışmalarda tam olarak bir birliktelik yakalamak zaten olası değildir,maddi faktörlerin yanı sıra eğitsel-sosyolojik,yasal-poliitik gibi bir çok farklılıklarda bunda etkilidir.

Kurumlardaki bu farklılıklardan ötürüdürkü belli aralıklarla sürekli yeni yöneticiler seçilir ve bu yeni seçilen yöneticilerde kendi farklılıklarını ortaya koyarak bu farklılıklardan yola çıkarak yeni etkinlikler ve projeler yaparlar böylece kurumlarda tek elden yönetilmekte kurtulup farklı düşünce ve uygulamalara açık bir boyut kazanmış olur. Kurumlardaki bu renklilikler ve demokratik uygulamalar bu seçimlerle işlerlik kazanır. Burada önemli olan herkesin bu kurumlarda yaratılan kültür mirasını sahiplenmesi ve yapılacak yeni çalışmalara da katılarak bu mirasın genişlemesini sağlamasıdır.

Kurmeş derneğimiz ilk ilan edilişinden bu yana yaklaşık on yıldır faaliyet yürütmektedir. Hatırlanması açısından kısaca bu falliyetlerin bir kaçına değinme ihtiyacı duymaktayım. İlk kuruluş yıllarımızda belli bölgelerde halk toplantıları yapmıştık,bu toplantılarımıza köylülerimizin yoğun ilgi duymasını , özellikle orta ve yaşlı kuşakların daha çok sahip çıkmasını beklerken bu beklentimiz maalesef henüz ilk toplantılarımızda boşa çıkıyordu. Tamda burada yukarıda değinmeye çalıştığım örgüt kültürü veya anlayışı buna büyük bir neden ve engeldi ,bu engelin örgütler tarafından geldiğini  belirtmiyorum,bunu özellikle yazayım, bu sadece insanımızın siyasal gelişmelere bakışındaki genel anlayışı ve kültürü ile ilgili bir şeydi. Yani dış dünyayı tanımlarken politik hedeflerini sınıfsız bir dünya için tasarlamış planlamış insanımız kendi sınıfının ve toplumunun dilini, kültürünü ihmal ediyor bu alanda hiçbir şey de yapmıyordu. Ve bugün hala bizler bu kültürün ve aslında tanımlamamızın en önemli dayanağı olan hatta olmazsa olmazı olan ana dilimizi kullanmakta zorlanıyor veya hiç kullanmıyoruz. Bu bile tek başına kendi kimliğimize ne kadar uzak kaldığımızın kanıtıdır.

Kurmeş derneği olarak kimliğimizin tüm değerlerini yaşatmak istedik,bu anlamda dil,inanç,doğa ve kültür değerlerimize gücümüz oranında sahip çıkmaya yaşatmaya çalıştık çalışıyoruz hatta  dönem dönem ulusal sorunlar karşısında tavrımızı net olarak belirledik ve kimliğimizi net olarak ortaya koyduk,inanç bazında toplumumuza saygı duyduk,çeşitli etkinlikler yaptık, politik anlamda ve çeşitli gelişmeler karşısında  dönem dönem ilgili basın açıklamaları yaptık,sorunlara karşı duyarsız olmadığımızı kamuoyuna açıkladık, Bu duyarlılığımız bugüne kadar yapmış olduğumuz ve desteklediğimiz  etkinliklerde de kendisini göstermiştir. Altı tane şenlik tertiplemiş  ve bu şenliklerde onlarca panel yapmış, köyümüz,bölgemiz ve ülke sorunlarıyla yüzleşmiş gücümüz oranında  da birtakım sorunları çözmeye çalışmışız. Hakeza depremzedelere ve doğal afetlerde yardıma muhtaç olanlarada derneğimizin gücü doğrultusunda yardım etmeye çalıştık. Derneğimizin yapmış olduğu etkinliklerin tamamına burada değinme gereği duymuyorum, isteyen ve merak edenler (www.Kurmes.org) sitemizde takip edebilirler.

Derneğimizin en önemli etkinlikleri ve olmazsa olmazı hiçkuşku yokki gençlik çalışmalarıydı, son bir iki yıldır bu alanda da önemli gelişmeler yaşanmış gençlerimiz kurumlarına sahip çıkmaya başlamış ve kendi aralarında derneğimizle bağlantılı olarak çeşitli etkinliklere imza atmışlardır.bunlardan bir taneside bu mayıs ayında Heilbronn kentinde yapılacak „2.Kurmeş gençlik Buluşması“dır. Gençlerimizin bu buluşmasını çok önemsiyor ve değer veriyoruz.

Deneğimizin amacına ve tüzüğüne uygun olarak çalışmalarını sürdürmesinde  hiç kuşku yokki üyelerimizin desteği kadar esnaflarımızın maddi destekleride  çok önemli rol oynamaktadır.

İlk kuruluş yıllarını saymazsak son sekiz yılda yapmış olduğumuz onlarca etkinliğe desteklerini esirgemeden sunan esnaflarımız(bunlara esnaf olmayan köylülerimiz ve gerekse de dostlarımızda eklenebilir) derneğimizin buraya kadar gelmesinde önemli pay sahibi olmuşlardır. Kültürlerin gelişimi yanı sıra ekonomik  gelişmelerinde olması bir toplumun elini ayağını hep güçlendirdiği gibi bağlı kurumlarında çalışmalarını kolaylaştırmıştır. Kurmeş derneğide çalışmalarında en büyük desteğini  maddi anlamda esnaflardan almıştır. Esnafların bu desteğini gören ve değer veren kurumumuz öncelikli olarak esnafları ve kurumumuza destek veren yöneticileri dost kurumları düşünerek  Mart ayında bir etkinlik tertipledi.

Mart ayında tertiplediğimiz bu etkinlik kurumumuzun çalışmalarına maddi ve manevi anlamda destek verenlere verdiği bir  değerdir. „Hep alalım,sağalım“ mantığından uzak kurumumuz bu etkinlikle bir ilkide gerçekleştirerek kurmeşli esnafların buluşmasını sağlayacaktır. Tüm masrafların kurumumuz tarafından karşılanacağı bu etkinlik aynı zamanda kültürümüzün çok önemli bir dayanağı olan toplumsal birliğimizin her alanda oluşmasına vesile olacaktır. Esnafıyla, yöneticisiyle,üyesiyle, aydınıyla ,dost kurum ve kuruluşlarla bir buluşma sağlayacak olan derneğimizin bu çalışması her açıdan çok önemli bir yere sahiptir. Kurumumuzun yaptığı ve yapacağı etkinliklerin yukarıda kültüre dair söylediğim bir çok şeyi içerdiğini ve başarıylada devam ettireceğini,kültürümüze çok şeyler katacağını  belirtmek isterim. Son olarak William Shakespera’nın  şu sözlerini yazarak son vereyim.“ Özgür ve erdemli yeni insan“ olmak.

A.Haydar Gürbüz

12.02.2013

 

,