Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Kürt halkı için gökten yeryüzüne özgürlük düşmez-A.Haydar Gürbüz

Kürt sorunu sezgilere dayanılarak,duygusallaştırılarak,inançlara(dine) indirgenerek çözüme ulaştırılabilinir mi? Havadan - sudan,derme-çatma hakların verileceği hesabıyla bu toplumun özgür düşleri yokedilebilinir mi? Dönem dönem Kürt sorununda söz sahibi olanların pratik çalışmalarını ve kazanımlarını duygusal yaklaşımlarına ve kişisel hesaplarına indirgeyerek toplumsal ilişkilerde gerilmelere,mücadelede kırılmalara ve dağılmalara hatta bir daha toparlanması zor pasif konumlara itebilmektedir. Kürt sorunundaki hakikat olgusu asla duygusal yaklaşım ve kişisel hesaplara çıkarlara hatta bireysel yaşam,bireysel iktidar hırs ve güç seviyesine 

indirgenmemelidir.

Kürt sorunun çözümünde bağımsız bir Kürdistan'ı konuşma yerine, hali hazırda birlikte yaşanılan ülkelerin halklarıyla kardeşçe yaşama hikayesi veya aynı sınırlar içerisinde parça parça yaşama, sömürge olmaya devam ettirmek bağımlı ve deyim yerindeyse dogma yasalara hapsedilerek modern köle statüsü projelerinin demokrasi adı altında başka bir versiyonu konuşulmaktadır. Bu yönlü projeler gerçekte ise Kürt halkının kurtuluşu için bir bütün olarak tüm Kürtler için nihayi bir çözüm ve beklenti olmaktan uzaktır.

Felsefi bir deyim vardır; "Toplumsal yaşam,özünde pratiktir" Kürt sorununa ara çözümler üretme yerine genel bir çözüm,ki oda tam bağımsız bir ülkeden başka bir yol değildir, kişisel kaygıların ve çıkarların bu temel sorunda yerinin olmaması, Kürt toplumunun gelecekteki yaşamını düşünerek Kürdistan'ın bir parçasına diğerinden ayrı bağımsız yaklaşılmamalıdır. Bütün bölgeleri içine alan bir çözüm arayışı içerisinde olmak en doğru nihayi ve gerçekçi yaklaşım olacaktır. Bölgesel gelişmelerin Kürtlere sunduğu özgürlük alternatiflerini iyi kullanmak gerekirken tekrar parça parça bağımlı bir statü ve yaşanmış yüzyıllık deneyimlere rahmen hala başka ülkelerin kopmaz parçası olmaya çalışmak Kürtler açısında köklü bir çözüm getirmeyeceği gibi asıl sorundan kaçıştır günü kurtarmadır. Kürtler için çok teori üretmekten ziyade pratik çözümlerin uygulanmasının zamanıdır.Başarısız her uygulama bilinmeliki, gecikmelide olsa Kürt halkının birliğine ve özgürlüğüne yol açacaktır.

Kürt sorununun çözümü, tek tek birey ve partilerin sezgi önerileriyle değil,toplum hakikatleriyle,tarihsel deneyim ve örnekleriyle düşünülmelidir. Kürt halkı yakın zamana kadar kendileri hakkında,kim oldukları hakkında,ne oldukları hakkında, yeterli bilgiye ve bilince sahip değillerdi,hala da tam olarak bilinç edinmiş değiller.Hatta kendi kültürlerine ve toplumsal değer kültülerine dillerine yabancılaşmış, ötekileştirilmiş bir halk olarak dünyamızda vatansız yaşamaktadırlar.

Belki teorik olarak vatanımız var fakat pratik odur ki bağımlı ve başka ülkelerin eğemenliğinde yaşamaktayız.Kürt halkı sahip oldukları kişisel ilişkileri,dini inançları ulusal değerleri üzerinde tutmaktadırlar. Günümüzde hala İslam dini etrafında birliği düşünen ve bu anlamda da cemaatlarla,islami örgütlerle sıkı ilişkileri olan yüzbinlerce Kürt vardır. kendi ulusal gerçeklerinden uzak,tanrısal,dogma hatta hayali birliklerin peşinde giden Kürtler belkide bu yüzdendirki bugüne kadar ulusal bilinç edinmemiş,bölük pörçük yaşamaya mahkum kalmışlardır. Kürt halkının özellikle dine dayalı tabanının bu yanılsamalarından,dogmalarından ve cemaat ilişkilerinden kurtulmaları şarttır. Kürt liderlerinin, söz sahiplerinin kendi toplumunun hakikatlerini gözeterek konuşmaları dinci-cemaatçi söylemlerden ve bunlara olan inanç söylemlerinden övgülerden uzak durmaları şarttır. Kürt halkı ,içerisinde çeşitli inançlar mevcuttur her adsıma veya övgü birbaşka inancı beraberinde kırmaya ve kutuplaştırmaya götürmektedir.

Geçmişte genç kuşakları etkileri altına alan çeşitli sanat akımları,felsefi akımları olmuştur.Günümüzde ise durum farklılaşmış,siyaset,ideoloji ve inançlar öne çıkmış daha çok çelişki ve düşmanlık yaratılmaya çalışılmıştır. Özellikle dini akımların çokluğu ve gericiliği, gençliği ilimden-bilimden uzaklaştırmış,kitaplardan ayrı tutmuş,aydınlamalarını engellemiş dar ve kutuplaşmış bir yaşama endekslemiştir.Ulusal bilincin yaratılmasıyla bu  gerici ivmelerin kırılması gerekirken aşiret ve ezbet anlayışınında hakim olduğu Kürt bölgelerinde gelinen noktada hiçbirşeyin değişmediğini belirtmek abartı olmasa gerek. Edebi,ilmi ve felsefi eğitimden uzak büyüyen bir gençliğin yüzünün aydınlığa değilde gericiliğe karanlıklara doğru sürükleneceği gerçeğini gözardı edemeyiz. Evlerinde birkaç kitap dahi bulundurmayan bir nesil ile karşı karşıyayız. Sanal-İnternet ağının iyi kullanılmadığınıda düşünürsek, gençliği büyük bir tehlikenin daha"Sanal tehlike"sarıp sarmaladığı da birbaşka gerçektir. Kürtlerin edebi ve sanat alanındada yeterli olmadığını varsayarsak Kürt gençliğinin ulusal bilinç edinme yollarının da çok kısıtlı olduğunu söylemekte yarar vardır.

Kürt halkının ekonomik anlamda başka ülkelere bağımlı hale getirilmesi sömürgeleşmelerinin en önemli nedenlerinden biridir. Bunun yanısıra Kürt halkı içinde aşiretçilik ve ezbetçilik dinin yanısıra en can sıkıcı sorunlarıdır. Kendi katillerine aşık Kürtlerin hala günümüzde olması çok acı bir durumdur, Metiner ve Kamer Genç gibi kürtlerin kendi egoları için bir halkı ve gerçeğini nasıl inkar ettikleri ve sattıklarını üzüntüyle takip etmekteyiz. kendilerini inkar eden bu Kürtler başka inançlarada saldırmakta geri durmamaktadırlar. Buda sistemin bir parçası olarak düşünülmelidir.

Tarıma dayalı üretim ve hayvancılığın ötesine geçemeyen Kürtler günümüzdede hala aynı yaşama devam etmektedirler. Oldukça yavaş gelişen ekonomisi ve giderek dibe vuran eğitim sistemi ile Kürt halkı günümüzde de kendisine has bir yönetim ve iktidar anlayışında yoksun hatta uzaktır.Bu az ve zoraki gelişmişlik nedeniyledir ki Kuzey ve Güneydeki Kürt liderleri biraraya gelmekte zorlanmakta kişisel hırs iktidar ve güç egolarına yenik düşmekte genel bir birlik çerçevesinde Kürt halkına çare olamamaktadırlar.Güney Kürdistan yöneticileri ellerindeki siyasi ve politik güçlerini tüm Kürtler için seferber edememekte Kuzeydeki Kürt hareketleriyle birlikte çalışmayı göze alamamaktadırlar. Rojava'da zor günler geçiren kardeşlerine yardımda zorlanmakta bölge devletlerin baskı ve yaptırımlarına uymaktadırlar. Tam bağımsız inancında yoksun liderleri ancak kendilerine modern güç dedikleri Emperyalist hegomanya ve onların direktifleri çerçevesinde birşeyler yapmaya cesaret etmektedirler. Burda Kürt halkının özlediği birliği aslında liderlerin çokta istemedikleri kendi kişisel egolarına ve güçlerine kurban ettikleri açıkça görülmelidir.

Kürt halkı için gökten yeryüzüne özgürlük düşmez, düşse düşse bugünlerde ancak acılı yağmurlar düşer, Kürt halkı yeryüzünde kanatlanarak gökyüzüne çıkmalıdır, ışığını orda tüm dünyaya yaymalıdır.Özgür olmanın bir bedeli ve akli bir yöntemi olmalıdır.Kendiliğinde Kürtlere özgürlük ne verilir nede gelir.Kurtuluş elbetteki sadece zihinlerde oluşmaz,teoride oluşmaz veya gerçekleşmez,tarihsel olgularla 
birlikte bir süreçle içiçedir.
Ali Haydar Gürbüz