Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Asil Olmanın Doruğunda Bir Hayat

Asil Olmanın Doruğunda Bir Hayat

Ali Haydar Gürbüz·22 Ekim 2015 Perşembe

100 1584Dersim‘in Doruklarında tutkulu bir sevdadır yaşamım, çocukları kundakta toprağa düşmüş, parçalanmış bedenleriyle güne tırmanan anaların babaların, yaşamak için, varolmak için taşıdıkları umutların doruğudur Dersim Dağları, orda yaşarken kartal yuvalarına yakın olmak, bulutlara yukardan bakmak Munzura doruklarda su taşımak ve kanatları renga renk kelebeklerle sevdiklerimize haber uçurmak var ya! tıpkı bir kemanın yayından çıkan müzik gibi bir uçtan bir uca kaplar yüreğini insanın.
 
Gök kuşağı renkleriyle boyanırsın, güneşin ilk ışıklarıyla taranır saçların ve o yüreklerde hiç eksilmeyen acılar türkü türkü düşer dilimizde, belimizdeki mavzeri öfke kaplar adeta kendiliğinde boşalır, dizer mermileri ardı sıra, sanırsın bir senfonidir karışır gider rüzgara, dağlara, taşlara. Bu sesler yıllardır terkettiğin ve belkide hasretinde uyuyamayan anamın melul yüreğini bir nevide olsa rahatlatmak için kulaklarına kadar gittiğinin mutluluğudur, umududur bende.
 
Dersim dağlarında yaşamak ve özgürlük uğruna bir gün burada şehit düşmek her yiğidin arzusu ve özlemidir, korku dolu bir hayatı çoktan bıraktım, kendimi hapsetmekten çoktan kurtuldum, zalimlerin ulaşamayacağı ve beni asla esir alamayacakları doruklardayım şimdi, yani özgürlüğün koynunda bir sevdanın pınarındayım, kaç bahar geçti, kaç zemheri kış ayı geçirdim, nice çatışmalardan sağ çıktım, nice canlar yanı başımda düştü toprağa, ama ben ama bizler umudumuzu asla yitirmedim, cesaretimi düşmana asla kırdırmadım, yoldaşlarımın, vurulurken gülen bakışlarını asla unutmadım , vurulanlar elbet ölmediler, bu sevda bu asil topraklarda asla yitip gitmedi, asla teslim olmadı, çünkü umut bu dağların doruklarındaki şahin sesleriyle göğe yükseldi.kanla yazıldı bedenle yazıldı..
 
Ben bir delikanlıyım ve bu dağlarda atalarımızın kemiklerine yapılan zulmün şahidiyim, onlar bugün dile gelselerde bizleri sizlere anlatsalar, bilseniz bu dağların muhteşem senfonisinde demli bir çayın tadını ve koysanız sizde bu yaşamın adını, alsanız sizde doyasıya tadını,bırakırdınız gurbet ellerini,çekmezdiniz kimsenin kahrını o zaman anlardınız bir ağaç gibi hür özgür ve kardeşçe yaşamanın ne anlama geldiğini, burda hayat kitaplardaki gibi değildir,her zaman sıcak her zaman ekran bir yaşam yoktur, tek gerçek var oda ayaklarının bastığı taşlarla tabanlarında duyduğun sızılar, rüzgarın okşadığı saçların, teninde beliren mutluluklar ve umutların en yücesi olan özgürlük tutkusu...
 
Ben ilk Dersim dağlarına tırmandığımda dehşet bir düşünce içerisindeydim, nasıl burada yaşanır dedim, kendi kendime,baktım öylecene etrafıma, yalçın kayalar,dipsiz uçurumların eteğindeydim, taş atsan yere değdi mi acaba diye sorarsın kendine? kim yaşayabilirdi ki bu çılgın dağ yamaçlarında sevdan olmasa..
 
Sonra etrafımda ötüşen keklik seslerini duydum, renkli kelebeklerin dansını ve mutluluğunu gördüm, baharın doğuşu ve dağların doğurganlığına şahit oldum, karlar yeni eriyordu, geyikleri gördüm yüzlerce geyik, onlara öylece baka kalmıştım, burası neresi ben nereye gelmişim? diye tekrar tekrar sordum kendime, bir keresinde yamacın arka tarafına vardığımızda iki Ayı gördüm bize bakıp homurdanıyorlardı sinirlenmişlerdi, topraklarını mekanlarını galiba bizlerle paylaşmak işstemiyorlardı ama onlar bize bizde onlara alışacaktık bu yaşamda her şey paylaşılacaktı onlarda bizimle bu dağları bu güzellikleri paylaşacaklardı ve bunu zamanla öğreneceklerdi, sonra yürüyüşüme devam ettim dağın tam doruğunda bir göl vardı etrafında karlar,ve kardelen çiçekleri vardı üzerlerinde kelebekler,bu ülke benim ülkemdi ve her şeyiyle muhteşemdi, artık hiçbir korkum kalmamıştı bütün bu güzellikleri yaşadığım için mutluydum.
 
İçimdeki tek hüzün ülkemin hala özgür olmayışıydı,atalarımı katledenlerin hala bu hesabı vermeyişiydi., belki ben bu uğurda vurulacaktım ama bu dağlar mutlaka kendileri için vuruşanlara özgür bir yarın armağan edecektir.Asil olmanın doruğunda bir yaşamdı benimki ve kendimi tanımanın bilmenin İn’indeydim,etrafımda ihanet yalan ve kaçamak hele hele büyük ekran hayatlar hiç yoktu sadece kavgam yoldaşlarım ve bu asil dağların güveni vardı..(Not:Bir devrimcinin anlatımından yola çıkarak yazmıştım)