Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Demokratik Açılımın Ortaya Çıkardığı Irkçı Parti CHP

Yoksul benim/Aç çıplak yaşayan benim/evsiz barksız,işsiz güçsüz olan benim/ umutsuz olanda benim/dilsiz vatansız sahipsiz anlayacağın köle olan benim/katledilmiş,sürgün edilmiş,köyleri yakılmış olan benim/evladını yitirmiş ananın yaktığı ağıtları hergün dinleyen benim,acısını yaşayan benim/Dersimde Koçgiride Ağrıda Halepçede vurulan benim/duyun sesimi ey dünya / hertürlü cefayı çeken benim,zındanda duran ben,vurulan ben,cinayetlere kurban giden ben,faili meçhul ben, okulsuz ben,ceylansız ben,umudu umud edemeyen benim/barışı isteyen ve avazım çıkana kadar bağıranda benim/ kardeşçe gülüşmek,kardeşçe koklaşmak ve kardeşçe yaşamak isteyende benim /insan olanda benim,insanım diyenle yaşamak isteyende ben/birlikte yaşamak isteyen ve bana bunları reva görenleri affetmeye hazır olanda benim....A.Haydar Gürbüz

AKP hükümetinin uzun bir süredir kamuoyu önünde tartıştığı “Kürt Açılımı”projesini Mecliste tartışmaya açtıktan sonra bugüne kadar demokrasi şarkılarını dillerinde düşürmeyen ve her defasında biz “sosyal demokratız” tanımlamalarıyla türkiye coğrafyasında bulunan sol ve sosyal demokratların oylarıyla iktidara vede meclise gelen CHP lilerin “Kürt Açılımı” tartışmalarıyla birlikte kendilerinde var olan ve bugüne kadar cesaretle ortaya atamadıkları şoven-milliyetçi yapılarını  artık gizleyemecekleri bir şekilde gün ışığına çıkarmış seslendirmiş bulunmaktadırlar. Kürt açılımı ile CHP de bu şoven ve milliyetçi açılımıyla birlikte türkiyede iki milliyetçi partinin olduğu gerçeğini gözler önüne serdi. Laiklik ilkesinin sadece lafta olduğu Kemalist ideolojisinin savunucularının takındıkları bu reddi inkar duruşları artık bu partinin kimliğini ve buğüne kadar  CHP iktidarlarında yapılan kürt alevi katliamlarının nasıl ve hangi zihniyetle bütünleştiğini(Kemalist ideolojinin tamda kendisiyle bütünleşmiştir) ortaya koymaktadır.

Onur Öymenin son meclis konuşmasında dile getirdiği ve 1937-38 tarihlerinde çoluk- çocuk,kadın gözetmeksizin katledilen dersimlileri ve dersim katliamını örnek vermesi CHP zihniyetini  ve onların etnik anlamda kürt, inanç bağlamında alevi, düşmanlığı politikalarını gözler önüne sermekle birlikte sürekli  kullandıkları “sosyal demokrat” maskelerini yerle bir etmiştir. Kendilerine gelen tepkiler karşısında ne kadar özür dilemeye çalışsalarda bu onların kabahatını örtpas edemeyecektir çünkü Öymen’in bu söylemleri gerçekte Baykal’ın ve Baykal öncesi CHP liderlerinin savundukları bir siyasi çizgidir,genel kurmayın kurmayı olan bu parti tarihinde bugüne kadar hiç bir Cunta hareketine karşı çıkmamış çıkmadığı gibi cuntaya hertürlü lojistik desteğide sunmuştur,bugünde “kürt açılımı” noktasında Genelkurmaydan farklı bir çizgi ve anlayış gelişterememiş Ergenekon çetesinin tamda içinde yerini almıştır.

1937-1938 Dersim Katliamının yapıldığı dönemlerde CHP tek başına iktidardı ve o dönemde çoluk çocuk ana-kız demeden önüne gelen her dersimliyi katlediyorlardı, bugün Öymen “analar ağlamasın derken dersimde acaba kaç ana sağ bırakıldı,kaçı katledildi ve kaç onurlu yiğit dersimli ana bu canilere katledilmemek ve kirlenmemek için kendilerini yarmalarda aşağı attılar? Biliyor mu? Sayın Öymen Dersimde ağlayacak ana mı bıraktınız? Tarih önünde dersime karşı işlediğiniz bu suçlarınızı dünya kamuoyu önünde açıklığa kavuşturup dersim halkında özür dilemediğiniz müddetçe bu faşizan yapınızda ve inkarcı tutumunuzda kurtulmadığınız  müddetçe onurlu her kürt ve özellikle dersimliler sizleri asla affetmeyecektir , gelinen aşamada sizlerde kabuğuna sığındığınız “Sosyal Demokrat” kimliğinden artık ayrılıp MHP saflarında şimdiden resmen yerinizi almalısınız.

Kürt Açılımı gündeme alındığından bu yana CHP ve kardeş partileri MHP bu açılımı her fırsatta ayrılıkçı olarak ele almış ve sorunun çözümüne engel olmak için hertürlü itirazı ve sesi yükseltmişlerdir, Baykal “Herkesin etnik kimliği onun şerefidir”diyor  fakat devamla kürtçe seçmeli dil olursa ülke bölünür diyor o zaman nerde kaldı bu şeref ve haysiyet, evet  sayın Baykal ben bir kürdüm ve onurlu biri olduğum içinde kendi dilimde eğitimimi yapmak istiyorum ve sende benim bu talebimi bölücü olarak değerlendiriyorsan al eline silahını ve hemen Dersime git veya başka bir kürt bölgesine benim gibi düşünen bütün bölücüleri kurşunla taki oralarda bu talebi tekrarlayacak bir kürt  kalmayana kadar..sanada partinede bu yakışır böylece Türkiye’de türkten başka hiç bir etnik yapı kalmayacak veya kalanlarda kürtlerin başına gelenlerden sonra zaten seslerini çıkaramayacaklardır.Bu düşüncelerden sonra Hitlerleden bir farkın kalırmı onuda sen düşün...yan bir düşünce olarak CHP ve Baykal genel seçimlerde uğramış olduğu (Özellikle doğu ve güneydoğu anadoluda) yenilğinin acısını bu açılımı engelleyerek çıkarmak ve Türkiye’nin diğer bölgelerinde önümüzdeki seçimlerde daha çok oy alma gibi çok basit bir  düşünceyide içinde barındırmıyor değiller,bu aşamadan sonra herhalde bu düşünce onlar için dahada öncelikli olacaktır. Türkiyede bugüne kadar işlenmiş faili meçhul cinayet ve kayıpların en temel nedenlerinden biride kürt sorunundaki bu imha ve inkarcı tutumdur.Mecliste çok ciddi bir konu işlenirken ne olursa olsun konuya önemle eğilip meseleyi çözme çabaları yerine dinci bir partinin demokratik açılım siyasetinde rahatsiz olup oturumu terketmek kürt sorununun çözülmesini istemeyen savaşı dayatan ve katliamları meşru gören bir zihniyetin ta kendisidir.21 yılda sadece 403 kürt çocuğunun silahlı kuvvetler tarafından katledildiğini bilmek bile bu sorunun aciliyeti ve önemini gözler önüne sermektedir.

Demokratik açılım tartışmalarının yapıldığı gün aynı anda Genelkurmay Cudi dağında askeri operasyonlara hız vermişti,aslında bu resim bizlere Meclis ve Genel Kurmayın ayrı ayrı ülkeyi yönettikleri gerçeğini bir kez daha öğretiyor,yani Asker mecliste konuşan vekillerede şu mesajı veriyor siz orada ne derseniz deyin biz bu savaşı ve bölgedeki gerginliği devam ettireceğiz. Bu durum karşısında yakında tahammülleri bitecek olan gerillalarda karşı saldırıya geçtiklerinde yeniden açılımı tartışmak artık çok geç olacak ve o zaman kürtlerde artık bağımsız bir devlet fikrinden başka bir çözüme yanaşmayacaklardır,çünkü ellerinde başka bir seçenek kalmamıştır.Bazen karşı tarafın yanlışları doğruların tekrar savunulmasına yardımcı olabilir.

 19 Kasımda Brükselde 2.Dersim Konferansı düzenlenecek,bu konferansın önemi son gelişmelerden sonra dahada arttı diyebilirim çünkü dersimliler ve dostları yıllar önce yaşadığımız katliam ve sürgünlerden sonra hala bugün bile bu zihniyetin savunucularını görmüş olmaları bu davanın önemini bin kat daha arttırmakta ve bu tür çalışmalara katılımın dahada güçlü olmasını sağlamaktadır. Dersimliler seslerini her alanda yükseltirken etnisite ayrımı gibi yanlış politikalara alet olmalılar,dersim sorunu genel anlamda tüm kürtlerin ve hatta insanlığın sorunudur,bugün dersimde yapılan anmalar,elazığ buğday meydanında yapılacak etkinlik(kim tarafından yapılmasına bakılmaksızın,önemli olan doğru ve yerinde olması) barajlara karşı yapılacak etkinlikler ve son olarakta 19 kasım’da Avrupa Parlementosunda yapılacak konferans bu sorunların açılımı ve çözümü için önemli adımlardır.Bütün bu çalışmaların önümüzdeki dönemlerde ortak bir zemin üzerinde bütün güçler tarafından birleşerek yapması  daha doğru olacaktır. Dersimliler K.Kılıçdaroğlu’nun annesinin cenazesinde kendilerine yakışanı uygulayarak büyüklerine karşı son görevlerini yapmış ve Kılıçdaroğluna saygılarını göstermişlerdir,şimdide Kılıçdaroğlu dersimlilere CHP ye tavır alarak saygınlığını göstermelidir ancak o zaman ölenlerin ruhları huzur içinde olacaktır, aksi halde dersimliler bu saygıyı hakedene gösterecek haketmeyene gerekli cevabı verecektir.

Ali Haydar Gürbüz