Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Tecrit

 2002 yılında F Tipi Cezaevlerine karşı yapılan bir mitingde gözaltına alındık.Erkeklerin hepsini Stammheim kadınların bir bölümünü Stammheim diger bir bölümünü ise Leonberg cezaevine götürdüler.Ben dahil olmak üzere 4 kadını Leonberge götürdüler.

Önce hepimizi ayrı ayrı hücrelere birkaç saat sonra ise koguşlara dagıttılar.Gözaltına alınışımızın 2 günü idi.Hepimiz açlık grevine girmiştik.Beni ve diger kadın arkadaşları ayrı koğuşlara verdiler.Koğustan içeri girince içerde bulunan 2 kadına hallo dedim.Bana hiç cevap vermediler.Benimle hiç konuşmayan ve tepki vermeyen bu kişiler sadece onlara ait bir şeye dokununca hemen gösterdikleri tepkileri alınca çok özel seçilmiş bir koğuşta oldugumu anladım.Onların hiç birşeylerine dokunamadığım şeker alamadığım için bayağı kötü oldum.

Su içmek için musluğa yanaştım.Biraz su içtim.Yatağıma geri dönerken düşüp yere yığıldım.Orda ne kadar kaldığımı bilmiyorum.Bildiğim ve hatırladığım en son şey biri gözlerini dikmiş sürekli bana bakıyor ve onların eşyalarına dokunmamam için tetikte bekliyor,digeri ise sürekli Televizyon izliyordu.Kendime geldigimde ikisininde duruşu aynıydı.O zaman anladımki cezaevinin en kötü koğuşlarındayım.

Sabah olup kapılar açılınca diger odalardaki kadınlar koşup ben ve arkadaşlarımın en kötü koguşta oldugumuzu ve bize  lazım ne varsa getirmeleri bana ve eminimki diger kadın arkadaşlarıma herşeyi unutturdu.Kapılar kapanıp içeri girer girmez yatağımı degiştirdim.Bunun üzerine kavga çıktı ve beni gardiyanlar zor onların elinden aldılar.

Sanki ben suçluymuşum gibi ne istiyorsun dediler.Arkadaşlarımla aynı koğuşta kalmak istiyorum dedim.Onları yada beni onların yanına götürün dedim.Bizim gözaltına alındığımızı basından izlemişlerdi.Beni önce tek bir odaya götürdüler.Daha sonra ise yanıma Filizi getirdiler.

Birbirimize sarılıp bir haftanın nasıl geçtigini anlamadık bile.İçerdeki kalolüferleri kapattılar.Ayakkabı bağlarımız dahil olmak üzere herşeyimize el koydular.

Açlık grevinde olduğumuz için sürekli doktor kontrolünde tuttular.Bizide ikinci hafta Stammheim  cezaevine götürdüler.Yan tarafımızdaki koğuşta Raf tutsagı yatmaktaydı.Tek bir hücrede kalan bu bayanı sadece bir sefer havalandırmada gördük.

Hepimiz 2 hafta süren mahkemeler sonucunda serbest bırakılırken geçen sene yitirdigimiz Naciye ablamızı tutuklayarak başka ceyaevine yolladılar.Stammheim cezaevinde, Stammheim mahkemelerinde yargılandık.Raf´lılar için özel hazırlanan mahkemelerdi bunlar.Yani tecrit içinde tecrit yaşıyorduk.

Şimdi Stammheim´da topluca alınıp ve cezalandırılan Kürt çocukları yatmakta.Suçsuz yere gözaltına alınan ve terörist muamelesi gören bu çocukların herbiri cezalar aldılar.

Avrupa mahkemeleri adam öldüren,bıçaklıyan,mafyayla uğraşanlara tolerans tanıyorken düşünce suçlularından bu kadar korkması ve tecrit uygulaması şaşırtıcı aslında.

Geniş toplumsal tepki  olmadığı  için  bütün bunlar yaşanılmakta.

Geçen sene çok sevdigim ve deger verdigim canım kuzenim Ünal´imiz içeri alındı.Tecrit işkencesinin tümüne maruz kalan, elbiseleri dahi verilmeyerek cezaevi kıyafetlerin giydirilmesi dayatılan,doktora giderken dahi ayakları kelepçe´lenen Ünal´in ve Avrupadaki cezaevlerinin durumu bana ne yazıkki Nazi kamplarından başka hiç bir şeyi anımsatmıyor.

Ne kadar Demokrasiden bahsetselerde eskinin izlerini taşıyan bu ülkelerin çifte standartları insanı şaşırtıyor.

Ünal ve diger özgürlük tutsakların bir an önce özgürlügüne kavuşması dilegiyle..

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.