Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Vicdanların Sustuğu Yer-Ayfer Ber

Avrupanın merkezininin önemli bir şehirinde 15 Kürdistan´lı 46 gündür açlık grevi eylemi sürdürmekte.

Tarihi bir kent.Tarih kokan evleri,doğası ve en önemlisi ise Avrupa Parlamentosu´nun  burda bulunması.Yani aynı zamanda Avrupanında merkezi.

Bu tarihi şehri şu an en değerli kılan ise tarihi bir kilisede 15 Kürdistanlı´nın başlattıkları açlık grevı.Bu tarihi kentin sokakları birbuçuk aydır Kürdistan´lı ve dostlarını ağırlamakta.

Fransa insani vicdanlı,duyarlı bir halk.Fransa Avrupa´nın en önemli şehirlerine ev sahipliği yapıyor .Günde binlerce turisti ağırlıyan aydın bir halk.2002 yılında Türkiye cezaevlerinde ölüm oruçları dönemlerinde 10 günlük tecrite karşı uzun yürüyüşe katıldığımda bu halkı kendime çok yakın hissetmiştim.10 gün boyunca geçtiğimiz tüm şehirlerde Fransız halkının mütevazi ve özverili yardımsever duyarlılığı benide çok cezbetmişti.

Ama bu tarihi şehir şu anda sadece gezmeye giden turistleri ağırlamıyor.Vicdanlara seslenen 15 Kürdistanlı ve binlerce destekçisini ağırlamakta.Açlık grevini kararlı sürdüren değerli insanlar yer almakta.Onlardan biri varki hayatının yarısını zindanlarda geçirmiş,zindan direnişlerini,ölüm oruçlarını yaşamış,yanında değerli yoldaşlarını kaybeden biri.Mavi ring kitabıyla Amed zindanındaki şanlı ölüm oruçlarını yazarak tarihe önemli bir yapıt barakan değerli bir yazar .Onların yaşamını kitaplaştıran ve halkımıza miras bırakan değerli  Fuat Kav.Kav´ın söylediği her kelime direniş yüklü.Ömrünün yarısını zindan direnişleriyle geçiren bu değerli insana sonuç  ne olacak deye sorduklarında,ben girdiğim tüm açlık grevi direnşilerinde sonuç alarak çıktım demesi ise karalılığını, inancını göstermekte.

Aslında daha şimdiden kazanılmış bir açlık grevi söz konusu.Strasbourg sokakları ve Avrupa Parlamentosu her sabah direniş sesleriyle yankılanmakta.Avrupa Parlamentosu kulaklarını bir anlamda kapatsada endişelerini açıklamaları aslında grevcilerin kazanımı olarak bakıp değerlendirmek gerekir.

Şehrin Valisinden,emniyet müdürüne kadar,Papazlarından ve demokratik kitle örgütleri temsilcilerine kadar gelip grevcileri ziyayaret etmeleri önemli.Grevcilerin başına gelebilecek herhangi bir durumda endişelenek biz bu şehirde tek bir insana bir şey olmasını istemiyoruz demesi iyi olarak bakılsada. Diğer tarafta ise halen bir heyetin gönderilmemesi ciddi bir durumdur.Oysaki şu ana kadar bir heyetin gidip İmralı ve diğer cezaevlerinin üzerindeki tecriti incelemesi hiçte olanaksız değil.Açlık grevi talepleri insani taleplerdir.Eğer Avrupanın merkezinde açlık grevcilerine bir şey olursa avrupa bunun hesabını nasıl öder.Bunun hesabı çok ağır olmazmı.Acaba sorumlusu sadece Fransa´mı olacak.Avrupa birliği içinde yer alan ülkeler buna nasıl yanıt verecekler.

Açlık grevindeki genç bir grevcinin sözleri bütün herkesi vicdanlı olmaya çağırıyor.Aynen şunları söylüyor Yılmaz.Benim için açlık grevi vicdanları uyandırma eylemidir. Sözün bittiği yerdir açlık grevleri.Sözün bittiği yerde bedenler ve yürekler ortaya konuldu. Bunun için bu eyleme başladık.Çok anlam taşıyor.30 yıllık bir miras. Bu mirası onurla taşıyacağız. Bu eylemi zaferle taşıyacağız“ diyerek vicdanlara sesleniyor .

Savaşta ellerini kaybeden ama neşesi ve duruşuyla herkesin gönlünü çalan kadın grevcilerden Kaya ise İnsan aç kalabilir ama özgürlüksüz asla yaşayamaz “diyerek özgürlüğe olan inancını ortaya koyuyor.

Grevcilerin hak talebine sahip çıkmak ben insanım diyen herkesin görevi olmalı.Açlık greviyle dayanışmak ve sahip çıkmak gerekiyor.Açlık grevlerinde ve ölüm oruçlarında çok değerli devrimcileri kaybettik.Bir tarafımız hep eksik kaldı.Taşıyamazki insanın yüreği bu genç ölümlere.Bir daha bu acıların yaşanılmaması için,vicdanlarımıza seslenenen bu yüreklere kulak verelim............

ayfer ber---15-nisan 2012