Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Ölümlere seyirci kalmayın -Ayfer Ber

Geçen sene Fransa´nın Strasburg kentinde yapılan açlık grevindeki bir direnişçinin sözlerini daha önceki yazımda sizlerlen paylaştım.Ayni şöyle diyordu „AÇLIK GREVLERİ SÖZÜN BİTTİĞİ YERDİR.SÖZÜN BİTTİĞİ YERDE BEDENLER ORTAYA KONULUR“.Öyle etkilenmiştimki o sözde evet artık söylenecek sözlerin olmadığı ülkelerde bedenler ortaya konuluyor.

O bedenlerki yüzlercesini yitirdik.Yüzlercesi sakat kaldı.Hemde öyle tereddüt etmeden bedenlerini ölüme yatırırken yarışan "ben öncü olamlıyım" diyen yüzlerce insanımızı yitirmiş ve hafızalarımızda silinmiyen direnişlere tanıklık ettik.İlk ben öncü olmalıyım diyen genç bedenler düşüncelerine olan inançlarını ortaya koydu her daim.

Ne kadar Kapitalizm´e uzak bir kelime ben olmalıyım başkası için.Bencil,kendinden başka kimseyi düşünmeyen toplum ve bireylerin rant için herşeyi kendilerine layık görürken, onurlu duruşu sergileyenlerin, barış ve kardeşliği savunan bedenlerin böyle haksızlıklar yaşaması,kabul edilir bir durum değil.

Yermi birinci yüzyılda binlerce tutsağın düşüncelerinden dolayı tutsak olması insan hak ve özgürlüklerin Türkiyede ne kadar geliştiğini göstermekte.En çok gazeteci tutsak,düşünce suçlusu,devrimci Türkiye zindanlarında yattı.Binlercesi ise hala suçsuz yere yargılanmakta ve adil olmayan cezalara çarptırılmaktalar.

Baskıların,savaşların,faşist diktatörlüklerin olduğu ülkelerde gün geçmiyorki ölüm emekçi halklardan eksik olmasın.İnsan  hak ve özğürlükleri icin mücadele edenler haksızlıklara karşı karşıya geldiler her dönem.Şimdi ise bildik metodların ötesinde biraz daha modernitesi halklara dayatılmakta.İster kabul et ister terket.Kendilerini Arap dünyasının liderleri rolüne koyanlar bahar rüzgarı estirmeye devam etmekteler.

Neyine yetmezki,seçmeli ders.

Neyine yetmezki,asmadık ya.

Neyine yetmezki ,hala hepinizi yok etmediklerimize...ve devam etmekte neyine yetmezler........

Yetti.Yettiki sokakları mesken yapmış emekçi halklar.Yetti yetti hemde çok yetti.

Yetmezmi?Uludere´de katledilen çocuklar.Licede koyun otlatan Ceylan´ın çığlığı halen kulaklarımızda.Pozantı´da tecavüze uğradığı vahşeti kendine yediremiyen küçücük çocukların hayatları yeterde artar bile.Yetti artık görmemezlikten geldiğiniz milyonlar.Bunu artık sayacak zaman bile yok.Şimdi artık tüm bu vahşetleri su yüzüne çıkartan ve insanlık için yargılananların seslerini yükseltme zamanı.

Cezaevlerinde tutsakların yürütmüş oldukları açlık grevleri talepleri insani talepler."İmralı cezaevinde bulunan sayın Öcalan´dan ses alana kadar devam edecek" diye ekliyorlar isteklerine.Onlar İmralı´da gelecek sesi beklerken bizde onların bu seslerine ses katalım.Sessiz kalmak onaylamaktır.Artık tek bir insanımızın yok olmasına bile izin vermeyelim.

Binlerce insanımızı yitirdik mahpushanelerde.Anaların sessiz çığlığı yüreğimizi derinden etkiledi.Yıllarca binbir emekle büyütüp,özenle sakladıkları evlatlarının onurlu direnişlerine sahip çıkma zamanı.Cezaevleri kapılarını mesken yapan,çocukları sağ çıksın diye bu direnişlerde, barikatların en başlarında çocuklarının onurlu direnişlerini büyüten anaların sesi olma zamanı.

Her daim gün be gün ölüme yaklaşan çocuklarının çığlığıyla okyanus olup direnişleri en çok onlar örğütlediler.Özgürlük mahkumları şarkılarını en çok tutsak anaları içten söyler.Bir oğul büyütmelisin, Kavgada yiğit olmalı türküsünü en çok açlık gervini dışarda sürdüren analardan dinledik.Bıji Aşitiyi en çok onlar bağırdı.Başkaları rahat yatarken yataklarından onlar evlatlarında gelecek haberleri beklediler gece gündüz demeden.

Şimdi söz söyleme sırası 76 cezaevinde açlık grevini sürdüren 10bin tutsakta.Onların seslerine kulak verip taleplerine sahip çıkma zamanı.40 günlere dayanan açlık grevinde ölümlere izin vermeyelim.............

Unutmayalımki onlardan biri kardeşimiz,çocuğumuz,eşimiz olabilirdi...