Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

UNUTULANLAR............ayfer ber

Sabah erkenden kalkıyorum.Memelekette kaldığım süre içinde tek bir saatimi bile boş geçirmeyi düşünmüyorum.Görmek istediğim gidip katılmak istediğim o kadar çok şey varki.Doyumsuz ve keyifli,hüzünlü saatler herkesi bekliyor.Dokunduğun herşey gerçek yaşamın ta kendisi.

Dokunuyorsun titriyorsun,derinliklere inince herşey başka kalıyor belleğinde.İlk gittiğim sene kırk köyü ziyaret etmiş festivalimize davet etmiştik.Dağlar ,kayalıklar en çok ilğimi çeken.

Hangi dağa bakıp a tamda nerenin surlarına benzese desem nefessiz kalıyorum.Yanımdaki arkadaşlar anlatıyor.´Şurda şu vuruldu,diğer tarafa bakıyorum ordada kim´.

Hep diyorum Dersimin taşı toprağı bu yüzden Dersimliler için kutsal.Dokunsan insan kemikleri çıkıp benim adım kim diye bağıracak....

Benim adım.

Adı olmayan unutulan kemikler.

Adı olmayan unutulmuyan kemikler.

UNUTULANLAR...Nasıl insan unutur onca kadim topraklarda çekilen acıları.Soykırımdan geçen Ermeni,Dersimli kadınlar takılıyor aklıma.Nasıl bir acıdırki Ermeni kadınların ölürsek ´bizi siyah kefenlerle gömün sözleri.Nasıl bir acıdırki savaş ganimeti olarak verilen kadınların bir ömür boyu katillerin koynunda çektikleri acı.Aklıma Bosna savaşı sırasında izlediğim bir filmde bir kadının dıramı geliyor.Savaş sırasında tecavüze uğrayan ve hamile kalan bir kadının gerçek yaşam öyküsü .İnsan unuturmu tüm bunları.

Birğün unutulanların destanı yazılmazmı bu haksızlıklara boyun eğmeyeler?Bir toplantıya katılıyorum.Soykırım çalışması yürüten bir arkadaşın konuşmasını dikkatle dinliyorum.Dönüp dönüp tekrar tekrar unutulan kadınları hatırlatması içimi derinden etkiliyor ve Ermeni kadınların siyah kefenli vasiyetleri içimi parçalıyor.

İnsan olan unuturmu karşısında gördüğü manzarayı.

Şair olsan şiirler tükenir.

Yazar olsan yazılar.

Dengbej olsan türküler tüketir.

Sabah heyecanla kalkıp ta uzaklardan getirdiğim mumları ve eşyalarımı alıp Dersime gidiyorum.Merkezde inip taksiyle mezarlığa gidiyorum.Devrimci kadın Sakine Cansızı ziyaret etmek istiyorum.Taksiciye ´beni bir saat sonra al´ diyorum.Biraz yürüyüp Sakinenin mezarına varıyorum.

Mumları yakıp etrafa bakarken dizlerim çözülüyor.Buda ne.Sayamadım ama orda olanlar söylüyor tam yüz elli tane adı olmayan mezar taşı.Doksanlı yıllarda vurulan gerillalara ait mezar taşları.

Korkunç.Utanıyorum kendimden,Bağırmak istiyorum.´Allah korkusu olanlar nasıl çıkacaksınız bu acıların altında´.Sakinenin mezarı için götürdüğüm mumları aralıklı aralıklı onların mezarlarınada bırakıyorum.Teker teker hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum.Dokunuyorum teker teker ADI,DOĞUM TARİHİ,ANNE,BABA ADI BELLİ olmayan mezar taşlarını.Az ötede Gola Çetu ve Munzur var.Söyleniyorum ´´Munzur sizi bağrına basmış,hepiniz Munzurun bizim çocuklarımızsınız diyorum´.

Rıko teyzenin ne kadar kutsal bir kadın olduğu aklıma geliyor.Köy meydanlarında katledilen çıplak gerilla cesetlerini gezdirip insanların korkudan yanaşamadıkları adları olmayan bu gerillaları Rıko teyze yıkar kendi elleriyle gömerdi.Anık teyzenin klamları aklıma geliyor köyümüzde katledilen gerillaların üzerinde yaktığı ağıtlar herkese örnek olmuştu.

Ne yapacağımı bilemiyorum.Heyecanlı geldiğim yerden ağır bir yükle çıkıyorum.Taksici geldi devamını ondan dinledim.

´Hep bir kadın gelirdi.Kim olduğunu bilmezdik.Yaz kış demeden gelir sabahtan akşama kadar mezarlıkta durur tekrar giderdi.Sonra sorduk öğrendikki bu mezarlardan biri onun oğluna aitmiş.Halk sahip çıktı evine davet etti,misafiri oldu güzel dostluklar kurdu diyordu.Artık gelince geri gitmez kalır burda diye konuşuyordu.

Biraz içim rahat etti demekki azçok kimlerin burda olduğu biliniyor diye.Çocuğunun Mezar taşları olmayan analar aklıma geliyor.Mezarı Zağroslarda dedikleri kuzenim Barış geliyor aklıma.Teyzem ve diğer analar.Mezar taşı belli değilse her an karşımıza çıkacak diye bekleyenler.Giderken tekrar bakıyorum mezar taşlarına.Gözlerimde yaşlar sel gibi akıyor.Onca mezar taşını kucaklayan Sakinenin mezarı sarıp sarmalamış hepsini.Seviniyorum o güzel ana.

Sakine Cansız Dersime çok yakışmış.Devrimci yiğit kadın analık ruhunu işletmiş Dersimin dağı taşına.Kim onun isminde bahsetse gözyaşları sel gibi akıyor.Mezarı başında misafiri,mumları,çeçekleri eksik olmaz.

Ondandırki kemiklerimizden bile korkuyorlar.Silahlar susup Dersim halkı nefes alıp 38 de mağaralarda kimyasal silahlarla katledilen kemiklerin izini bulup yargıya taşıdı.Ama kemiklerden korkan adaleti olmayan devlet,kemiklere bile zaman aşımı dedi.

İnsanlığa karşı işlenen suçların zaman aşımı olurmu?

Bunun hesabı kolay olmayacağa benziyor.

MEZAR TAŞLARI BELLİ OLMAYAN genç yürekler UNUTULURMU..

Sürğün edilenler,asılanlar,zindan direnişlerinde katledilenler

Binlerce faili meçhul cinayet nasıl unutulur....

.....................................