Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

DERSİM İÇİN ‘NE YAPMALI?

9. Munzur Kültür ve Doğa Festivali ile ilgili söylenecek, yazılacak çok şey vardı. Eminim konuyla ilgili birçok arkadaşımız bu konuda çeşitli değerlendirmelerde bulunacaklardır. Festival’in katılımcılarından biri olarak ben de gözlemlerimi bu yazıda sizlerle paylaşmayı düşünüyordum. Ancak Dersim’de eğitim alanında ortaya çıkan son karamsar tablo, beni oldukça düşündürdü ve bu konuyla düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim…

Biliniyor ki, Dersim’i bizim için gurur kaynağı haline getiren temel etkenlerden bir tanesi, Dersim’lilerin egemenlere karşı tarihsel direnişinin yanında, eğitim alanındaki kimsenin görmezden gelemediği başarısıydı. Dersim, ne yazık ki 80’li yılların ortalarına kadar eğitimde taşıdığı bu başarıyı devam ettiremedi. Dersim ÖSS’de son yıllarda hep gerilere doğru düşerken, bugün 81 il arasından sayısalda 72. sıraya gerilemiş durumda. Bu hepimiz adına düşündürücü olması gereken bir tablo arz etmektedir…

Bu başarısızlığın nedenleri üzerinde düşünmek durumundayız. Hiç kuşkusuz eğitimde yaşanan bu başarısızlığın temel nedenini, son 25 yıllık savaş ortamından bağımsız düşünerek doğru anlayamayız. Yaşanan çatışma ortamı, bölgenin yoksullaşmasını, eğitim ve fırsat eşitliğinin ortadan kalkmasını beraberinde getirdi. Asimilasyon ve inkâr politikaları, çocuklarımızın anadil eğitiminden yoksun bırakılmasını da bu tablonun diğer bir unsuru olarak belirtmek gerekir.

Kendi iç sorunlarımızı gündemleştirip birbirimizle kavga edeceğimize ve sanal gündemler yaratarak bunun üzerinde zaman harcayacağımıza, geleceğimizi ilgilendiren bu sorun üzerinde kafa yormamız daha doğru değil midir? Son 25 yıllık çatışma ortamının yol açtığı yıkıntı ve tahribatlar üzerinde yeni bir toplumsal yaşam ve sistem bilinci inşa etmek ve bunu güçlendirmek istiyorsak, hiç şüphesiz, bunun bilim ve eğitimle olacağını da bilmek durumundayız. Bunun aksi, egemenlerin dayattığı kısır döngüde yaratılmış, kazanılmış değerleri dahi koruyamamayı beraberinde getirir.

Dersim’in tarihsel kimliğini güçlendiren temel öğelerden biri, Dersimlilerin bilime ve eğitime duydukları tutku boyutundaki ilgi idi. Okuyan, yazan, araştıran, merak eden, sorgulayan bir kuşağın çocukları, ne yazık ki bugün ciddi bir kimlik bunalımı içerisinde. Gençlerimizi kimlik bunalımına iten nedenler içerisinde, eğitim düzeyindeki bu gerilememenin payının büyük olduğunu düşünüyorum.

Dikkat edilirse, eğitimdeki bu gerilemeye paralel olarak, Dersim’e dayatılan ciddi bir yozlaşma da vardır. Bunun bir tesadüf olmadığını görmek durumundayız.

Dersim sokaklarında tinerle zehirlenen sadece birkaç gencimiz değil, aslında Dersim’in kendisidir. Bunun vahametini görmeden “Dersim’liyiz” diyerek dolaşmak, hiç birimizi mutlu etmemelidir. Bunun büyük bir tehlike olduğunun herkes farkında olduğunu söylemektedir. Ama gereklerini yerine getirme noktasında ne kadar herkesin üzerine düşeni yerine getirip getirmediği, maalesef oldukça tartışmalı bir durumdur…

Bunun en bariz ve çarpıcı sonucu da, bugün eğitim alanındaki başarısızlık ve gerileme olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu tehlikeli durumu değiştirmenin yolu hiç kuşkusuz şimdiden alınacak önlemlerle mümkün olabilecektir. Bu önlemleri almakta yaşanacak gecikmeler, tarihsel olarak düşürülmeyen Dersim’in kaybedilmesine vesile olacağını şimdiden görmek zorundayız.

70’li yılların sonlarında Dersim’in, Türkiye’nin en çok okuyan ve araştıran iller sıralamasının en önlerinde olması, geleneksel baskıcı devlet yapısı tarafından hiçbir zaman hoş karşılanmadı. Dersim’in Kürt- Alevi Kızılbaş kimliği Devlet için büyük bir sorun olmasının yanında, bilimsel sosyalist düşüncesinin ışığında okuyan, araştıran bir yer olması da Dersim’i potansiyel “suçlu” bir kent haline getirdi.12 Eylül askeri faşist darbesinin en önemli hedeflerinden biri Dersim’di ve Dersimin bilimle donanmış genç kuşağıydı. Tutuklamalar, işkenceler, katliamlar Dersim’in bu niteliğini değiştirmeye yönelikti.12 Eylül sürecinde Dersim’e dayatılan imam hatip okulları ve ilçelerinde Alevi Kızılbaş kimliğine rağmen yaptırılan camiler ve bu camilere insanlarımızın zorla götürülmek istenmesinin nedeni, anlaşılıyor ki, bugün ortaya çıkan bu sonucu hazırlamaya dönüktü…

Gerek Dersimliler, gerekse de bir bütün olarak Kürtler, Kürtleri biraz tanıyan herkes tarafından da iyi biliniyor ki, “kaba direnişçilik” olarak adlandırabileceğimiz konularda, direnişçi bir geleneğe sahiptirler. Bu nedenle Kürtlerin tarihi için “ihanet ve direniş tarihi” denilmektedir.

Yıllardır süregelen inkar ve asimilasyon politikaları karşısında temel değerlerimizi kaybetmemiş olmamız da bu tarihsel özelliğimizle açıklanabilir. Şüphesiz bu inkar ve asimilasyon politikaları hiç etkili olamamıştır denilemez. Ciddi tahribatlar yarattığı bilinmektedir. Ama hiçbir zaman egemenlerin tam bir sonuç almalarına da yetmemiştir.

Ancak bu asimilasyon politikalarının daha sinsi yöntem ve politikalarla yürütüldüğü zaman, kaba inkarcılıktan daha tehlikeli ve tahribatlar yaratan yıkıcı sonuçlar yarattığını görüyoruz. Gerek Dersim’de, gerekse de Türkiye’nin çeşitli illerine dağılmış Dersimliler içerisinde her geçen gün daha belirgin hale gelen lümpenleşme eğilimleri, uyuşturucu alışkanlıkları ve diğer ahlaki düşkünlükler, düşündürücü ve mutlaka önüne geçmemiz gereken bir düzeye gelmiş bulunmaktadır.

Eğer bunu görebiliyorsak, herkesin kendi koşulları içerisinde, kendi alanında yapması gereken bir şeyler mutlaka vardır. Çünkü sadece “görmek” yetmiyor. Dile getirmek yetmiyor. Şikayet ettiğimiz bu tabloyu değiştirmek, dönüştürmek için ciddi, sorumlu bir çaba içerisine girmemiz de gerekiyor.

Bunun için sorulması gereken ilk soru belki de kendimize ve birbirimize “ne yapmalı?” diye sormaktır.

Biliyoruz ki bu soru, cevabı olmayan bir soru değildir ve cevabı yine bizdedir…


KUTU
En Çok Okuyan İl’den En Başarısız İl’e

ÖSS sonuçları açıklandı. Sınavda binlerce öğrenci sıfır çekerken 8 birinciyle de dikkat çekti. Dersim ÖSS’de her geçen gün daha kötüye gidiyor.
Dersim ÖSS’de son yıllarda hep gerilere doğru düşerken, 81 il arasından sayısalda 72. Sıraya geriledi. Bu sonuç Dersimlileri kaygılandırıyor. “En Çok Okuyan İl” sıfatını, “En Başarısız İl” olarak tescilleyecek.
2007 yılında sayısalda Türkiye Sıralamasında 81 il arasından 65. Sırada olan Dersim, üç yıl içinde 7 sıra birden geriye düştü.
Sözelde 2007 yılında 46. Sırada olan Dersim 2009 yılında yine geriye düştü.
Üç yıl içinde iki sıra geriye kayan Dersim, 2009’da 48. Sıraya düştü.
Eşit ağırlıkta durum daha da kötü. 2007 yılında Türkiye’deki ÖSS’yi kazananlar sıralamasında 55. Olan Dersim, 2009 yılında 10 ilin daha gerisine düşerek 65. Sıraya geriledi.
 İşte Son Üç Yılın Durumu
 
Yıllar /Sayısal Puan Sırası /Sözel Puan Sırası /Eşit Ağırlık Sırası  
2007         65                                46                          55           
2008         67                                46                          59             
2009         72                               48                          65              
Yıllar /Sınavı Kazanan Aday Yüzdesi/ Yerleşen Aday Yüzdesi   
2007            52                                           64   
2008            50                                           66   
2009            35   

Dersim’de eğitim neden geriliyor?
Bu sorunun yanıtı daha çok son otuz yıldır yaşanan çatışmalarda saklı olduğu çoğu otoritenin ortak görüşü.
Uzmanlara göre; halen devam eden çatışmalı ortam, yoksulluk, eğitim de fırsat eşitliğinin olmaması, öğrencilerin anadil eğitiminden yoksun bırakılması temel nedenlerin başında geliyor.