Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

‘’TINE’’ OLMAYALIM

     Uzun  zamandan beri ben dostları soramaz oldum, onlarda sağ olsunlar beni.  Ben soramamamı bir sürü nedenden kaynaklandığını sıralaya bilirim, ama bence o dostlarımında muhakkak mazeretleri vardır diye düşünüyorum.  Şöyle diyeyim kışı sağlık sorunlarıyla geçirdim diyebilirim.                          

         Bu filmi yani ’’ I love you ’’ yu seyredeniniz olmuştur her halde, dertsiz başlarına derdi nasıl aldıklarını, varlıklarını ısbatlamak için ne gayretler sarf ettiklerini iyice anlatan bir film bence. Bu film bana iki açı sundu diye bilirim.

         Geçmiş tarihleri uzun bir dönemi kapsayan Türk halkına, Kürtler,  hep beraber yaşadık amma varlığımızı bir türlü kabbullenemediniz bakın biz varız ve yaşıyoruz dediler.  Filmi seyrederken ben ’’TINE’’ köylülerinin bakın biz yaşıyoruz, varız : kayıtta yokuz, haritada yokuz, nüfusta yokuz ama biz gerçekten varız. Kürt Halkının feryadı da biz varız ve yaşıyoruz du: dili var kendisi yok, okula gidiyor dili yasak, çocuğu doğuyor  istedigi ismi koymak yasak, yanı varlığı ve yokluğu belli olmayan bir varlık. Ama asker zamanı gelir askere çağrılır, vergi zamanı gelir vergisi alınır, oy zamanı gelir iradesi dışında oyu alınır, yani lazım olduğunda varsın, hak aradığında ya düşmansın ya da yok sayılırsın. Bizim büyüklerimiz hep şöyle derlerdi ‘’ Osmanlıda Oyun Çoktur’’ gerçekten de Osmalıda oyun çok. ‘’TINE’’ köyünün varlığını  kabul ettiler ama orda yaşayacak insan kalmadı. Tabi bu benzetmem Kürt Halkı için geçerli olmayacak. Kürt Halkı varlığını kabul ettirecek ve o yaşadığı bölgede de yaşamını sürdürecek, bedel  ödenen hiç bir şey öyle Osmanlı kurnazlığına feda edilmeyecek. Viyana’da 2010 Newrozunu   sayın Ahmet TÜRK ve  DBP eş başkanı sayın Aysel TUĞLUK onurlandırdı. Ve ben buluşmada şu izlenimi edindim. Her şey istedigimiz gibi olmasada onlarında(TC) istedigi gibi olmayacak. Tayyıp’’ bey’’ Almanyaya gelip, Türk çocukları için ana dil de  eğitim talep edecek, kendisi bin yıldır berab er yaşadığı bir halka dilini yasaklayacak. Bu riyakarlığı dünya görmeyecek olurmu.

           Diyarbakır’da Claudia Roth “Başbakan Erdoğan Almanya’da ana dille ilgili açıklama yaptı. Herkesin ana dilinde eğitim görmesini istiyorum. Almanya’da yaşayan çocuklar Almanca’da bilmek zorundadır. Yoksa kapılar kapanır. Tabii ki başka dillerde eğitim olursa bu Almanya için de zenginliktir. Erdoğan’ın Almanya’ya yönelik taleplerini paylaşıyorum. Aynı empati ile Türkiye’de de ana dilde eğitim empatisi yapması gerekir.

        Kürditanın sadece insanını vurmuyorlar sadece insanını vurmakla Kürdistanın yok olmayacağını biliyorlar onun için, doğasını, tarihini, dilini yok etmek istiyorlar. Kürdistan bölgesindeki yapılması düşünülen baraj sayısına bir bakarsak bunu anlarız. Sadece İlisu degil, Dersim ve çevresinde 18 baraj projeiı var, bu barajlar yıkım ve göç getirecektir. Dersim barajları, Atatürk döneminde kalan bir vasiyetin devamıdır, ama kürdistan genelin de ki barajlar  gelişen mücadelenin önünü kesmek ve bir bütün kürt tarihinin kalıntılarını ortadan kaldırma planıdır. Ne demiştik ‘’ TINE’’ köy olarak tanındı ama şimdide ’’TINNE’’de yaşayanlar yok. Öyle olmayalım!!! Saygılarımla.

 

Hasan ASLAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.