Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

UMRE’ YE BEDAVA YOCU LAZIM-Hasan Aslan…

UMRE’ YE BEDAVA YOCU LAZIM…

AKP’ den Umre’ ye 2014 otobüs seferleri düzenlenmeye başlanıyor. Boş mezarın kıymete bindiği bu günlerde, AKP Dedeler için bakarsın bir de “Cennet Seyahati” düzenler.

AKP, Alevi- Bektaşi-Kızılbaş inancından olmayan haremlik anlayışını Alevilikle tanıştıramayan Osmanlıya, ben senin yapamadığını yapacağım dercesine övünüyor. Osmanlı kendi tarihinde defalarca on binlere varan Alevi- Bektaşi-Kızılbaş katliamları yaptı. Ancak ne Alevileri ne de onlara “Yol- Erkan” gösteren pirlerini, dedelerini Arap çöllerine gönderebildi. Çünkü onlar kerametin insanda olduğu inancından zerrece tereddütleri yoktu. Ne diyordu Hünkâr;

Hararet nardadır sacda değildir 
Keramet baştadır taçta değildir 

Her ne arar isen kendinde ara 
Kudüs’te Mekke’de Hacda değildir

Peki, böyle olmasına rağmen, İnancı sevgi olan ve inancının merkezine “insanı” koyan Alevi- Bektaşi-Kızılbaşlar nasıl oluyor da 21. Yüzyılda bu hataya düşüyorlar. Yani Aleviliği “Dedelik kurumuyla vuruyorlar ve onlar bir şey yapamıyorlar. Dedeler hala reformlarını tamamlamamışlardır. Alevilik kendisini yenilemiş gibi görünse de” kan bağının” hala bir kangren oluşu çözümlenmemiştir. Alevilik “Aslan’ın dişisi de Aslandır” diyen ve “Kadın kişidir dişi değildir” demesine rağmen soy devamı nedense hep erkek soyunu takip etmektedir. Dedenin soyu, oğlunun çocukları varsa devam ediyor, on tane kızı da olsa kızları dede çocuğuyla evli değilse çocukları dede olamıyor. Ancak Dedenin oğlu, ­*talip kızıyla evli de olsa çocuğu dede oluyor. Ancak Alevi- Bektaşi-Kızılbaş inancında kadın ve erkek eşitliği savunulmasına rağmen, Dedelik soyunun takibinde bu anlayış terk edilmiş durumdadır.

Türkiye siyasetinin saygını Süleyman Demirel, 2 Temmuz 1993 katliamından sonra İzzettin Doğan'a Alevileri toparlayıp, devletin güdümünden ayrılmaması için toparlama görevi verildiğini söyledi. 2 Temmuz 1993 Madımak katliamından sonra yükselen Alevi muhalefetinin Kürtlerle buluşmaması için İzzettin Doğan’a görev verildiği ve bu amaçla Cem Vakfının kurdurulduğu iddia edildi.

Bu sözleri dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in o dönemdeki Hacıbektaş Belediye Başkanı Mustafa Özcivan’a anlattığı ifade ediliyor. Kaynak: Sürek Dergisi

Ve yıl 2013; yine İzzettin Doğan sahnede ve bir başka proje Cami-Cem Evi-Aş Evi.

Yani “Dede” İzzettin Doğanla başlayan Alevi Katliamı, Umre ’ye giden başka “Dedelerle” devam ediyor. Dergâh desturu olmayan her dedeyim diyen, ben Ehlibeyt soyundayım demesinin yeterli olmayacağını, örgütlü Aleviler dile getirmelidir. Yol-Erkan’a bağlı ve akademik düzey sorununu halletmiş dedeler ve pirler bu sorunun çözümde yararlı olacaklardır.

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.