Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Dersim soykırımı; uluslararası mahkemeye gidiyor

Dersim, en son Kürt soykırımıdır, demek eksiktir. Çünkü Kürt soykırımı hala sürmektedir. Kışla, karakol bahçeleri, çöplüklerden cesetlerimiz fırlıyor. Türkiye ordusunun yarısından fazlasını Kürdistan’da konuşlandırmış, halkımız İslamo-Türk faşist ırkçı baskısı altındadır. Kaldı ki, anadil yasağı sürdüğü sürece etnik soykırım devam ediyor demektir.

Türk devleti hayatın her alanında Kürdü etnik özelliklerinden arındırıp Türk yapmak için devasa bir çaba içindedir. Kürt halkının sosyal ve kültürel özelliklerini törpüleyip farklılıklarını ortadan kaldırmak, her bakımdan Kemalist rejimin İttihat-Terakkiden aldığı, herkesi Türk ve Hanefi yapmak olan Türk ideolojisine uydurmak amacındadır. Kürtçe evde serbest demek, aslında Kürtçe’nin yasak olduğuna işarettir. Kürtçe, ancak anayasal güvence altına alınır ve okullarda eğitim öğretim dili olursa serbest olur. Bunun gibi halkımızın bir bölümü Alevi ve Êzîdî inancındandır. Bu inançlara; ‘’yok et-asimile et’’ devlet politikasıyla yaklaşmaya, siyasal literatürde ‘’Etnozid’’ denir.

Kısaca Kürt halkı, varlığını bir halk olarak Türkiye’de sürdüremiyor. Dersim’deki gibi kitlesel katliam yapılmıyor. Buna rağmen Kürtler etnik, kültürel soykırım altındadır. Politik olarak örgütlenemiyor. Sosyal olarak ağır devlet baskısı altındadır. Kürtler açlığa mahküm edildikten sonra devşirilip Hizbukontra, Jitem, Hançer Timi, Korucu ve ihparcı yapılarak halkına karşı çıkarılıyor. İnsani özden boşaltılan bu bilinçsiz unsurları kendi halkının üstüne salıyor. Türk devleti, Dersim’de 70.000 insan katledip korkunç kanlı soykırım uygularken, toplumumuzda bugünkü bilinç, bilgi ve dünya ile entegre durumu yoktu. Ancak Kürt soykırımı sürdüğü halde, yıllardır sessiz ve hareketsiz kalmamız, bizim eksikliğimizdir. Gelinen aşamada Kürt aydın ve yurtseverleri Dersim soykırımını dünya mahkemelerine taşımak görev ve sorumluluğunu nihayet kavradılar. Bu nedenle Kürt soykırımını uluslararası mahkemelere taşımak, Kürt kurumların önünde duran ivedi görevdir.

Kürt halkı, son 30 yıldır varlığının tanınması için silahlı mücadele veriyor. Görünen odur ki, Türk devleti; Kürt sorununun barışçıl siyasal çözümünden yana değildir. Üstelik ulusal haklarını savunan Kürtleri ‘’terörist’’ ilan ediyor. Burada biz diaspora Kürtlerine düşen görev, bu sorunu uluslararası mahkemelere taşımak olmalıdır. Türk devleti Kürtleri eritip yok etmek istiyor. Türk devleti Kürt halkının dilini yok etmek istiyor. Türk devleti Aleviliği yok etmek istiyor. Türk devleti Êzîdî inancını yok etmek istiyor. Bütün bunlar kanıtlanacak, her gün yaşadığımız olgulardır. O halde biz diaspora Dersimli Kürt ve Alevileri maddi manevi gücümüzü birleştirip sorunu uluslararası mahkemelere taşımalıyız.

Geçen 24 Kasım’da Berlin Eyalet Parlamentosunda yapılan son DERSİM 38 Konferansının sonuç bildirgesinden uluslararası mahkemelere gitme kararı çıktı. Bu işi mahkemelere götürecek yerli ve yabancı avukat kadrosu tespit edildi. Yerelde bilgi belge ve tanık çalışmaları yapılıyor. Halkımızın aktif katılımı ve her türlü yardımlarıyla Dersim 38’deki soykırım perdesi aralanıyor. Belki geç kalındı denebilinir. Ama adım atmamak devletin ‘’unut’’ ‘’unuttur’’ düşüncesine uymaktır.

Dersim’de katledilen on binlerce Kürt Kızılbaş mazlumun ruhuna saygı gereği bu yola gidilecektir. Bu yol, yani uluslararası mahkemeye gitmek, Dersim 38 soykırımının tanınması ve devletin sorumluluklarını yerine getirmesini öngörür. Yukarda söylendiği gibi anadil yasağı bir soykırımdır. Devlete, uymak zorunda kalacağı müeyyideler yükümlülüğü getirecektir. Anadil eğitim ve öğretimine zorlayacaktır. Sorun evrensel hukuk düzeyine taşınarak, devletin soykırımcı politikası mahküm edilecektir.

‘’Devlet Dersim Kürtlerini mağarada fare gibi zehirledi’’ diyen İhsan Sabri Çağlayangil; ‘’Devlet Dersim’de 50.000 insan katletti’’ diyen Başbakan Erdoğan’ın sözleri ruhunuza dokunmuyor mu? Dersim 38 acısını ruhunuzda hissetmiyor musunuz? Ruhunda insani öğeler taşıyan başta Dersimli herkes ve her insanın bu soruna sahip çıkması gerekir. Geçen Pazar günü, Alevi Kültür Şenliğinde yaptığım konuşma ardından Pazarcıklı genç bir kızımız, temiz aydın yüzü, dürüst akıllı gözleriyle; sizin derneğe yardım etmek istiyorum, deyip bankasıyla konuşup Dauerauftrag yapacağını söyledi. İşte diaspora insanı bu Pazarcıklı kızın aydınlığını örnek almalıdır.

DERSİM 38 sorununu uluslararası mahkemelere taşımak isteyen herkes bankasına gidip aylık ödenti yapmalıdır. Sizin vereceğiniz küçük yardımlar, halkımıza karşı işlenen suçları ortaya çıkarır.

Bilesiniz ki; bazıları kutsal Dersim adını kullanıp, Dersim’i rant kapısı yaparlar. Ama Dersim bizim ruhumuz, onurumuz, şerefimizdir. Onu sonuna kadar çıkar beklemeden koruduk, koruyacağız.

***

Banka ilişkisi: DERSİM-Gesellschaft für Wiederaufbau e.V.
Postbank-Dortmund, Konto Nr.:687 152 466; Bankleitzahl: 440 100 46
Dış ülkelerden havale etmek için:
IBAN DE74 4401 0046 0687 1524 66
BIC PBNKDEFF

www.haydar-isik.com