Sistemin gübrelediği kafalar

Alman ırkçıları, bira masasında Türkleri aşağılamak için; ‘’Evimin bodrumunda bir Türk olacağına bin fare olsun.“ derken, Türk de; ‘’Dünya da dört tane büyük kötü şey var. Fare, kurt, domuz, Kürt!” diyor. Sistem kendisine göre insan üretiyor. Okulda, kışlada, camide her gün önündeki kafalar böyle gübrelenirse, insan bu ırkçı rezil Türk sisteminden kurtulup Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya gibi aykırı kafaların çıkmasıyla yerden göğe övünç duyuyor. Hitler, Falih Rıfkı Atay’ın bulunduğu heyeti kabul ederken şunu söyler: ‘’Kemal Atatürk’ün iki öğrencisi var. Birincisi Mussolini, diğeri de benim.“ Hitler’in Hocası, Anadolu halklarını okkus pokus deyip bir çırpıda Türk yaptı. Odur budur her kuş leylek, her ağaç kavak, her insan Türk olurken, oranın kadim halkları; Ermeni, Asuri-Süryani, Rum ve Kürt soykırıma uğratıldılar.

Bu Kemalist Türk sistem, ‘’Her şey Türklük için“ parolasıyla, kim daha fazla Türk, yarışı sürdürdü. Kim daha insan, bu coğrafyayadan kaldırıldı. En iyi hırsızı ‘’Baba“ yapıp başlarına koydular. En sahtekar kötü dinciyi halife yaptılar. Toplumu zehirleyen ve ABD’den yayılan Türk-İslam risaleleri ahtapotun kolları benzeri toplumu sararken, din alınıp satılarak okullar, dersaneler, üniversiteler açtılar. İster Diyanetin imamı olsun, ister öğretmen olsun, göreve gönderildiği zaman devleti koruma kollama, Atatürk ilke ve inkilaplarına karşı her türlü muhalefeti anında ihpar edeceği yemini yaptırılıyor. AKP, teknik gelişmelerden faydalanarak keneften yatak odasına kadar insanları dinliyor. Bu Türk İslamofaşist sistem tüm ahlak kurallarını sollayıp, kişinin yatak odasına kadar girerken, diğer yandan da rüşvet ve dalavere ile ekonomiyi ele geçirip zincirin halkaları benzeri basın, hukuk, bürokrasi kurumlarına da tam egemen oldular. Bu sistem, Kürt halkına; ya Mehmet Şimşek ve Galip Ensarioğlu gibi benim Kürdüm olursun, ya da yok olursun, seçeneği bırakıyor. 

Dersim’de öldürdükleri yedi gerillanın uzuvlarını kesenler, işte bu Türk-İslam canavarlarıdır. Sistem, gübrelediği bu kafaları korkunç canavar yapmıştır. Bu sistemde özerk bir kurum kalmadı. Eğitim öğretim ve üniversiteler sistemin borazanlığını yapıyor. AKP ordulaştı, ordu AKP’li oldu. Polis, Fethullah’ın. Sistem, İslamo-Türk faşizmini perçinleştirmek için seçime gidiyor. Aslında sonuç başından belli. Tüm devlet olanaklarını kullanan AKP’nin çoktan seçildiği bir realitedir.

Bizim Kemal Kılıçdaroğlu’nun ana muhalefeti ise, sisteme dokunmadan, hatta onu koruyarak seçim gezileri yapıyor. Ürkek ve korkak oldukları görülüyor. Kılıçdaroğlu, sistemin ‘’Babası“ Demirel’in on dört adamını milletvekili adayı gösteriyor. Ergenekoncu Türk ırkçılarını Silivri’den meclise taşıyor. Diğer yandan da Ali Kılıç gibi sisteme yamanan bukalemun birini kendisine klavuz alıyor. Eh klavuz buysa, gerisini siz düşünün. Bu da yetmemiş gibi, Dersimli Kemal Kılıçdaroğlu, sistemin derin adamı, Kenan Evren faşist cuntasının has adamı, bunca yıldır seçildiği halde, ‘’Hanımım Türkan’ın dedesinin başını neden 38’de kestiniz?“ diye bir soru önergesi vermeyen Kamer Genç’i yine devletin Tunceli milletvekili adayı gösteriyor. Kamer Genç, eli Kürt kanında bu ırkçı faşist sistemin zenginidir. Dersim’de değil insan, hayvanın yanında bile kadri olmayan Kamer Genç, parayla fakir halkın oylarını satın almaya kalkacaktır. 

Bu da yetmedi. Kılıçdaroğlu, sistemin mağduru Dersim Kürtlerinin parası ile zengin olan, Hüseyin Aygün’ü Tunceli adayı yapıyor. Hani bu her kılığa giren Hüseyin Aygün, albay ile tartışınca namuslu Kürdün yardımını isteyip alan, ardından yaman Kürt karşıtlığı yapan, Dersim 38 sürgün belgelerini yayınlayan, CHP’nin katliamcı olduğunu yazıp söyleyen Hüseyin Aygün şimdi Dersim’de katliam yapan CHP’nin vekil adayı oluyor. Velhasılı kelam sistemin gübrelediği kafa ve çarpık kişilik ile siyaset sahnesine çıkıyor. Kemal Kılıçdaroğlu ise, sisteme uymak için kendisini hatta soyunu inkar yoluna kalkıp ‘’Soyumuz Akşehir’den gelmedir“ diyor. Ne Kürtlüğü, ne de Aleviliği koruduğu kolladığı görülüyor. Erdoğan Alevilikle dalgasını geçerken o seyrediyor. Kemal’in partisi iktidarsız. Türk ırkçı faşist sisteminin gübrelediği kafalara haiz; Ali Kılıç, Kamer Genç, Hüseyin Aygün gibi kişiler Kürtlüğe düşmandır, bunlar sistemin devşirilen Türkleridir. Eğer Kamer Genç ve Hüseyin Aygün ikilisi; bizim parti CHP, Dersim’de katliam yapmadı diyorlarsa, peki bu Avukat Hüseyin neden Dersim 38’de devleti yöneten CHP’nin katliam belgeleri peşine düşüyor? Hangi ahlak ve kişiliğe sığar ki, katil CHP’nin geleneğini sürdüren partiden aday oluyor? Eğer Dersim halkı bu ikiliyi seçerse, Dersim’e en büyük kirlilik getirir. 

Kürtler, Aleviler, demokratlar kendisine zulüm ve katliam uygulayan AKP ve CHP’ye oy vermemelidir. BDP’nin adaylarını seçmek en doğrusudur. Dersimliler; Kürdi mert duruşu olan Ferhat Tunç’u seçmelidir. Ferhat on Hüseyin Aygün’ü cebinden çıkarır. Bunca emek verdiğimiz Dersim halkı artık uyanmalı, kendisini kandıran devletçi aşiretçi çevreleri mahküm etmelidir. Gerçek Dersimlinin oyu Ferhat Tunç’adır. 

www.haydar-isik.com