Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

'Dersimli Kürtler soykırımın 76. yılında önemli ve tarihi bir adım attılar'

 Türk devletinin birincil işi yalan ve hile dolu sahtekarlıkla bir halkı imha ederken diğerini sessiz tutmak veya yanına çekmek suçuna ortak etmek oldu. Sözde İslam kardeşliği altında Kürdü hem suçlarına ortak edip günaha soktular, soykırım maşası yaptılar hem de ardından imha ettiler. Hıristiyan halklar bitirilince, Koçgiri Kürt halkı katliamdan geçirildi. Kemal Atatürk'ün kasabı Sakallı Nurettin bölgede inanılmaz şiddette kıyım yaptı. İşin garibi bu sırada Dersim aşiretleri akrabalarının yardımına gitmediler.

Lozan tapusunu cebine koyan Kemal Atatürk, yönünü Türk olmayan Müslüman Kürtlere çevirmiş, Piran ve Zilan serhildanlarını en barbar yöntemle bastırmış ve Kürt halkını soykırımdan geçirmişti. Türklerin sözde ilericileri Kürtlerin hak taleplerini feodal gericilik görmüşlerdi. Aradan bir asra yakın zaman geçtiği halde değişen dünyada Türkiye değişmemiş, aydınları değişmemiş aynı söylem bu kez „terorist Kürtler" şeklinde tezahür etmiş.

Bu Kürt katliamları yetmezmiş gibi 1935 yılına kadar otonom Kürt Kızılbaş inançlı bir toplumsal düzen sürdüren Dersim Kürtlerine sıra gelmişti. Bu kez de Kemal Atatürk, Koçgiri kasabının damadı Abdullah Alpdoğan'ı İttihat'tan beri gelen o mahut „teklik" uygulaması için Dersim üzerine gönderdi ve Dersim Kürtlerini yediden yetmişe fare gibi zehirledi. Kemal ve arkadaşları ve iktidardaki CHP Dersim'de eşi benzeri az görünen bir soykırım yaptı. Sonra bu işe kılıf bulunmuş ve „Dersim İsyanı" denmiş, eh devlete karşı geldikleri için devletin bekası uğruna faşist ve ırkçı Onur Öymen'e göre „analar ağlamıştı". Dersim, Kürt soykırımının son ve en kanlı halkasıdır. Bazı insanımız bunu sadece Dersim ile sınırlı düşünür. Oysa soykırım bugün de sürüyor. Dersim soykırımını enternasyonal mahkemelere götürmek, aslında Kürt soykırımını sorgulamak demektir.

Dersim kurumları, uzun çalışmadan sonra 23 Kasım'da Lahey (Den Haag) de sorunu mahkemeye sundular.

Avukat Erdal Doğan, hazırlanan dosyayı ilgililere teslim etti. Bu tarihi günün hazırlığını Rotterdam'daki Kürtler, başta Dr. Işık İşcanlı olmak üzere yurtsever Kürtler hazırladılar. Yağmurlu ve rüzgarlı soğuk günün tanıklığını Sayın Remzi Kartal, Sayın Tahir Kemalizade ve Kürt aydınları yaptılar.

Köln'den itibaren birlikte gittiğimiz sevgili Ahmet Kahraman, kendine has Kürdivari şövalye duruşu ve bilge kişiliğiyle bize onur verdi. Ahmet Kahraman çok hassas ve halkını seven biridir. Çalışmaları; dostta onur, düşmanda kin yaratırken, bazı „tuncelili" kafaların onu anlamaması elbette doğaldır. Ahmet Kahraman, sohbeti sırasında Herhangi bir isyan olmadığı halde, Türk devleti „Dersim İsyanı" varmışçasına toplumu yanıltmıştı. İlk defa Dersim'de isyan olmadığı halde devletin soykırım yaptığını yazan benim, dedi. Gerçek sevgili Ahmet Kahraman'ın dediği gibidir. Bugün TC ve onun basın yayın kurumları, politikacıları nasıl yalan söylüyorsa, geçmişte daha usturuplu yalan üretmişlerdir. Ahmet Kahraman aydın onurunu bayraklaştıran biri olarak elbette bu yalanı ilk görendir. Bizler bu soykırımı isyan var veya yok düşünmeden olayları anlattık. Hatta „Dersim İsyanı" ağızlara pelesenk olmuş tarzda konuşulurdu. Bu durumu Ahmet Kahraman „Kürt İsyanları" kitabında düzeltirken önemli iş yaptığı bir vakıadır. Ahmet Kahraman iki gün boyunca heyetle birlikte oldu. Dr. Remzi Kartal ve KNK Başkanı Sayın Tahirizade'nin bu tarihi güne katılmaları, Kürtlerin haklarını sorgulamada ulusal olduklarına işarettir.

Dersimli, kadın erkek, yaşlı genç katledilen 70.000 insanımızın sorgulanmasını bu soğuk ve yağışlı havada hüzünlü olsa da içtenlikle TC'nin sorgulanmasını istemelerini ve bu işin ardını bırakmayacakları kararlılıkları anlaşılıyordu. Avrupa'da doğup eğitim gören Dersimli gençlerimizin duruşu onurluydu. Soykırım Karşıtı Dernek Başkanı Ayfer Ber arkadaşımız, herkesten çok çaba gösterip bu eylemin başarısına katkı sundu. Almanya'nın çeşitli bölgelerinden bu tarihi güne tanıklık için gelen Dersimliler, soykırıma uğrayan atalarının ruhunu şadeden duruş içindelerdi. Avukat Erdal Doğan şüphesiz işin ağırlığını yüklenmişti.

Dersimli Kürtler soykırımın 76. yılında önemli ve tarihi bir adım attılar. Türk devletinin sorgulanması için Uluslararası Ceza Mahkemesine Dersim Soykırım dosyasını verdiler. Kürt halkı, kendisine uygulanan en son ve kapsamlı soykırımı enternasyonal platformlara taşımayı başardı.Yapılan bu soykırımı tüm yanlarıyla ortaya çıkarmak, enternasyonal mahkemelere taşımak insan olmanın gereğidir. Ancak asıl iş bundan sonra başlıyor. Evrensel hukukun dikkatini toplamak maddi ve manevi çabayla mümkündür. Fetullah Gülen halkımızı kimliğinden etmek için nasıl olanak buluyor. Peki Dersimli diaspora insanı neden aydın tavrı göstermeden bunca atıl duruyor? Vicdan sahibi diaspora Dersimlilerin bankalarına giderek imkanları kadar aylık ödentiyi aşağıdaki adrese göndermeleri, Dersim Soykırımını enternasyonal alanda sorgulamanın kapısını açacaktır. İş size kalmış, soykırıma sessiz kalan, onu sorgulamayan, yeni soykırımlara kapı açıyor demektir.