HIZIR BANA NEYİ HATIRLATIR-MEMET YILMAZ
Hızır denince insan aklına nasıl bir insan tasviri gelir. Benim büyüklerimiz den edindiğim bilgiye göre, Hızır yaşlı, beyaz saçlı ak sakallı ve bazen normal insan tipinde, bazen üstü başı yırtık bir dilenci, bazen de her tarafı yaralı kirli pasak bir insan kıyafetine girildiği anlatılır.Alevi inancındaki Hızır, diğer dinlerden de başka adlar altında görülmektedir. Neol Baba.
Dersim de Hızır haftası Şubat ayının değişik zamlarına tekabül ederdi. İlk hafta Dersim merkez, bir hafta sonra Hozat, üçüncü hafta da bize gelirdi. Tahminen halen de öyledir.
Bizim köy ve çevre köylerde Alevilerin yaşadığı yerleşim birimlerinde, Hızır günleri başladığında, evlerde zevkli bir çalışmaya girerlerdi. Evin her tarafı güzel bir şekilde temizlenir. Toprak evlerin tabanı ve duvarları beyaz toprakla şerbetlenerek sıvanır veya süpürge ile evin duvar ve tavanındaki tozlar temizlenip, evin içini hoş bir koku kaplar. Hızır haftasında önce aile bireyleri yıkanır, yün yataklar havalandırılır bütün çarşaf ve yatak yüzleri yıkanır ve gelecek misafirlerin şahsında haneye Hızır uğrayacağına inanılır. Ambarlardan bir miktar buğday boşaltılıp saçta kavrulduktan sonra el ile çevrilen taş değirmende öğütülerek, temiz bir leğen veya sininin üzerine un elekten geçirerek üzerine temiz bir tülbent veya çarşaf örtülerek evin el ayak deymeyeceği tenha ve yüksek bir yerine koyulurdu.
Bir gün sonra tepsinin üzerindeki örtü açılır, şayet bir iz varsa, tutulan dileğin yerine geleceğine inanılırdı. O eve Hızır ın uğradığı söylenirdi.
Ev halkı içindeki gençler genellikle niyet tutarak, orucunun üçüncü gecesinde su içmeyip, o gün rüyasında nerde ve kim tarafında kendisine su verileceği, suyun içildiği veya verildiği ailenin bir genç bireyi ile evleneceğine inanarak bu işi zevkle yaparlardı.
Orucun üçüncü günüden sonraki sabahı el değirmeninde öğütülen çok ince bulgura benzeyen undan yemek yapılır. Bu yemeğe halk dilinde kavut denilir. İçine tereyağı ve şerbet dökülerek bütün aile halkı ile birlikte lokmalarını yiyip dualarını yaparlar. Kurbanı olanlar kurbanlarını keserler.
Hızır orucu bittiği sabah erken saatlerde çeşmelerin başlarında mumlar yakılır, aile en yakın bireyleri baba ocağına gelip birlikte kavut yemeğini yerler. Bir birlerine karşılıklı hediyeler ve genellikle baba ocağında başka yere gitmiş kızlara büyük hediyeler verilirdi.
Birbirleri ile küskün olanlar, birbirlerini ziyaret ettiklerinde, kesinlikle küskünlükler ve şikayetler ortada kalkmış olurdu.
Hızır ayı başladığı günlerde Cem`ler yapılır, köyün yoksullarına lokmalar dağıtılır, kabirler ziyaret edilir.
Hatırladığım kadarı ile, Hızır haftasında önce ve özellikle Hızır ın üç gününde köyde Pirimiz tarafında cem bağlanırken, Bargini ve Derviş Cemal li dedeler köyümüze gelirlerdi. Her köylü bir veya bir kaç Seyidi di evine misafir götürürdü. Hızır haftasın da sonra, köyüne gelen seyitlerin maddi ihtiyaçları talipleri tarafından karşılanırdı. Buna parsa denilirdi.
Hızır haftası çok neşeli seçtiğini de hatırlarım. Cem ve aile toplantılarında bazı kişilerle espriler yapılırdı. Hatırladığım kadarı ile, Ağbaba, Alo i Dinik, Seyit Dokuz, Kareli, Ceko vs.. Bunların her biri ayrı ayrı anlatılması gereken tiplerdir.
Hızır a inanıp inanmamak önemli değil. Önemli olan Alevi inancı içersinde önemli bir yer alan bu mitolojinin devamını sağlamaktır. Kimisi buna inanarak yapıyor, kimisi bu inançların yaşamasını doğru gördüğü için yapıyor.
Kurmeş Derneği olarak, bu inançlarımızı yaşatmak için 19 Şubat ta Köln de yapılacak CEM GECESİNE katılacağım ve köylülerimin de katılmasına çok sevineceğim.
MAMO ile MEMO
Mamo ile Memo duvar duvara komşular. İkisi de inançlarına katı bağlılar. Hızır haftasında Hak uğruna Hakkın kulları için bir iyilik yapmak isterler.
Mamo, Memo nun evine gidip, beraberce bir iyilik yapmak istediğini şu şekilde ifade eder.
Paçkan çeşmesin deki dut ağacının dalları çok aşağıya sapmış, çeşmeye su almak isteyen kadınların başörtüsüne takıldıkları için, bu dalları nasıl keselim diye Memo nun tavsiyesini öğrenmek istemiş. Memo bu işin çok hayırlı bir iş olacağını söyleyerek, dutun dallarını kesimi konusunda kendi aralarında şu planı yapmışlar.
Memo demiş ki, ben katırın üstüne çıkıp, dere ile o dalları keserim. Sende aşağıda karırın yularını sıkı tutarsın.
Hızırın son gecesinin sabahında, kimse çeşmeye gelmeden, Mamo ile Memo planlarını uygulamak için paçkan çeşmesine giderler.
Memo eline dereyi alıp katırın üstüne çıkar. Mamo da aşağıda karırın yularını sıkı şekilde tutar.
Memo dere ile dut dalına vurunca katır ürker ve kaçmaya başlar. Memo pat diye yere düşer. Mamo katırı tutmak için çabalarken, paçkan çeşmesindeki havuzun içine düşer.
Sabah çeşme başına su almaya gelen kadınlar, Memo yu kanlar içersin de, Mamo yu da havuzdaki sular içersin de görürler.
Durumu köylülere bildirirler ve köylüler Memo ile Mamo nun yardımına koşarlar. Onların bu durumunu merak eden köylülere Memo ile Mamo nun cevabı şu olur. Hızır bizi dövdü.
İkisini rahmetle anıyorum.
Kemter derviş
Elaman Mürvet huzura geldik
Yardım eyle bize bozatlı Hızır
Yüz sürüp yerlere yardım diledik
Yetiş yardım eyle bozatlı Hızır
Toplanmış canlar dua ediyor
Hızır gelir diye herkes bekliyor
Çağıran kişiye yardım ediyor
Yetiş yardım eyle bozatlı Hızır
Mümin olan yüzün hep Hakka döner
İrfan meydanında kaynayıp pişer
Diz çökmüş önünde affını diler
Yetiş yardım eyle bozatlı Hızır
Seni seven canlar elini açmış
Hızır günü diye duaya durmuş
Nebilik velilik tek sana gelmiş
Yetiş yardım eyle bozatlı Hızır
Mümin ikrarına sadık olunca
Kusurunu ele alıp gelince
Ağlayıp sızlayıp af dileyince
Yetiş yardım eyle bozatlı Hızır
Kemter derviş diler özüne himmet
Mahrum etme beni eyle mürüvet
Evliya embiyanın yüzü suyu hürmeti
Yetiş yardım eyle bozatlı Hızır
Mehmet Yılmaz 11.02.2011