Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Söyleşi ERHAN ASLANER

10001499 10152271950149311 1774130572 n

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Küçükçekmece Meclis üyeliğine seçilmiş köylümüz Erhan Aslaner le yaptığım söyleyişi sizlerle paylaşmak istiyorum. M.Yılmaz KURMES DERNEK BASKANI.

Erhan, seçildiğin belediye meclisi üyesi görevin için seni tebrik ediyor. Kendini nasıl hissediyorsun?


Teşekkür ederim. Gelek Spaz.
Ben hem Küçükçekmece Belediyesi Meclisi'ne, hem de İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisine üye olarak seçildim. İlçe Belediyesinde İmar Komisyonunda, Büyükşehir Belediyesinde Temel Haklar komisyonunda partim adına çalışacağım.
Belediye Meclisleri şehrin yasama organları olup, şehrin belediye hizmetleri ile ilgili tüm kararları alır. Belediye encümeni belediye meclisi içinden seçilir ve yürütme/icra organıdır. Büyükşehirde 11, ilçede Üç kişilik olup kazanan partiden seçilir. Şehrin hükümetidir. Meclis üyeliği ve encümen üyeliği çoğu zaman karıştırıldığı için bu açıklamayı yapma gereği duydum.
İstanbul 15 Milyona yakın nüfusu ve 10 milyonu aşan seçmeni ile 15 Avrupa ülkesinden, Danimarka, Portekiz, Yunanistan, İsveç , Avusturya, İsviçre gibi ülkelerden büyük bir metropol. Benim ilçem olan Küçükçekmece 850.000 nüfusu ve 520.000 seçmeni ile yanlış hatırlamıyorsam, Anadolu'daki 55 şehirden(İlden) daha büyük bir ilçe. İlçeye 3. Sırada, Büyükşehir'e de 6. Sırada seçilmem adıma bir başarı sayılabilir ama belediye başkanlığını, ilçede %1.5'lik (AKP %41,5 ve CHP %40) ufak bir fark ile kazanamadığımız için sevinemedik.

CHP'den aday olarak girmen bazı köylülerimizin tepkisini almışındır. Buna anlayış gösteriyor musun?


Tabi ki anlayış gösteriyorum. Hatta tepkilerini bana iletenleri samimi buldum ve sevindim. Tepkilerine ve eleştirilerine karşılık açıklamalar yapmaya çalıştım. Mesele buna güzel bir örnek Ali Düzyar'dı. Hem eleştirdi hem de desteğini nazik bir dille iletti. Hakarete varmadığı sürece tüm tepkilere açığım ve bunları memnuniyetle karşılarım. Eleştirileri faydalı bulurum. Barika-i hakikat, müsadame-i efkardan doğar diye söz vardır. Geçeğin kıvılcımı fikirlerin çatışmasından doğar anlamındadır. Dolayısıyla karşı görüşler ve tartışmalar gelişmek ve doğruyu bulmak için zorunludur.
Siyasi çalışmalarımızda, parti içinde temel hareket tarzı karşındakini dinlemektir. Parti okulunda üyelere yoğunluklu olarak bu öğretilir. Bu anlamda bende herkesi dinlemeye hazırım. İlçe örgütümüze gelip bizi yerden yere vuran çok vatandaşa rastladım. Ancak eleştiri yaptı diye kimse bizden tepki görmedi, dinledik. Basında ve kamuoyunda en rahat ve en çok eleştirilen parti biziz. Bu bizim temel özelliğimizdir. Başka hiçbir partide böyle bir özellik yoktur. Bu anlamda ben ve partim eleştirilmek için doğru adresiz.
Tabi bizim bulunduğumuz koşullar ile sizin bulunduğunuz koşullar oldukça farklı. Dolayısıyla yaşamda farklı pozisyonlar almamız doğaldır. Birbirimizi anlamakta belki de zorlanabiliriz ama birbirimizi anlama çabasını her daim göstermeliyiz. Hayata ve birbirimize paketlemiş doğrularımızla bakmamalıyız. Her zaman yanılma ihtimalini düşünmeliyiz. İnsanların toptan doğru ve toptan yanlış olması mümkün değildir. Hepimizin yanlışları doğruları vardır. Köylülerimin bir takım tepkilerine rağmen kahir çoğunluğun seçilmeme sevindiğini ve bu sevincini çevresindekiler ile bir şekilde paylaştığını tahmin ediyorum. Ama burada bir üzüntümü de paylaşmak isterim. Seçim sürecinde destek açıklamasını umduğum birkaç kişiden hiç ses çıkmamasının bende hayal kırıklığı yarattığını belirtmek istiyorum. Medeni ilişki ve davranışlar bence siyasetin üstündedir. Siyaseten farklı düşünsekte en azında nezaketen bu yapılabilirdi. Bunu sahada karşılaştığımız karşıt siyasi görüşteki insanlar dahi yaptı. Ama umduğum bazı insanlar yapmadı.

Köylülerimiz de bir çok alanda başarılı olmuş şahsiyetlere sahibiz. Bugüne kadar sizin yer aldığınız milyonluk bir şehirde Meclis Üyeliğini seçilmiş bir şahsiyet tanımıyorum. Duygularınızı alabilir miyim?


Yukarıda belirttiğim gibi belediye başkanlığını kazanmadığımız için kişisel olarak seçilmeye fazla sevinmedim. Ancak belediye başkanı ile aynı kapıdan İstanbul Büyükşehir Belediye binasına ilk giren ilk Kurmeşli olmak, İstanbul ile ilgili kararlarda söz sahibi olmak güzel. Kurmeşli olduğumu seçim broşürümde gururla ve özgüvenle yazdım. Kendimle, kökenlerimle barışık bir insanım. Bunu hiçbir zaman da gizleme gereği duymadım. Ailemde; dedem Güzel, büyük amcam Hıdır(Mıde), Babam Zeynel, amcaoğullarım Hasan ve bir zaman Güzel abim siyasetle haşır neşir insanlardı. Ben de tarzım farklı olsa da, kendimi bu geleneğin devamı olarak görüyorum. Meclis üyelik formuna baba hanesine, babamın adını yazarken çok duygulandığımı belirtmek istiyorum. Seçilmekle onun manevi vasiyetini de yerine getirmiş oldum. Babam siyaseti şevkle yapan ve bu konuda benden beklentisi olan bir insandı. Alt yapısı olsaydı ve koşulları elverseydi eminim o da farklı yerlerde olabilirdi.

İnsanlarımıza bir Meclis Üyesi olarak anlatacakların var mı?


Ben sosyal belediyecilik anlayışı ile çalışacağım. Her zaman halkın yanında ve ulaşılabilir olacağım. Beni yakında tanıyanlar bilir. Radikal bir insan değilim. Büyük ve keskin laflar etmeyi sevmem. Yaşam biçimim, ekonomik durumum ile siyaset tarzım birbirine uyumludur. Kapasitemle orantılı işlere girişmeyi ve çalışmayı severim. İddialı ve büyük projelerden çok uygulanabilir projeler ile ortaya çıkacağım. Yapacağım çalışmaları sosyal medyadan ve elverdiği ölçüde başka iletişim araçları ile paylaşacağım. Tabi biz şu anda muhalefette olduğumuz için proje uygulama şansımız yok ama uygulanmasa dahi alternatif proje çalışmalarımız olacaktır. Bu dönem yapıcı ve agresif bir muhalefet yapacağız. Belediyenin yaptıklarını halka anlatacağız. Gelecek seçimlerde İstanbul'u yönetecekmişiz gibi hazırlanacağız. Mevcut iktidar partisinin İstanbul'da tek alternatifi biziz.
Almanya'daki köylülerime ve özellikle genç kardeşlerime politikaya ilgi göstermelerini bu vesile ile tavsiye ederim. Sosyal Demokrasinin okulu ve amiral gemisi olan Alman Sosyal Demokrat Partisi'nde siyaset yapmaya çağırıyorum. Alman Sosyal Demokrat partisinde siyaset yapmak büyük bir şans ve bu şansa Almanya'da yaşayanlar sahip. Bu şansı kullanmanızı tavsiye ederim.
Buradaki köylülerime ve hemşerilerime de yakın oldukları siyasi partilere üye olmalarını(gönül ister benimle) ve sorumluluk almalarını tavsiye ederim. Köylülerim siyasi olarak aktif görünüyorlar ama siyasi partilere üyelik konusunda oran hayli düşük. Onlarında bir şekilde sorumluluk ve inisiyatif almalarını isterim.

Benimle bu söyleşiyi yaptığın için sana teşekkür ederim ve çalışmalarında başarılar dilerim.


Ben teşekkür ederim. İlgili herkesin görüş ve önerilerine açığım. İlginç proje önerileri geldiği takdirde bunları meclise taşımaya hazırım. Özellikle Almanya'daki Belediyelerin hoşa giden, insanların hayatını kolaylaştıran, keşke bu uygulama bizim ülkemizde de olsaydı dediğiniz uygulamaları bana aktarmanızı bekliyorum. Bu konuda herkesi dinlemeye ve gereğini yapmaya hazırım. Sevgi ve saygılarımla...