Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Sevgi nedir?

Sevgi evreni özümsemektir; iyiyi, kötüyü doğruyu, yanlışı kavrayabilmek ve güzele yönelmektir sevgi. Sevgi; bilmek ve öğrenmektir.
Sevginin kaynağı nedir?
Sevginin kaynağı düşünen insanın kendisidir. Bilinçtir, bilgidir sevginin kaynağı. Sevginin kaynağı içseldir; öz’dür. Sevgi, aşk, öğrenmek, bilim, bilgi, bilinç, yaşamak; hepsinin kaynağı aynıdır: öz’dür, düşünen insandır yani.
Çıkarcılar şöyle der: “Eğer ben doğruları söylersem, çevremde insan kalmaz.”
İşte, yaşamın olumsuzluklara boğulmasının ana nedenidir bu söz: Yalnız olma tedirginliği!
Çıkarcılar yalnız yaşayamaz; çünkü çıkarcıların çıkarı, başkalarından gelen yararda yatmaktadır. Bunun yanında çıkarcılar, kendilerini sevmedikleri için de yalnız kalmayı göze alamazlar ve bunun için her türlü oyunları sergilerler.
En önemlisi, doğruları söylemekten tedirginlik duyarlar.
Doğruları söylerlerse, çıkar kanallarının kapanacağını düşlerler.
“Seviyorum” derler. Çıkarcıların “sevgi” dediği, araç değerlere olan tutsaklıktır. Çıkarcılar tutsağı olduğu araç değerler dışında hiçbir şeyi sevmezler. Toplum için değil, kendi çıkarları için sever görünürler. Toplumun çıkarı kişisel çıkarın önüne geçtiği için, toplumsal çıkarları düşlerinde yok ederler.
Arkadaşım olsun, sevgilim olsun, dostlarım olsun, komşularım olsun diyerek doğruları söylemek yerine yalana başvururlar. Birbirlerini sevmedikleri ve birbirlerini kandırdıkları halde çıkarcılar bir arada yaşarlar. Ortak çıkar altında buluşarak, birbirlerini sevmeden bir araya gelenler, çıkarları çatışınca birbirlerine düşman olurlar.
Oysa sevmek bu değildir. Sevgi öz gerektirir. Özü olanlar ancak birbirlerini sevebilirler. Öz, toplumsal çıkardan yanadır. Bireysel çıkarı tanımaz öz. Öz, kişileri toplum çatısı altında birleştirir. Böyle bir toplumda bireyci çıkarlar söz konusu olmadığı için, kişiler asla birbirine düşman olamazlar.
İnsanoğlunun bir dost, bir arkadaş, bir sevgili, bir eş, bir komşu edinmesi doğal bir şeydir. Ancak kişi, bu edinme ile onur kırıcı davranışlarda bulunup kendi varlığını ortan kaldırıyor ve onurundan ödün veriyorsa bu hiç de insan için doğal bir davranış değildir.
Yığınların çoğu henüz “onur” kavramından habersizdir. “Onur duygusu” ancak bilinçli insanın duyuları ile algılanabilir. Bilinci oluşmuş kişi ancak yaptığı olumsuz davranışların ayrımına varır ve bu yanlıştan dönebilir. Bilinçli oluşmayanlar çıkarları uğruna her onursuzluğu yapmakta kendilerinde bir eksiklik duymazlar. Bilinçsizler için “doğru” değil, “bireyci çıkar” önemlidir. Kişinin –yaşam sürecinde– bilinçsizliğini ortadan kaldıracak hiçbir güç de yoktur.
İnsan, toplum ile birlikte yaşamalıdır. Toplumun ortak çıkarı, düşünmektir. Düşünme eyleminde bulunan insanlar ancak birbirlerini sevebilirler. Düşünme eyleminde bulunmayanlar birbirlerini hiçbir süre sevmeyeceklerdir.
Sevginin temel ilkeleri bunlardır; sevgi denildiğinde en başta bunlar us’a gelmelidir.