Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Şair Kıymet ASLAN bu kez Kadınların Hayatını “YABANCI KADER“ adlı Kıtabında anlatıyor

Bize biraz kendinizi anlatirmisiniz?  

Ben Dersim’in Pertek kazasının Hıdırdamı Köyünde doğdum. İlkokulu köyde okudum ve  6 yıllık meslek öğrenimimi Hozat’ta tamamladım. Akdemir eski ismiyle Avseker köyünde üç yıl biçki dikiş öğretmenligi yaptım. 1988’de Viyana’ya geldim. Burda ki yaşamimda  20. Viyana’da Belediye Meclis azalığı yaptım,  Grätzelmanagement 20 çatısı altında kendi çalışmam olan Kadın Kültür Buluşması projesini gerçekleştirdim. Bu projem üç yıl sürdü.

 

Röportaj:H.ASLAN
 
Bu sizin ilk kiatabınız degil?
 
Hayır, “YABANCI KADER”  benim ikinci kitabım. Ancak birinci kitabım siir, 2003 yılında   “Nedeni sen olma” adı altında yayımlandı. Bunun dışında şiirlerim göçmen şairlerin bulunduğu ‘‘heim.at’’ adlı kitapta 2004’te yer aldı. 2008 de yayımlanan ve 129 Göcmen şairin şiirlerinin buluştuğu, “Neue Österrichische Lyrik-Und Kein Wort Deutsch"  kitapta tekrar yer aldı. 2003 de Şiir kitabım yayımlandığı yıl Dersim-Tunceli Doğa ve Kültür Derneği’nin kuruyucularından biri oldum ve Yönetim Kurulu’nda yer aldım.
 
Arada uzun bir zaman dilimi var, bu zaman dilimini ikinci kitap çalısmasımı aldi?
 
Öylede diye biliriz, ben türkce yazıyorum ancak almancaya cevirmek, bu cevirileri tekrar kontrol ettirmek yani redaksiyona gerek duyuluyor. Çünkü bu kitabım hem türkçe hem almanca yani hem türkçe redaksiyon görmesi demek hemde almanca. Böyle olunca da her iş iki sefer yapılmış oluyor. Zaman denen kavramı da ikiyle çarpmanız demek oluyor.
 
Sizi bu kitabı yazmaya iten neden neydi, bunu kisaca özetlermisiniz?
 
19 yıldır avusturya da yaşayan göçmen bir kadın olarak yaşadığım pek çok sorunun şahsıma münhasır olmadığını türk , kürt, polen,çek yada avusturyalı pek çok kadının az yada çok benzer sorunlar yaşadığını farkettim. Aile içi şiddetin hemen her kültürde   eğitimli ya da eğitimsiz toplumun her kesiminde olduğunu farkettim. Fakat sonuç olarak anladım ki kadın olmaktan kaynaklanan sorunlar salt benim „özel“ sorunum degil dünyanın hemen her köşesindeki kadınların „ortak“ sorunuymuş. Yine gördüm ki medeniyetler beşiği Viyana şiddete maruz kalan binlerce kadının yurdu. Bu kitabı her gün sokaklarda kıyafetlerinden dolayı burun bükülen ,az gelişmiş ülkelerin az gelişmiş insanları olarak hor görülen ve aslında kendilerine nasıl bakıldıklarının bilincinde olan ve bundan dolayı daha çok ezilen , daha çok seslerini yitiren,( kendilerini daha çok yalnız hisseden )kadınların sessiz ağıtlarına ses olabilmek için yazdım.
 
Kitabınızda erkek egemenligini anlatıyorsunuz, siddeti anlatıyorsunuz, şiddet konusunda neler söylemek istersiniz?
 
Şiddet deyince çoğu kez fiziki şiddet anlaşılıyor oysa şiddetin bir çok yüzü var. Ekonomik şiddet, cinsel şiddet, pisikolojik şiddet vs…… Ben birey olarak fiziki şiddete maruz kalmadım demek şiddete maruz kalmadığımız anlamına gelmiyor. Eger yani başımızda, hatta dünyanın öte ucunda herhangi bir kadın, sırf kadın olduğu için şiddetin herhangi bir türüne maruz kalıyorsa bizler de risk altındayız demektir. Çünkü şiddet kültürü kendini besliyor demektir. Bir kadın olarak birebir şiddetin maruzu olalım yada olmalyalım var olan şiddet kültürüne, erkek egemen kültüre karşı çıkmamız gerekir.
 
Kadın sorununu nasıl degerlendiriyorsunuz?
 
Kadın sorunu sadece bir kültür sorunu degil ayrıca bir sistem sorunudur da.   Popüler kültür az yada çok şiddeti teşvik etmektedir. İzledigimiz filmler , dinledigimiz şarkılar erkek egemen kültürün yeniden yeniden üretimidir. Televizyon kanallarını açtığımızda bir kadının erkek şiddetine maruz kalmadığı sahnenin yer aldığı kaç film var? Özellikle türkiye kanallarındaki dizilerde neredeyse „aşkı yüzünden“şiddete başvuran , sevdigi kadına öyle yada böyle az yada çok şiddet uygulayan erkek tipi yüceleştirilmektedir. Böylesi bir popüler kültürle beslenen kadınların dolayısıyla kendilerine, yaşadıkları ilişkiye, erkeklere ve şiddete bakiş acısı da farklı olacaktır. Kadınların „kaderci“ bir bakış açısından sıyrılmaları, yalnız olmadıkları ve şiddetin özel degil genel bir sistem sorunu olduğunu vurgulamak için tanık olduğum hayatları bu kitabımda dillendirmek istedim.
 
Kitabınız okuyucusuyla ne zanan buluşacak, bir tanıtım düşünüyormusunuz?
 
Tabi ki de düşünülüyor, Dersim-Tunceli Doğa ve Kültür Derneği ilk tanıtımı üstlendi, tarih olarak, mayıs 16 da Folkhochschule Favoriten Arthaberplatz’ da yapacak.
 
Bize Zaman ayırdıgınız için teşekürler.
 
Ben teşekkür ederim. Burda teşekür demişken bir kaç teşekür daha etmek istiyorum.
Dostum arkadaşım Yazar/şair Hüseyin ŞIMŞEK`e, hem yardımından dolayı hem de bana sabrından dolayı hayat arkadaşım Hasan ASLAN`a, kardeşim Cihan CAN`a ve emegi geçen her kese teşekkür ediyorum.