Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Gılgameş Destanı rölyef oldu

İnsanlığın ilk yazılı destanı olarak bilinen ve cesaretin, aşkın, ölümsüzlüğün peşindeki insanı anlatan Gılgameş Destanı, ilk kez bir bütün olarak rölyef halinde görüntüye döküldü. İranlı heykeltıraş Babek Sobhi'nin Diyarbakir’da yaptığı ve Gılgameş Destanı'nı anlatan rölyev çalışma tamamlandı. Gılgameş Destanı'nın anlatıldığı rölyef çalışma 450 metrekareden oluşuyor. Heykeltıraş Sobhi, Gılgameş Destanı'nı bütün olarak figürleştiren rölyef çalışmasını 10 kişilik ekibiyle 2 yıllık çalışma sonucu oluşturdu.

Babek Sobhi, Mezopotamya'dan çıkan Gılgameş Destanı'nın insanlığın ilk yazılı destanı olarak bilindiğini belirterek, cesareti, aşkı, ölümsüzlüğün peşindeki insanı anlatan ve gururlu, gaddar bir kişilik olan Sümerlerin Uruk kenti kralı Gılgameş'ın etrafında gelişen destanı toplam 450 metre kareyi tutan rölyef ile görselleştirdiklerini kaydetti. Destanı başından sonuna kadar sahneler halinde rölyefe döktüklerini ifade eden Sobhi, şöyle dedi: 'Destanın başından itibaren sıralamaya bağlı kalarak rölyefe döktük. Tanrı Anu'nun halkına eziyet ettiği için Gılgameş'a, yarı insan yarı hayvan Enkidu'yu rakip olarak yaratmasıyla başlayan hik‰ye, İştar'ın sevinç kızını göndererek sevgisiyle Enkidu'yu insanlaştırması, Enkidu ve Gılgameş'ın arasındaki kavganın Gılgameş'ın annesi tarafından durdurularak ikisinin iyi dost olması ve sonrasında ikisinin el birliğiyle ormanlar canavarı Humbaba'yı öldürmesi, Nuh tufanı, Enkidu'nun garip bir hastalıktan ölmesi ve Gılgameş'ın bu ölümün yarattığı korkuyla ölümsüzlük iksirinin peşine düşmesi son olarak da bulduğu iksiri yılanın yemesi üzerine Uruk kentine dönerek sur inşa etmesi ve ölmesi anlatımlarını yaklaşık 2 bin 500 parçadan oluşan 40x40 santimetre karelik rölyeflere işledik.' Bugüne kadar bu efsaneyle ilgili birkaç figürün olduğunu ifade eden Sobhi, 'İnsanlığın ilk yazılı destanı bütün olarak ilk kez figürleştirildi. 5 bin yıl öncesine ait birkaç orijinal çizim olsa da tarihte ilk defa Gılgameş Destanı bütün olarak görüntüye döküldü' diye konuştu. Sümerpark'a sütunlar üzerinde ve halka şeklinde dizdikleri rölyeflerde çizimler dışında Sümerlerden kalma bazı çivi yazılarını da orijinaline sadık kalarak yaptıklarını belirten Sobhi, 'Arkeologların Mezopotamya'da bulduğu 5 bin yıl öncesine ait çivi yazılı tabletlerde özgürlük ile sosyal adalet kavramlarından bahsediliyor. Bunları vurgulamak için bu çivi yazılarını orijinaline sadık kalarak çizdik. Ayrıca estetik katmak düşüncesiyle zeytin dalı, güvercin, güneş figürleri gibi insanlık tarihinde simgeleşmiş şeyleri de işledik' diye konuştu. Sobhi, tarz olarak Yunan ve Roma rölyefini tercih etmediklerini ve birebir insan vücudunu çıkarmaya çalışmayarak kadim tarza sadık kalmaya çalıştıklarını vurguladı.

DİYARBAKIR