Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

KADINA YÖNELİK ŞİDDET ATAERKIL TOPLUMDAN GÜNÜMÜZE KADAR DEVAM ETMEKTEDİR-Haydar Aslan

 Son dönemlerde kadına yonelik şiddet eylemleri giderek yükselmektedir.Her gün burjuva basında kadına uygulanan şiddet haberleri birinci sırada yer almaktadır.

Töre cinayetleri, namus cinayetleri, koca şiddeti.vs,vs. 
Asırlardır günümüzedek süre gelmektedir.Kadına yonelik şiddet yıllardan beri hakim sınıflar tarafından uygulaya gelmiştir.
Toplumda kadın sorunu önemli problemleri halen çözülmüş degildir. 
Kadın sorunu guncelligini halen koruduğu için.Bir kaç başlık altında düşüncelerimi yazmak istedim.
Tarihten günümüze kadın sorununa bakış açısını inceleyecek olursak iki başlık altında toplayabiliriz.
 a) Anaerkil ve ataerkil dönemde kadına bakış  açısı ve kadının yeri.
b) Kapitalist toplumda kadın sorunu ve konumu.

Anaerkil dönemde kadının yeri ve konumu.Anaerkil dönemde kadın toplumda söz sahibi ve özgürdür.
Kadın çocuklarını beslemek.Onları vahşi hayvanlardan,soğuğa ve iklim koşullarına karşı korumakla meşguldur.
Aynı zamanda yabani hayvanları evcilleştirmek, ve tüm ihtiyaçları karşılamak icin büyük emekler harcar.Ayretten ailede söz sahibi anadır.
Herşeyden önce anaerkil dönemde kadın otoriter güçtür.Soy zinciri kadın sayılıyor,ve çocuklar annenin kabilesinde sayılıyordu..
Cok tanrılı dönemden, tek tanrılı döneme geçişle birlikte hakimiyet ataerkil döneme geçmiştir.Özel mulkiyetin gelişmesi ile birlikte.Babaerkil hakimiyeti kadının elinde almıştır.
Çünkü giderek kadınlar eve hapsedilir ve cocuk bakıcılığı on pılana geçer.Kadın babasının babaerkilliğinden kocasının ataerkilliğine geçmiştir.
Kadınlar bu dönemde sillah karşılıgında değiştirilir.Sadakatsizliği kaşılığında.Yani karşı çıkış ölümle cezalandırılırdı. Musa'nın kitabi gibi MANU kanununda kısır kadının terkini emreder.Muslumanlıkta ise kısır kadının üstüne ikinci bir evliliği yani çok evliligi doğal ve zorunlu kılmıstır.Buna karşı konulmaz bu hak yanlızca erkege verilmistir.
Peki ya erkek kısır ise,kadiı ikinci bir eş alabilirmi kesinlikle yapamaz.Cok eşliligin erkeğe tanınmış bir hak olarak zorla kabul ettirilmiştir.
Tek tanrılı dönemde herşey erkeğin hakimiyeti altındadır.Erkek kadını boşama hakkına sahip olduğu gibi geçimsizlik vb.durumlarda kadını dövme hakkına'da sahip olup hatta birden fazla eş edinme hakkına'da sahiptir.Kadına gelince böyle bir lüksü yoktur. Kadın erkek eşitliği üzerine islamcı yazarlar Kurandan ve ayetlerden sürekli söz eder ve islamda kadın haklarında dem vururlar.Ama gel gorki durum sanıldığı gibi degildir. Kadın erkek eşitliğini gösteren ayetler kuran'ın 6666 adet olduğu söylenen ayetle özenle ayıklanmış 5-6 ayetle sınırlıdır.Müslüman yazarların dayanakları kadin erkek eşit ligini kanıtlıyacak bir içerik taşıdığını söylemek hiçte mümkün değildir. Müslüman yazarların ve diyanetin dayanak yaptıkları NISAve BAKARA sureleri içerik olarak incelendiginde gerçekler daha iyi anlaşılacaktır.Örneğin BAKARA suresinin 228 ayetinin son cumlelerinde sunlar yazılıdır.
Erkeklerin örfe göre kadınlar üzerinde hakları gibi kadınlarında onlar üzerinde hakları vardır.Ancak erkekler onlardan (kadınlardan) bin kat üstündür.Oral CALIŞLAR İslamda Kadın veCinsellik sayfa 37.Bin kat erkeğin üstünlüüu ne garip bir şey olduğunu cok evlilikte de görüyoruz. Çok eşliliğin tek tanrılı dönemde olduğunu belirtmistik.Bunun büyük örneğini vermek gerekirse Hz.Muhammed'in birden fazla eşle yaptığı evlilikler bilinmektedir.Aynı zamanda çok eşliliği onaylamaktadır. Ancak Hz.Muhammed kendi kızlarının kocaları kuma getirmelerine ise hiç olma-maktadır.Hz.Muhammed'in kızı Zeynep evlendirilirken damadına başka bir kadınla evlenmesine izin vermiyor.Kendisine ömür boyu bu isteğinin yerine getirmesini nasihat ediyor.Yine kızı Hz.Fatma'nın kocası Hz.Ali'nin bir başka kadınla evleneceğini duyunca cami'de hutbe sırasında emir vererek sert tepki göstererek Hz.Ali'nin ikinci bir eş almasını engelemiştir. Hz.Muhammed'in torunu Amine de cok eşliliğin yaralı olmadığını üstüne kuma getirilmemesini şart koşmuştur kocasına. Çok eşliliğin kadınlık gururunun hice sayıldığını,haksız bir uygulama olduğunu haklı bir payı olmadığını herkes tarafında bilindigi gibi,Hz.Muhammed tarafında da biliniyordu ki torunu ve kızlarının kocalarının kuma getirmelerine sert tepki göstermiştir.Ancak kendisi ve başkaları için çok eşliliği savunmus ve doğal karşılamıştır.Islam'da ve kapitalist sistemde kadının aşağılanması ve küçük düşürülmesi üzerine bir örnek daha vermek gerekirse Prof.Dr.Ilhan ARSEL'in SERIAT ve KADIN kitabında baş kaynağı oluşturan Sahihi BUHARI islam yazarları ve Diyanet tarafında kabul gördüğü bilinmektedir.Seriat'in kadını aşağılayan hükümlerinden bir bölümü söyle sıralanmıştır.

1-Iki kadının tanıklıği bir erkegin tanıklığına bedeldir.
2-Kadınlar aklen ve dinen eksik yaratıklardır.
3-Uğursuzluk uç seyde vardır.Karıda,evde,ve atta.
4-Namazi katleden şeyler,köpek,eşek,domuz ve kadın.
5-Bana cehenem halkı gösterildi çoğunluğu kadınlardı.
6-Kadınlar insan karşısına şeytan gibi çıkarlar.
7-Erkekler kadınlar üzerinde hakimdirler,o sebepledir ki allah erkekleri kadınlara üsun kılmıştır.
8-Eğer erkek tepeden tırnağa cerehat olsa, kadın'da diliyle yalasa, yine de erkegin hak-kini ödeyemez.
** Bu maddeler(Ilhan ARSEL'in kitabin da ) Turhan DURSUN tarafında 
aktarılmıştır.
TABU CAN ÇEKİŞİYOR DIN BU Eserinde (sayfa 122)
Bu örneklerin yüzlercesi var ve coğaltılabilinir ama bu kadarı yeter ve artar bile,din adı altında 1400 senedir,insanlarISLAM ülkeleri ve ülkemiz de dahil, bu aldatmacalarla 
uyutulup kandırıldılar.Kadın uzerindeki baskıyı ve ayrımlığı zorunlu buyruk ve dogal karşıladılar.
 Yeri gelmişken güncelliği bakımında Arap bahari(ayaklanmasi,degisimi) uzerine bir iki şey söylemek istiyorum.Bügüne kadar ayaklanmanın iceriğine ilişkin ilerici
bir muhteva taşıdığına tanık olmadık.Eylemin ilerici olabilmesi için anti faşist,anti emperyalist veya kapitalizme karşi olması lazım.Ne yazik ki bunların hiçbirini bu
ayaklanmalardan bulamasın.Bu ayaklanmalar 40 yıllık gerici yonetimlere karşi olsada , eylemlere damgasını vuran gericiliktir.Çünkü ayaklanmaya önderlik eden
Petrol siglarının ve gerici birkaç gurup (hizbullah,El kaide,Musluman kardesler )vb damgasını vurmaktadır.Önderliğin Anti emperyalist yönü bir tarafa tam tersine
emperyalistlerin destegi ve denetimi altında hareket ediyorlar.Bunun bariz örneği Fransa cumhur baskanı Nicolas SARKOZY Libya'da catışmalar başlamadan evvel,
ayaklanmayı örğütleyen güçlerle Paris'te gizlli toplantılar yaptığı ortaya çıktı.Toplantının ana gündemi petrol ve Fransa'nın Libya'ya olan borçlarının ertelenmesi idi.
Anlaşmanın hemen ardında Fransız uçakları Libya'yı bombalamaya başladı.Daha sonra Birlesmiş milletler toplantısı gerçekleşti gündem yine aynı.Petrol paylasimi
biz bu toplantilara yabanci degiliz,IRAK ve Afganistan isgalleri'de demokrasi adı altında yapılmıştı.Artık dünya ve ortadoğu halkları bu oyunları iyi tanır ve bilir.
Yapılan petrol savaşları ne ilk nede son olacaktır.Emperyalizim var olduğu sürece bu savaşlar kaçınılmazdır.Ilerici devrimci ayaklanmalar olmadığı sürece Arap ve
Ortadogu halkların kurtuluşu mümkün değildir.Bu gerçekleşmediği sürece Ortadoğu emperyalistlerin arka bahcesi olarak kalacaktır.
 Konumuza dçnecek olursak,Kapitalizimin gelişmesi ile birlikte üretim ilişkileri ve üretim güçleri'de değişmeye baslamıştır.Kadın küçük imalahathanelerde,fabrikalarda vs calışmaya baslamıştır.Ama eskisi gibi kadınlar ikinci sınıf muamelesi görmeye devam etmektedir.
Örneklendirirsek en kaba biçimleri ile şöyle,en ucuz işgücü karşılığında zor işlerde calıştırma,erkekğe oranla seçilme hakkının olmadığı ve onu kesildigi,okuma oranının çok düşük oluşu,ev işleri ve çocuk bakıcılıği,genç yaşta 
evlendirilmeler,ayırımcı politikalar yani sıra kadına uygulanan şiddet,töre cinayetleri,koca şiddeti,beyaz kadın tuccarlığı ,kadının bir reklam aracı olarak meta haline donusturülmesi, vs.vs.Bu saydıklarım kaba bir şekilde göze çarpan bir kaçıdır.
Kadın erkek eşittsizliği devlet mekanizmasi icersinde tepeden tirnağa kadar kendisini göstermektedir.Ornegin Parlemento'da 500 millet vekil'in kaçı
bayandır. Kürtler açısında tam tersine durum farklıdır,parlementerlerin kadın sayısı Avrupaya oranla bile ileri bir konumdadır.Bu eşitsizliğin giderilmesi ancak
kadınların örğütlenip kendi haklarının mücadelesini vermesiyle olur.Kadını aşağılamalar,ikinci sınıf muamele görmesi,koca şideti,vs.kesinlikle yasaklamalı ve
yasal güvenceyle saglanmalıdır.Töre cinayetleri arkasında genelide aşiret reisleri vardır,neden aşiret reislerine karşı mücadele edilip teşhir edilmiyor.Cünkü devlet
bunları oy deposu olarak gördügü için ,tam tersine kolluyor ve besliyor.Kayıp kadın ve kızların bir çoğu beyaz kadın tücarları tarafında zorla fuhuş ve uyuşturucu'ya
bağımlı hale getiriliyor.Kapitalist düzende yılda binlerce genç ve kadın bu yolla ölüme mahküm ediliyor.Namus töre cinayetleri adı altında her sene yüzlerce kadın
sokak ortasında infaz ediliyor.Genç yaşta zorla evlendirilen kızlar, uzun sürmeyen evlilikler boşanmaya neden olmaktadır.Boşanan kadınlar kocaları veya yakınları
tarafında öldürülüyor veya en ağır şekilde işkence ediliyor.Kapitalist sistem kadını koruyan herhangi bir önlem alınmamakta,alınan önlemler ise çok yetersiz kalmaktadır.
Kadını aşağılayan düzenin bir diğer parçası burjuva basın gelmektedir. Televizyon ekranlarında teşhir edeceklerine doşal ve diramatik yönlü haber olarak sunmak
yetmiyor.Ayretten tv de kadını aşagılayan dizileri ekranlardan yayınlamaktadır.Bu vesile ile duzenin değirmenine su taşimaktadır.
Kadın erkek eşitligini burjuvaziden beklemek biraz saf ve aptalca bir şey olur.Kadın erkek eşitliği ancak gerçek demokrasilerde olur.Bu hakkı elde etmek
icin 1871 'lerde Paris komuninde ön saflarda burjuvaziye karşı mücadele ederken binlerce şehit verildi.Kadınların mücadelesi sonucu 8 Mart 1910'da dünya kadınlar
günü ilan ettiler.Rusya'da 1917 Ekim devriminde kadınlar aktif yer alıp,işçi sınıfı ile omuz omuza burjuvaziyi al asaği ettiler.Kadin hakları için mücadele eden,kadın
önderleri Clara ZETKIN,Rosa LUKXEMBURG,KOLONTAI,ve N.KRUPSKAYA 'ları anmada geçemeyiz. Verdikleri mücadeleleri gelecek kuşaklarda unutmayacak.
II Enternasyonal'in 1893 ZURIH Kongresinde kadının eşit haklara sahip olması icin kararlar almışlardır.Paris komuninden beri kadınlar savaşa karşı işçi sınıfı ile
birlikte hareket etmekle birlikte,Kadınlara oy hakkı,seçilme hakkı,boşanma hakkı,kadına yönelik haksız uygulamalara ve hukuki hakları için mücadele etmişlerdir.
Bu uğurda dünyada ve ülkemizde yüz binlerce kadın şehit olmustur.Kurdistan'da kadın hakları yani sıra kendi kimliğini kazanma mücadelesi uğrrunda,işkencelere
ve katliamlara uğramıştır.Kadın ayrımcığı ve kadına yönelik şideti Kürdistanda daha üst boyuttadır.
Gunumuz avrupasında da kadına yonelik ayırımcı politikalar halen devam etmektedir.Kadınlar en ağır işlerde en düşük ücretle çalıştırılmaktadır.
Kadının seçilme hakkı konusu helen avrupa'da bir sorun teşkil etmektedir.Bu konuda avrupa parlementosuna bakılğında yüzde kaçını kadınların oluşturduğunu
görebilirsiniz. Avrupa'da ve dünyada kadın halen bir meta aracı olarak görülmeye devam etmektedir.Kadın erkek eşiltiğinin ve her türlü ayrımcılığın ortadan
kalktığı,özgür ve eşit koşullara sahip olduğu gerçek demokrasilerde olur.Kazanmanın yolu işçi ve emekcilerle birlikte mücadele etmelerinde gecer.