Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

GERMİYA İMAMAN YA DA ACIYI BAL EYLEMEK-ERHAN ASLANER

 Şu anda bu yazıyı bir iş gezisi için bulunduğum Ağrı’dan yazıyorum. Şu an Ağrı kar altında ve sıcaklık tahminen -20 derece civarında. Uzun yıllardan sonra çocukluğumun kışlarından bir kesiti burada yaşama şansı buldum.

 

Bugün beni duygusal olarak sarsan iki olay yaşadım.

Bunlardan birincisi: Bugünkü Radikal gazetesindeki “Dersim’in Kayıp Kızları” adlı yazı dizisinde gördüğüm bir fotoğraftı. Fotoğrafta muhtemelen sürgüne gönderilen Dersimli bir grup mola vermiş ve üstleri başları yırtık insanlar arasında bir anne; memesinde bir erkek bir de kız çocuğunu emziren bir anne. Bebeklerin üstündeki elbiseler yırtık pırtık ama olup bitenin farkında olmadan yaşama güdüsü ile annelerinin memesine yapışmışlar. Ancak annenin bakışları, çaresizliği yüreğimi deldi ve gözyaşlarımı içime akıttı.

Yeri gelmişken, son zamanlarda Dersim mazlumlarının acısını dile getiren Dersim milletvekili Hüseyin Aygün’ün önemli bir iş yaptığını, bu anlamda hakkını teslim etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu sitede Hüseyin  Aygün aleyhinde çok yazılar yazıldı ancak bu son süreçte yaptığı işi içten içe takdir ettiğimiz halde kimse bu takdirini dışa vurma gereği veya cesareti gösteremedi. Bizim artık kötüye kötü deme cesareti yanında iyiye de iyi deme basireti  göstermemiz gerekiyor.

Nedense tek sesli bir koro gibiyiz. Aykırı düşüncenin olmadığı, olsa da dışa vurulmadığı monolotik bir blok gibiyiz. Siteye hakim radikal çıkışların, keskin dilin ve büyük lafların yaşam biçimimize uygun olmadığı düşüncesindeyim. Mesela Almanya’da yaşayanlarımız neden bir Hıdır Güner gibi çocuklarının başarısını veya farklı alanlarda sivrilmelerini bu sitede dile getirmez.

Beni bugün sarsan olaylardan ikincisi de şuydu;

Bence sitenin amacına uygun yazılar çoğunlukla Aziz Öz’den gelmektedir. Bu yönüyle de kendisini takdir ediyorum. Aziz, pek büyük laflar etmez çapı büyük ve kaliteli bir arkadaşımızdır. Ayrıca Kurmeş ruhunu canlı ve özenli bir şekilde koruyan bir kişidir. Bunu özlemlerinde ve satırlarında görmek mümkündür. Aziz’in sitede yayımlanan “Germiya İmaman” başlıklı yazısı beni artık “yıldızlar kadar uzak” olan çocukluğuma götürdü, sarsıldım.

Biz toplumsal hafızamızda büyük acılar taşırız. Bu acıların ne olduğunu burada söylememe gerek yok. Ama bunun önemli sembollerinden biri İmam Hüseyin’dir. İmam Hüseyin bir semboldür. İktidar zulmünün ve entrikanın sembolü olan Yezid karşısında zulme uğramış mazlumların sembolüdür.

Germiya İmaman’da, İmam Hüseyin’den gelir. İmam Hüseyin’i anmanın hiçbir mahsuru yoktur. Çünkü mazlum Hüseyin’in devamı Pir Sultan’dır, İbrahim Kaypakkaya’dır, Uğur Kaymaz’dır, Güldünya Töre’dir, Tuje’nin kızlarıdır... Nazi Fırınları’nda, 1915 Tehciri’nde, Koçgiri’de, Dersim’de, Zilan ve Van Özalp’te (General Muğlalı’nın kurşuna dizdiği 33 köylü),  Maraş, Çorum, Sivas’ta, 12 Eylül’ün Cezaevleri’nde(Diyarbakır’da) zulme uğrayanlar da İmam Hüseyin gibi mazlum ve mağdurdur. Mazlumların da, mağdurların da dini, dili, milliyeti, cinsi ve rengi yoktur.

Bence bütün acılar eşittir ve insanlığın ortak acısıdır. Yalnız kendimizin değil insanlığın bütün acılarını sahiplendiğimizde bu olayların tekrarlamaması için insanlığın bir gelişme kat edeceğini düşünüyorum.

Bilindiği gibi bizim, Pir Sultan’ın ve Hasan Hüseyin’in şiirlerinde ustaca anlatılan “acıyı bal eylemek” gibi derin bir felsefemiz vardır. Ağuçan(Ağuiçen) efsanesi de özünde bu felsefeye dayanır. Ağuyu içer ama topuğundan bal akar Ağuçan’ın. Yani acıyı bala dönüştürme felsefesidir Ağuçan. Aynı şekilde Germiya İmaman da tutulan yasın(acının) bala dönüşmesidir. Bundan dolayı Germiya İmaman hoştur, renklidir ve tatlıdır. Tatlı olması onun baskın özelliğidir. Aziz’in yazısında işin bu yönü eksik bırakılmakla birlikte yazdığı yazı yine de güzeldir.

Onun için bizim insanımızda, felsefemizde güzeldir. Kin biriktirmez, kan dökmez, nefret ekmez, dogma üretmez ve acıyı bal eyler.15.12.2011