Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

"KÜRTÇE BİR MEDENİYET DİLİ MİDİR?"-Aziz Öz

Yukarıdaki cümle Ak Partinin ileri gelenlerinden ve başbakan yardımcısı Bülent Arınç'a ait. Bunun gerçek bir soru olduğu, gerçekten yanıtını bilmediği sanılmasın. Yanıtını çok iyi biliyor ve o yanıt da hepimizin tahmin edeceği gibi "değil" dir. Tabi kendince yanıt"değildir" olunca da esas problem rahatlıkla çözülmüş oluyor. Medeni olmayan bir dille doğal olarak eğitim olamaz. Kendileri bunu istese de yapamazlar. Çünkü medeni olmayan bir dille eğitilecek insanlar doğal olarak gayri medeni olacak. Bu da onlara haksızlıktır. Bülen Arınç da haksızlıklara karşı olduğu için kürtçe eğitim isteyenler olsa bile onlara haksızlığa izin vermez. Dolaysiyle kürtçe eğitim sorunu çözülmüş oldu. Artık kürt sorununda geriye sorun olarak kala kala terör kaldı. O da silahla
çözülecek.
Önce şu noktayı belirtelim. Ben hiç bir bilimsel metinde medeni dil ve medeni olmayan dil diye bir kategeri ne okudum ne de duydum. Elbette daha gelişmiş diller vardır. Bir dil ne kadar erken eğitim dili olursa o kadar erken yol alır. Yalnızca eğitim vermek de yetmiyor bir dil için. O dilin ait olduğu toplumun ürettiği, bilgi, meta ve hizmet de o dilin gelişmesini sağlar. Ama su götürmez gerçek şu ki, bir dil eğitim dili değilse o dilin yaşama şansı kesinlikle yoktur. Hele eğitimin ve okullaşmanın çok yaygın olduğu bir dünyada bir halk dilinin yaşamasını istiyorsa, onu gelecek kuşaklara aktarmak istiyorsa eğitim dili olarak kullanmak dışında bir şansı yoktur.  Bugün kürt aileleri arasında yapılacak bir istatistikte şu açık seçik biçimde görülecektir; anne-babalar kürtçe bilmesine karşın çocuklar ya hiç bilmemektedir ya da nine-dede ziyaretlerinde öğrendiği bir kaç sözcüktür. Ki burada çok politize olmuş ve kendi hakları için ayağa kalkmış bir halktan söz ediyoruz. Böyle giderse, yüz yılı geçmez Türkiye sınırları içinde kürtçe diye bir dil kalmaz. Bir kaç kuşak sonra asümilasyon tamamlanmış olur. Başbakanın
söylediğinin tersine asümilasyon tüm hızıyla devam ediyor anlayacağımız. Kürt toplumu bunu gördüğü için de kendi dilinde vazgeçmiyor. Dar bir formül olarak kürt sorunu eşittir kürtçe diyor. Anlayana!
 Normal koşullarda, bir insan kendisine ait olmayan bir dili bu kadar aşağılayamaz. Bunu yalnızca o insanlara değil, insanlığa da bir hakaret, hatta hergün siyasetini yaptığı müslümanlığa da bir hakaret olarak görür. İslamın olmazsa olmaz bir  şartı olmayan türban konusunda yeri göğü inletelerin, bir halktan "ses bayrağından" vazgeçmesini istemek, en hafif deyimiyle çifte standart değil de nedir? Bir dili aşağılayan bir insan ne demokrat ne de medeni olabilir. Bir dili aşağılayan bir insan başka insanlara kendisini aşağılama hakkı verir ve bundan yakınma hakkı da yoktur. Birileri çıkıp "İngilizce türkçeden daha medenidir. Siz en iyisi türkçeyi bırakın daha medeni olan bir dil kullanın yoksa gayri medeni kalırsınız" dese sizin onu alkışlamanız gerekir. Çünkü siz o hakkı verdiniz. Ne yazık ki bırakın sıradan insanları, bildiği anadilini CV'sine yazamayan bakanların bulunduğu bir ülkede kürt sorunu daha çok enerji ve çaba gerektirecektir. Tartışmamız gereken "kürtçeyi nasıl eğitim dili yapalım" iken, hala "eğitim dili olmasın" noktasında olmak çapımızı gösterir. Hem de ülkedeki herkese çok zarar verecek bir çap bu. Hazin çok hazin.
 
Hiç unutmuyorum 5-10 yıl önceydi. Birileri türbana bez parçası demişti. Bülent Arınç  ateş püskürüyordu ve "içimden bunlara hakaret etmek geliyor" demişti. Haklı mıydı? evet haklıydı. Peki bu nedir? Ey okur söz sırası senin!