Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

“ATEİST, DİNSİZ BİR GENÇTEN KİMSEYE FAYDA GELMEZ"Aziz Öz

 Biliyorsunuz bu cümleyi Ak Parti Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar sarfetti. Aslında bu cümlenin öncesi de var ve o kısım da enaz bu cümle kadar sorunludur. Ama yine de gerçekten adam haklı mıdır diye merak ettim ve küçük bir araştırma yaptım. Tarihte ateistler var mı neler yapmışlar diye. Bakın ortaya ne çıktı.

 1- Tekerleği bulan ilk insan(lar):

Bilindiği gibi bu buluş uygarlık tarihinin en büyük buluşlarının başında gelmektedir. Arkeolojik kazılara göre tekerleğin M.Ö. 3500'lü yıllarda kullanıldığı görülmüştür. Dolaysiyle buluş tarihi daha eski de olabilir. O dönemde ne müslümanlık ne hırıstiyanlık ne de musevilik söz konusuydu. O dönemdeki insanların bırakın tek tanrılı dinleri belki de çok tanrılı dinlerden haberli değillerdi. Ak Parti milletvekilinin söz ettiği dinin(islam) ortaya çıkması için enaz 4000 yıl daha gerekir. Dolaysiyle o insanları dindar ya da müslüman kabul etmek olanaksızdır. Çünkü o insanlar Kuran-ı Kerim'de tanımlanan tanrıdan bihaberdiler ve (eğer varsa) tanrıları  Kuran-ı Kerim'im şiddetle karşı çıktığı ve adlandırdığı deyim ile putlardı. O insanların ne Adem'de ne de Havva'dan haberi vardı. Aslında o dönemdeki insanların en büyük dertleri ne din ne iman ne de tanrıydı, tek dertleri doğayla olan savaşımlarıydı.  Dolaysiyle milletvekilinin düşündüğü anlamda dindar değillerdi ve yine düşündüğü anlamda ateist ya da dinsiz sınıfına rahatlıkla girerler.

 2- Ateşi bulan ilk insan(lar):

Bu buluşun insanlık tarihindeki yerini herhalde herkes kendi yaşamına bakarak ne kadar önemli olduğunu görüyordur. Peki bu buluş ne zaman ortaya çıkmıştır? 10.000'lerce yıl önce bulunduğu ve kullanıldığı bilim insanları tarafından ileri sürülmektedir. O dönemde hiç bir tek tanrılı dinin izi yoktur. Belki de bugün tanrı kavramı ile tanımladığımız "güç" bile düşlerinde yoktur. Daha sonra insanlık ateşi çeşitli biçimlere soktu. Hatta bugün bile kullanılan Manyetolu ya da pilli çakmağı bulan iki Fransız ateist bilim insanları Pierre ve Paul-Jacques Curie'dir. Tabi sözkonusu milletvekili çıkıp "hayır ateşi müslümanlar/dindalar buldu" derse şaşmamak gerekir.

 3- Kağıdı bulan ilk insan(lar):

Kağıdın öyküsü M.Ö. 3500 yıllarda Mısırlılarla başlıyor. Mısırlılar deyince bugünkü müslüman Mısırlıları kast etmiyorum. Çünkü o dönemden 4000 yıl sonra müslümanlık ve Kuran-ı Kerim doğuyor.Kağıt M.Ö. 2. yüzyılda Çinliler tarafından günümüzdeki haline çok yakın olmasa da daha da geliştiriliyor ve Oradan başta Araplar olmak üzere tüm dünyaya yayılıyor. Bu İcattan hiç kimse milletvekilimiz ve O'nun gibi dindarların katkısı var diyemez. Tam tersi yukarıda da belirttiğimiz gibi o dönemdeki bu toplumlar dindar tanımına asla giremezler, hatta Çin toplumu bugünkü haliyle bile dindar sınıfına giremez. Milletvekilinin tanımına göre tamamıyla ateist toplumlar sınıfına girerler.

 Hatta, tek tanrılı dinlerin doğduğu ortam, Hz. Muahamed'in peygamber olduğu ortam kültürüyle, tekniğiyle tamamıyla dindar olmayan (tek tanrılı dinlerin iddiasına göre böyle olduğu için de Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed görevlendirilmiştir.), putperest toplumların yarattığı bir ortamdır.

 4- İsterseniz ilk toplumlarla ilgili araştırmayı burdan kesip insanlık tarihine kişisel katkı yapmış bir kaç insandan  söz edelim.

 İlk olarak elektrik alanında çok büyük buluşlar yapmış ve "kutsal kitaplari okuyup anlayan ateist okuyup anlamayan dindar olur" ünlü sözü söyleyen bilim insanı Nikolay Tesla'yı anımsatalım. Bugün elektirkten yararlanmayan insan düşünüle bilinir mi? Belki de bu milletvekili elektrikten yani aydınlıktan rahatsızdır.

 İkinci bir örnek EDİSON'dur. Herkes bu büyük icatçının önemini kullandığı ampul'den biliyordur ama, simgesi ampül olan partinin çok zeki milletvekili hariç.

 Üçüncü olarak ünlü yazar Ernest Hemingway analım. Bu yazarın kitaplarının topluma ne gibi zararları oldu ben bilmiyorum. Ama çok dindar olan GAZALİ'nin düşünceleri sayesinde müslüman dünyasının çok şeyler kaybettiğini, binlerce yıl geri kaldığını herkes teslim eder.

Dördüncü olarak acaba Nazım Hikmet mi insanlığa yararlı olmuştur yoksa "Alevilerin, canları, malları, namusları size helaldir" fetvası yayınlıyan koyu dindar Şehülislam Ebu Suud mu yararlı olmuştur? Belli ki söz konusu milletvekili farklı düşünüyor.

Son bir örnek, ömrü boyunca savaşa karşı çıkmış ünlü müzisyen John Lennon mu insanlık için bir kazançtır yoksa herşeyi çıkarları gereği din ile yorumluyan ve kendi halkı dahil olmak üzere her kese savaş açan Emevi halifeleri mi insanlık için bir kazançtır?

Bu arada özellikle şu örneği vermek gerekir, 6-7 eylül olaylarını yapanlar herkesin bildiği gibi çok ama çok dindar insanlardı. Bu yüz karası olayı bugün yapanlar dahil hiç ama hiç kimse savunamamaktadır. Kendisinden olmayan, kendisi gibi olmayan insanların canlarına kast etmek, mallarını yağmalamak gibi dünyanın en aşağılık eyleminin toplumumuza ne gibi yararı olmuştur? Her halde milletvekili bunun yararlarını biliyordur ya da hemen bir kılıf bulur "provokasyon". Nedense hep dindarlar provokasyona geliyor(Sivas, Maraş). Bence Sivas Madımak'taki o iğrenç katliamdan dolayı bu tür bayların sonsuza kadar susması gerekir.

Özcesi, vurgulamak istediğim, bir insanın insanlık için değer üretmesi dindar olup olmamasıyla ilgili değildir.  Örneğin bir bilim insanı bir laboratuvara girerken, ne kadar dindar olursa olsun kullanacağı yöntem "bilimsel metod"tur. O yöntemi kullanmıyorsa, dünyanın en gelişkin laboratuvarına da girse, tüm dinsel metinleri de yalasa yutsa insanlık tarihi yürüyüşünde zerre kadar bir değer üretemez.

Aziz Öz