7.Kürt Konferansı- Ali Ekber Aslaner

Konferansin en ilginc tarafi Güney Afrikali Baspiskopos Desmond Tutu ve Yazar ve Ressam Vedat Türkali nin video-Konferansla katilimalari.

Desmond Tutu artik emekli olduğunu, siyaset ile ilgili yorum ve mülakat yapmadigini ama iş " Dünyanin en eski ve mazlum halki Kürtlere " gelince bu kararini rafa kaldiridigini ve bu konuda üzerine düseni yapmanin bir borc oldugunu belirterek söze basladi. Daha önce Türkiye Basbakani Erdogan‘ a mektup yazdığını,Kürtlerinde kendi ulusal haklarini yaşamalarindan daha doğal bir şeyin olamayacağını,medeniyetin bu en eski beşiğinde hala Kürtlerin zora ve zulme maruz kaldıgiını ve bu durumun kendisini de cok üzdügünü belirterek Konferansin Kürt sorununu cözme yolunda üzerine düseni yapmasini ve basari dileklerini belirtti.Daha sonra  emeklilikte ne yaptiginin sorulmasi  üzerine :
" günlerimi daha iyi bir dünya icin dua yapmakla geçiriyorum" diyerek cevapladi.

Vedat Türkali ise : Türkiye devletinin artik aklini basina almasi gerektigini ,PKK nin ilan ettigi eylemsizlik kararinin barisa  cok iyi bir firsat sundugunu ve bunun akillica degerlendirilmesi gerektigini belirtti.Osmanlida oyunun bittiginin anlasilmasinin zamanin gectigini belirtti.Kürtler artik eski Kürtler degil zaman eski zaman degil.Türkiye başbakanı Tayyip Erdogan‘in içeride baska dişarıda başka davranmasının onun Kürt sorununu cözmede samimi olmadiginin kaniti oldugunu belirtti.

Katilimcilar arasinda  gerillada iken  1.Baris grubunda Türkiye ye teslim olan Yüksel Genc in de katilimcilar arasinda olmasiydi.Kendisi teslim olma sirasinda - Semdinli de - bir askerin ellerinizi kaldirin diye ses verince " Hosgeldiniz kardeslerimiz " bakin bende sizi silahsiz karsiliyorum diye ortaya cikmasinin kendisinde yarattigi etkiyi unutmadigini ve unutamayacağını belirtti.

Gazeteci Cengiz Candar ayni gün Kandilde Murat Karayilan la görüsmeden sonra direk Brüksele geldigini " Karayilan in kendilerinin en güclü olduklari bir dönemde böyle bir eylemsizlik karari aldiklarini Türk devletinin bu firsati cok iyi kullanmasi gerektigini,Öcalan ile yapilan görüsmelerin müzakereye cevrilmesini ve Yeni Anayasanin bir tek Kürtleri degil burada yasayan bütün azınlıkları kapsamasinin,ülkenin gelecegi icin ertelenemez oldugunu " belirtti. Cengiz Candar PKK nin hiç bir zaman terörist bir örgüt olmadigini ,eger Devlet PKK lideri Öcalanla görüsme yapiyorsa bu artik devletinde PKK yi terörist görmediginin bir kanitidir.Ayrica Türk devletinin hep imha ve inkar politikasi ile yoluna devam etmesin imkansiz oldugunu ayrica son zamanlardaki "Anadilde savunma,Cocuklari okula göndermeme " vb. gibi sivil itaatsizlik eylemleri karsisinda ne yapacagini bilemez bir halde oldugunu  Devletin bir yandan TRT 6 da Kürtce yayin yaptigini diger yandan KCK mahkemelerinde Kürtce savunma icin "bilinmeyen bir dil diye tutanak tutturuyor" cok komik ve anlasilmaz bir hal.

Daha sonra söz alan Leyla Zana ve BDP eşbaşkani Selahattin Demirtaş PKK‘ nin eylemsizlik kararinin önemli firsatlar getirdigini bunun cok iyi kullanilmasi gerektiginin Parti olarak üzerlerine düseni yaptiklarini ve bundan sonrada yapacaklarini belirttiler.Alman Yeşiller Avrupa Parlamento Milletvekili Kuhn ise PKK nin terör örgütleri listesinden cıkarılması icin girişimde bulunacaklarını, KCK davasinda yargilanan 1400 üzerindeki Kürt siyasetcilerinin neden yargilandiklarini bilmediklerini anadille savunmanin bir hak oldugunu belirtti.

7.Kürt Konferansinda size aktaracaklarim simdilik bunlar.

Ali Ekber Aslaner

Not : Konferansa Hayri Imak abi ile birlikte gittik.O her zaman oldugu gibi yine yogundu.

Sonuc Bildirgesi:

Avrupa Parlamentosu’nda iki gün süren uluslararası katılımlı 7. Kürt Konferansı’nın sonuç bildirgesinde, taraflara yükümlülükleri hatırlatıldı ve çözüm önerileri sunuldu.

Avrupa Birliği Türkiye Yurttaş Komisyonu’nun (EUTCC) girişimleri ile Avrupa Parlamentosu’nda „Avrupa Birliği, Türkiye ve Kürtler“ başlığıyla iki gün süren 7. Kürt Konferansı’nın sonuç bildirgesi yayınlandı. Sonuç bildirgesinde şu karar ve öneriler yer aldı:

- Kopenhag Kriterleri’ni uygulamakla yükümlü Türkiye’nin ilerleme düzeyinin, Avrupa Birliği tarafından dikkatle ve ciddiyetle izlenmesi.
- Türkiye’nin acilen İşkenceye Karşı BM Sözleşmesi’nin ek protokolünü onaylaması, özellikle Abdullah Öcalan’ın sağlığı konusunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve İşkenceyi Önleme Komitesi’nin prensiplerinin uygulanması.
- TMK ve 301. madde vb. yasalarla kriminalizasyona son verilmesi, düşünce ve ifade özgürlüğünün garanti altına alınması.
- AB’nin hem siyasi hem de maddi olarak Türk ile Kürt temsilciler arasında kurulacak bir demokratik diyalog platformuna destek vermesi.
- AB’nin Avrupa’daki yasal Kürt örgütlenmelerini kriminalize etmeye son vermesi.
- Türkiye’deki yüzde 10 seçim barajının düşürülmesi.
- AB’nin Türkiye’de merkeziyetçiliğin aşılmasına ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesine destek sunması, Avrupa Konseyi, AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın uygulanması için Türkiye’ye baskı uygulaması.
- Türk devletinin Roma Statüsü’nün altına imza atması ve savaş suçlarının yargılanmasını kabul etmesi.
- Azınlıkların korunması ile ilgili BM ve AB sözleşmelerinin imzalanması.
- Kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi, BM Güvenlik Konseyi’nin 1325 nolu kararının uygulanması için Kürt kadınlarının ortak kabul edilmesi.
- İç göçe zorlanmış insanların dönüşünün sağlanması, AB’nin bu sürece destek sunması, Ilısu Barajı Projesi için yasadışı kamulaştırmalara son verilmesi, AB’nin bu projeye desteğini çekmesi.
- Bütün tarafların çatışmanın sona erdirilmesi için çaba göstermesi.
- Kürt sorununun kalıcı çözümü için bütün siyasi parti ve STK’ların katılımıyla demokratik sürecin başlatılması, bunun için Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve PKK’nin tanınması.
- AB ve ABD’nin PKK’yi terör örgütleri listesinden çıkarması.
- Türk hükümetinin akil adamlar heyetini arabulucu olarak davet etmesi.
- Hakikatleri Araştırma Komisyonu’nun kurulması.
- Türkiye’nin PKK’nin eylemsizlik kararına olumlu yanıt vermesi, Türk ordusunun sınıriçi ve dışında askeri operasyonlara son vermesi.
- Kürtlere tam kültürel ve siyasal hakların tanınması.
- Bütün siyasi partilerin diyalog için demokratik platforma destek sunması, tutuklu bulunan Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması, AB’nin bu tutuklamaları kınaması.
- Bütün AB üyelerinin Türkiye ile iyi niyetli müzakereler yürütmesi

DENİZ BİLGİN/NİHAL BAYRAM/BRÜKSEL