Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

İçimizdeki Gizli Düşman “Magazinleşmek” A-Haydar Gürbüz

Hayatımızın büyük bir bölümünü televizyonların ve bilgisayarların başında geçirmeye başladığımız,  özellikle Tweet,facebook gibi  internet  paylaşım alanlarının açılmasıyla birlikte iş saatleri dışında nerdeyse  bütün zamanımızı bu ekranların karşısında harcadığımız bir süreç yaşamaktayız. Hatırlanacağı üzere ABD  Afganistan’a savaş açtığında  1. Ve 2. Körfez savaşları öncesinde  Arap dünyasına karşı magazin dergileri ve televizyon proğramları hazırlayarak burada yaşamakta olan halkı ,medyanın bu güçlü propaganda malzemeleriyle, kendilerine hayran bırakmaya  işgal hareketlerinde haklılığını Arap dünyasına göstermeye, İslam dünyasından  destek almaya ve halkı kültürlerinden uzaklaştırarak kendilerine kolaylık sağlamaya çalıştıkları gözden kaçmamıştı. Magazinleşmenin toplumların ,özellikle geri kalmış kesimleri, üzerinde ne kadar etkili olduğunu bilen ABD bu silahı kullanmayı asla ihmal etmemiştir.Vurmayı düşündüğü hedef veya ülkeyi önceden medyanın gücüyle vurmaya ve bu eylemler için kendilerine fırsat yaratmaya  haklılık kazandırmaya çalışmışlardır.

TV dizileri Köklü kültürlerden uzak hazza ve hayale dayalı çekimlerdir

Birey olarak günlük yaşamımızda önemli bir sorun haline gelen TV dizilerinin toplum üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini çokça tartışmışız, bu tartışmalarda çıkan sonuçlar  ise günlük yaşamımızdaki tutumumuzu asla değiştirmemektedir,  olumlu veya olumsuz herkes kendi özel yaşamında, evinde televizyonunda veya bilgisayarında dizilerini seyretmekte ve zamanının büyük bölümünü bu şekilde geçirmektedir. Bu dizilerde işlenen konuların ise genellikle iki kültürün karışımı olarak sunulması  bunun bir tarafının kürt bölgelerindeki yaşamı, aşiret yapılarını ve işleyişlerini, tutucu gelenekleri, Berdelleri vb. diğer tarafı ise Tükiye’deki modern yaşamı karşılaştırarak izleyicilere aktarmalarıdır. Kürt tarafını genellikle  gericilik ve tutuculukla tanıtan türk tarafınıda ileri ve modern statüleriyle sahneye yansıtan bu diziler tarihsel köklü kürt kültürünü tahrip etmekte küçük düşürmektedirler. Bu dizilerin esas olarak yapmak istediklerini az çok sizlerde anlamışsınızdır. Burada ezilen bir halkın yıllardır sahip oldukları kültürlerinden uzaklaştırıp asimile etmek Türk kültürünü ve yaşam biçimini daha modern ve kürtlerden ileri göstermek içindir. Bu işin bir boyutu. Birde ciddi olarak tanımladığım ana haber bültenlerinin sunuşlarında büyük bozulmaların sözkonusu olduğunu,haberlerin içeriğini boşaltarak magazin haberlerine dönüştürdüklerine tanık olmaktayız. Ana haber bültenlerinde bir yandan savaş diğer yandan dizilerin haberleri verilmekte, dizilerin geçmiş sahnelerinde izlenme rekorları kırıldığı övüne övüne gösterilmektedir.  Sadece  seyredilme rekoru kırılması için çekildiği anlaşılan bu dizilerin rekor seyirci sahneleri ise ya tecavüz, ya öpüşme, aldatma yada bir cinayet ve yakma olayıdır, bu dizilerin bir süre sonra toplum üzerindeki etkilerini, yaratacağı olumsuzlukları görmek zor olmasa gerek.

Siyasetçiler magazine Sarılırlar

Egemen güçler kendi iktidarlarını sürdürebilmek için magazin dünyasını elden bırakmazlar,sürekli birilerini peşlerinden dolaştırıp kendi haberlerini yaparlar böylece olumlu veya olumsuz sürekli gündemi meşgul ederler,türk televizyonlarını izlediğinizde gün olmasınki Recep Tayip Erdoğan’ın resmi görülmesin veya Kılıçdaroğlu’nun yada bir başkasının. Magazinleşmek artık siyasetinde kopmaz bir parçası olmuştur,mesela sınırlara giden Kılıçdaroğlu beraberinde birde Fotoğrafçı götürmüş resimlerini çektirmişti, aynı işi diğer siyasetçilerde yapmaktalar, magazin haberlerinin Türkiye’de ana haber bültenlerinde yayınlanması siyasetçilerinde işine gelmekte iştahlarını kabartmaktadır.

TRT6 Kürt Kültüründe Büyük Tahribata Neden Oluyor

İşin bir başka ve esas olarak beni ilgilendiren yönüde TRT6 nın yayınları  ve bu yayınlarla kürtlere vermek istedikleri mesajlardır.  Kürt halkının uzun yıllardır bir özgürlük mücadelesi verdiğini ve bu mücadelenin önemli bir noktaya kadar getirdildiğini herkes görmektedir.Daha düne kadar varlıkları tanınmayan kürtler bu mücadele sonrası tanınmaya başlandılar. Kendi olanakları ile televizyon kanaları kuran kürtler  ,her türlü yasak ve zorluklara rahmen, modern iletişim araçalarınıda iyi kullanarak halkının ihtiyaçlarına ana dilleri olan kürtçeden cevap vermeye başladılar. Bu durumu gören iktidar güçleri bundan rahatsızlık duyarak korkmaya ve endişelenmeye başladıkları için sözde demokratik açılımlar adı altında kürtçe yayın yapan bir kanal devletin televizyonu olarak açtılar.

TRT6 kanalını takip ediyor musunuz bilmiyorum ama ben bazen bakıyorum, kürt halk kültürü diye bir olgu sözkonusu değildir,tamamen türklere bağlı bir yayın stratejisi uygulanarak kürtçe bilen kürtlerin türklere hayranlıklarını arttırma ve özendirme çabası veriyorlar. Burada proğram yapan kürt sanatçılar doğru dürüst kürtçe konuşma yerine derme çatma bir sunum yapmaktalar,mesela anlatımlarının içeriğini neredeyse yarısını türkçe kelimelerle tamamlamaktalar burada yansıtılmak istenen ise kürtçenin türkçeye muhtaç bir dil olduğu izlenimidir- ki bu kürt dilinin zengin kelime yapısı ve alanı düşünüldüğünde- hiçte doğru olmayan bir yaklaşımdır, burada esas olan bu sanatçıların kullandıkları dile karşı sorumluluklarını bilerek ve saygı duyarak çalışmalarını yapmalarıdır, şayet dilin kullanımında belli kelimelere yasak getirtilmiş ve kullanamıyorlarsa o zaman bu sanatçıların onurlu bir duruş göstererek bu kurumda çalışmalarına son vermeleri gerekmektedir. Doğru olanıda budur ama bu doğruyu nedense yapamıyorlar, nedenide açık orada hem magazinleşmek hemde devletin onlara sunduğu ekonomik kolaylıklardan faydalanmaktır, yani faydacı bir yaklaşım bunların gerçekliğidir. Sanatçılar ve Sanat gerçeklikten koptuğu andan itibaren kimliğini yitirmiş olur.

Magazinin ezilen halklar üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin en önemli ayağını sanatçıların tavırlarında görmekteyiz, eğemen güçler bu stratejileri  tarihin her döneminde profesyonelce kullanmışlar ve kısmende başarılı olmuşlardır, Magazin sayfalarında çıkan boy boy renkli hayatların portrelerini sürekli gündeme taşıyan medyanın internet üzerinde sayfalarına koydukları video ve fotoğraf albümlerine bakıldığında da bu anlaşılmaktadır, en çok tıklanan sayfalar hakeza bu sayfalar olmaktadır.

ROJ TV'nin etkisini  Kırmak istediler

Kürtlerin yoğunluklu olarak yaşadıkları bölgelerde Roj tv nin yayına başlamasıyla birlikte kürt televizyonlarının ne kadar gerekli bir ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır.Türkiye bu televizyonun yayın yapmaması için hertürlü girişimde bulunmuş kendi medyasında ,PKK nın televizyonu, olarak tanıtmış halkın ilgisini azaltmak için hertürlü karalama kampanyası yürütmüştür. Fakat televizyonu kapatmayı bugüne kadar başaramamıştır, baskı ve uluslar arası çıkarları nedeniyle  dönem dönem kapatılsada kürtler alternatiflerini hemen devreye koyarak bu açığı kapatmaktalar, kürt partilerini parlementolarında istedikleri gibi kapatan ve mahkemelerinde siyasi yasaklar koydurtan, tutuklatan  yıllarca ceza yağdıranTürkiye bunu uluslar arası işlerinde pekte başarılı bir şekilde yapamamaktadır. Bunu başaramayacaklarını gelinen aşamada anlayan TC kendi kanallarından biri ni kürtçe olarak hazırladı ve yayına başlattı,buradaki amaçları Roj Tv nin kürt halkı üzerindeki etkilerini azaltmak ve kürt halkını devlet kanalıyla tekrar kendilerine çekmeye Çalışmaktır, bu işin bir boyutuydu fakat bundan da gelinen aşamada pek başarılı olamadılar.

Kürt halkı kendi sorunlarını artık kökten çözme arayışı içerisindedir, sorunu ertelemek veya başka bir zamana bırakmak gibi bir düşünceleri yoktur bu nedenle barış ve demokrasi kavramlarını sürekli dillerinde düşürmeyen kürt siyasetçilerine, karşı taraf herhangi bir alternatifle yaklaşmamaktadır, teklikte ısrar eden hükümet kürt halkının bu dirilişini TRT6  gibi derme kanallarla bozmaya sanki kürtlerin haklarını tanıyormuşlar gibi bu zor dönemeci geçiştirmeye çalışmaktalar. Fakat bu  taktikleri kürt halkı tarafından şimdilik boşa çıkarılmış durumdadır.Erdoğan ve kurmayları bu açıdan da sadece dergilere haberlere ve gazetelere magazin olmaktadır, hergün bir başka biçimde ortaya çıkan dünü bugüne uymayan hükümet neye el attıysa magazin dünyasının gözdeleri oldular kürt sorununu bu anlamda basite almaya çalışmalarıda artık dünya medyasının bile önemsemediği bir hükümet olmasına neden  oldular.

Magazin Siyaset ve Bireyin Temaşa hali gibi bir şeydir

Siyasetin ve bireyin temaşa içerisindeki halleri olarakta söyleyebilecegimiz magazin dünyası bizler için çok gizli bir tehlike oluşturmaktadır. Toplumun bireylerini gerçek ilişkilerden sanal ortama doğru yönlendirmekte, kişinin olaylara bakışını yaşamın görünen gerçekliklerinden kopararak daracık bir mekana sığdırarak dezenfermasyonlarla beslemektedir. Ulaşılması adeta hayal gibi görünen renkli hayatların zirvesine özellikle gençleri yönledirerek magazin dünyasına doğru çeken, buralara konu olmak veya ulaşmak içinde  kendisinden bir çok ödün veren bireylerin adeta yarıştıkları bir zaman dilimi içerisindeyiz, bu durum çok  ciddi ve tehlikelidir.

TV dizilerinde işlenen konuların tarihsel köklü hiçbir değeri yoktur,hazza dayalı basit ve hayali konular işlenmekte geleceğe dair kültürel açıdanda herhangi bir miras bırakmamaktadırlar. Magazin dünyasından kendisini kurtarmış bireylerin o sarhoşluk halleri sona erdiğinde kendi gerçek dünyasında var olan olgulara yeniden dönecek ve değerlerini yaratacaktır, TV ekranlarında sürekli gösterilen ve tarihsel gerçekliklerden uzak yansıtılan olayların geleceğe dair kafası boşaltılmış tamamen hayallerle yaşamasını öğrenmiş baş kaldırmayan,hakkını aramayan,tek hedef olarak magazinin zirvesine çıkmak için çırpınan bir kuşak yaratılmaya çalışılmaktadır.

Kürtlerin Özgürlük Mücadelesini gerçek boyutuyla anlatıp gösterecek TV yoktur

35 yılı aşkın bir zaman dilimi içerisinde süre gelen kürt özgürlük mücadelesini kaleme alıpta ekrana taşıyacak bir televizyon kurumu henüz yoktur,buna cesaret edebilirler mi! Hayır buda onların ekonomilerine önemli oranda darbe vuracağından cesaret edemezler ayrıca TC bunu kaldıracak veya kanıksayacak bir cesarete sahip değildir,evet kürtlerin klamları türkçeye çevrilmekte,gelenekleri işlenmekte ama politik ve siyasi istemlerine gelince hertürlü makaslanmakta ve yasaklanmaktadır buda tek başına bu ülkedeki ikirciliği gözler önüne sermektedir,o zaman bu tarihsel köklü kültürleri olan ve buna değer veren kürtler içeriği boşaltılmış dizilere bakarak pirim tanımamalılar,magazin her toplumda vardır ve varolacaktır önemli olan bu değil ama magazinin hedef kitlesi ve hükmetmeye çalıştığı bilinçlerdir,kültürlerdir bunlar üzerindeki etkileridir bu açıdan ezilen bir ulusa daha çok etki edeceğinden bunlara dikkat çekmek gerektiğini düşünüyorum.

İçimizdeki gizli tehlikedir magazinleşmek

İçimizdeki gizli düşman olarak tanımlayacağımız magazinleşmeyi öyle basit bir şekilde  kenara atmayalım, şöyle bir etrafınıza bakın bu tehlikenin boyutunu daha iyi anlarsınız.  Mesela geçenlerde Ulucanlar cezaevi müze oldu diye bir haber okuduk tamda burada yaşanılan katliam ve acıları anlatan  Murat Özçelik tarafından çekilen(Ölücanlar) belgesel konuşulacakken bundan hiç bahsedilmedi  hiçbir televizyon kanalında gösterilmedi nedeni belliydi çünkü bunda reyting olayı yoktu,yalan dolan yoktu sadece tarihsel gerçeklikler anlatılıyordu buda ne devletin nede medyanın işine gelmiyordu. Dolayısıyla müze açılışını yapanlar magazin dergilerine ve haberlere konu oldular ama orada etkilenenler  ve yaşayanlar yoktu. Bu sadece bir örnekti buna benzer bir çok alanda benzer şeyler vardır.

Sonuç olarak magazinleşmenin günlük yaşamımızda artık bir çok olaya etki ettiğini belirtmek isterim.Konu çok yönlü, savaşlardaki rolünde tutunda hayatın bir çok alanında etkilerine değinebiliriz. Ben biraz geniş ve farklı boyutlarda konuyu  ele aldım. Siyasetin,günlük yaşamın, doğanın ve bireyin sürekli temaşa halinde olduğu magazinleşme içimizdeki  ve yakınımızdaki gizli tehlike, gizli düşmanımız olarak görmekteyim.

Ali Haydar Gürbüz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.