Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Arınç ve Atalay’dan düşüşün ilanı..Ehmed Pelda

Kaç gün önce Bülent Arınç Meclis konuşmasında Kürtlerin tüm haklarının verilmesi gereğinden bahsetti. Ardından Beşir Atalay yeni bir demokrasi paketine vurgu yaptı.

Oysa daha ilk uygulamalar bunun doğru olmadığını gösteriyor. Örneğin bütçenin planlamasında asker ve polise tanınan ayrıcalık ve savaş harcamalarındaki artış aksine hükümetin çatışmadan yana yer aldığını gösteriyor.

Demokrasinin en önemli göstergesi siyasi katılım ve basın özgürlüğüdür. Yani demokrasinin birincil yolu buradan geçiyor. Oysa topyekûn bir saldırı ile Kürt politikacılar ve muhalif basın mensupları tutuklanıyor. Mesleği konuşmak, planlamak ve icra etmek olan politikacılar ile bunları açıkça yansıtan medyanın önünde kaldırılacak bütün engeller demokrasi için bir kriter olabilirdi.

Bir başka ve en önemli gösterge ise askeri çatışmaların biçiminde ortaya çıkıyor. Hukuki ve ahlaki olmayan şiddet sarmalı, şehadete ulaşan insanlara yönelik tıbbi müdahale ve ailelere yönelik uygulamalar oldukça rendice edici.

90’lı yılları hatırlatan bu süreçten daha tehlikeli olanı ise aldatmaca ve propaganda oyunları. Beşir Atalay ile Bülent Arınç da bu konunun baş aktörleri. Rolleri şiddet sarmalına karşı oluşacak tepkileri önlemek. Buna göre halkı eylemsizleştirecek, hükümetten, devletten gelecek bir adım için beklentiye sokacak bir ruh hali yaratmak. Bir nevi gaz alma.

Bu tehlikeli ve gayri ahlaki bir yaklaşım. Hele hele islamı referans alan bu hareketin hileye bu kadar başvurması oldukça acı verici. Bunlara bakarak inancına örnek teşkil edecek bir davranış bekleyen insanların ruh dünyası adeta dumura uğruyor. Gülen’in Kürtlerin köklerinin kurutulmasını Allah’tan dilemesi aynı Allah’a inanan insanlar için bambaşka acı ve elemdir.

Eğer siyasette ilkelerin, hedeflerin yerini çıkarlar ve günübirlik hesaplar alırsa başaşağı düşüş de o zaman başlar. Eğer hakikat yoluna, toplumsal ihyitaçlara, büyük hedeflere, insani değerlere yönelik mecraya son anda sert bir dönüş yapmaz ise artık sıra AKP hükümetinin çöküşünde.

Örneklersek yeni Anayasa’nın gerçekleşmesi zor olacak veya kısır çıkacak, bu yönetimden umudunu kesen Kürtlerin yanı sıra emekçilerin, dinsel, mezhepsel ve etnik kesimlerin sert muhalefeti siyasal istikrarsızlık nedeniyle erken seçimi gündeme getirebilir. Haliyle Erdoğan Cumhurbaşkanlığını göremeyecek.

Ekonomik krizin etkileri 2001 ekonomik kirizinden ve Yunanistan’ın yaşadığı buhrandan daha derin olacak. “Hızlı balık büyük balıktan daha güçlüdür” diyerek hava atan Babacan, “Köpek balıkları hızlı olabilir ama Balina her zaman balinadır, gücü bellidir” diyerek tokat gibi cevap veren ABD başkan yardımcısı John Biden’den ve IMF’nin kapılarında para dilenmek zorunda kalacak.

Suriye, Irak, İran, Arap Dünyası, Kıbrıs ve Ermenistan ile ilişkiler daha da kötüleşecek. AB’de yaşanan tecridin ardından Ortadoğu’da da yalnızlaşma ciddi bir izolasyona yol açacak. Haliyle Ahmet Davutoğlu’nun osmanlı rüyası kursağında kalacağı gibi tüm tezlerinin de ayyuka çıktığı şimdiden belli.

Tüm enerjisini AB ile ilişkileri geliştirmeye dayandıran ama beylik masalarda meydan okuyan ya da tüm enerjisini Avrupa’daki Kürt medyasına ve sivil toplum örgütlerine engel çıkarmaya harcayan Egemen Bağış, çürük yumurta atılmaya değecek bir kıymeti harbiyeye bile sahip olamayacak.

Belli, bu aklın hizmetkarları sivil toplum alanlarını, mitingleri ve Newroz’da engellemek isteyeceklerdir. Ama biriken halk öfkesi ve düğümü çözecek bir gerilla eylemliliği Arınç’ı da Atalay’ı da hatta Şahin’i de kendi gazlarında boğacak.

Bu hükümetin en büyük hatası kaynağı ve sorunu ne olursa olsun halkı karşısına alması, aldatması ve saygısız davranmasıdır. Kürtler, Aleviler ve emekçiler çok aldatıldılar. Bu halk nazarında bedelsiz kalmaz.

Tek şansı güçsüz ve ilkesiz bir muhalefetti. Ama Türkiye tecrübesi göstermektedir ki, artık çok kısa zamanda sahneye yeni liderler çıkabiliyor. 90’lardan beri Demirel, Özal, İnönü, Karayalçın, Çiller, Yılmaz, Erbakan, Ecevit, Bahçeli geldi. Tükendiler ve Erdoğan geldi. Elbet bu düşüşün yerini de dolduracak bir lider, bir kadro çıkar.
Umarım artık bir ders alırlar da halkı ve temel insani talepleri karşılarına almazlar.