Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Dersim soykırımı ve gerçek sanatçı

www.dersimkatliamı.com sayfasına bir imza ver ki, tarî şîyero, (karanlık gitsin) roşt bîyero (aydınlık gelsin).

Devlet, Dersim’de Kürtleri fare gibi zehirledi. Başbakan; Dersim’de 50.000 kişi öldürüldü diyor. Dersim Kürtleri sürüldü. Kürtlerin köyleri bombalandı yakıldı yıkıldı. Kürtçe hala yasak, devlet Alevilik ile oynuyor. Bu hal tam yetmiş senedir devam ediyor. Bu bir soykırımdır. Bir halkı etnik olarak eritip bitirmektir. Başbakan ne demişti: „Vergi vermediler diye Dersim’in köylerini kim bombaladı? 20 bin, 30 bin, 40 bin, 50 bin kişinin yargısız infaz edildiği söylenir.“ Doğrudur. CHP halkımızı katletti. Bu partide siyaset yapan Kamer Genç, yıllardır bu konuda tek soru önergesi vermediği halde şimdi seçimden bir kaç ay önce Dersimde öldürülenlerin çetelesi tutuldu mu soruyor. Başbakan’ın vekili cevap veriyor: „1937-1938 yıllarında Tunceli’de yapılan askeri harekatla ilgili olarak yapılan inceleme sonucunda talep edilen konulara ilişkin herhangi bir kayıt, bilgi ve belge bulunmadığı tespit edilmiştir.“ İşte Türkiye budur. Kamer Genç, yıllardır 38 de kafası kesilen karısının dedesini sormazken birden aklına gelmesi tuhaf değil mi? Başbakan 50.000 kişi öldürüldü derken, onun bakanı ise; böyle bir belge ve bilgi yok diyor. Madem ki Başbakan biliyor, CHP Dersim’de 50.000 kişi katletti, neden devlet arşivini açmıyor? Türk Devleti Kürtlerle dalga geçiyor. Kürtlerin onuruyla oynuyor. Soykırımcı devletlerin politikacıları; diz çöküp soykırıma uğrayan halklardan özür dilediler. Zarar ziyanlarını karşıladılar. Etnik arındırmayı durdurdular. Türkiye ise, etnik arındırmasını sürdürüyor. Fetullah okul ve dersaneleri, devletin ‘’tekçi-ırkçı“ eğitim ve öğretimi Kürt çocuklarının sosyal köklerinden uzaklaştırılmasıdır. Bu bir soykırımdır. 

Böyle olduğu için Dersim’de korkunun adı ‘’Kemal“ oldu. Böyle olduğu için Alevi dergahlarında Kemal’in posteri altında semah dönüldü. Böyle olduğu için Tuncelili yapılan kendisini Kürt görmez oldu. Böyle olduğu için Kirmanci konuşanlar, bizim dilimiz “Dersimce“ dedi. Böyle olduğu için açıkca Şafii Kürt düşmanlığı yapıldı. Böyle olduğu için Dersim adını kullanıp, halktan toplanan 72.000 Euroyu; ‘’gelen götürmüş, giden götürmüş“ diye konuşulur. Böyle olduğu için TRT 6 desteklendi.

Şimdi de AKP’li Türk bakanın yanında suçlu tavrıyla oldukça zavallı oturan Şivan Perwer TRT6 da boy göstermeyi düşünürmüş. Sevgili Ahmet Kahraman’ın gazetemizde geçen Salı yazdıklarını okumamışsanız, okuyunuz. Düşürülmüşlüğün paradigmasını en güzel o anlatıyor. Kürt halkının zenginleştirdiği Şivan Perwer, kendi açılımını yapmış. AKP tarafında para daha çok, iyi pazarlıklar. Bir de ‘’Ben halk sanatçısıyım“ diyor. Oysa karakteri para olan, halkın santçısı değil, xulamı bile olamaz.

Gerçek sanatçı, önce ait olduğu halkı, halkları, barışı ve insanlığı düşünür. Bu sanatçı müsvettesi bile olamayanlar, binlerce Euro’yu cebe indirmeden ulusal Newroz programında gıy gıyına çıkmazken, Kürt yazarlar toplumun üvey evladı gibi kenarda tutuluyor. Bizim bu topluma kazandırdığımız görülmedi. Tabii bu durum toplumumuzun gelişmişlik düzeyine bağlıdır. Hayatında kitap görmeyen, Şivan Perwer’in mele mele, kêlê kêlê mesinden hoşlanır. Zengin yaptık ve tencere yuvarlandı kapağını buldu. AKP, Şivan’ı Kürtlere karşı kullanacaktır. O da fırsat bu fırsat deyip giderayak BDP’ye vuruyor. Şimdi bindiği arabanın türküsünü iyi söyler. Gitsin AKP’ye ezan okusun.

Hayasızca devlet politikasına uyup kendi şahsi çıkarı için Kürtleri bölüp parçalamak isteyenler, ‘’Dilimiz Dersimce“ diyenler, Aleviliği bıyık uzatmaya kadar düşüren sünepeler, AKP’li birisiyle konuşmanın şerefini yaşadığını anlatan meczuplar ancak sömürge halklarda görülür. Kişi olarak yapsalar şüphesiz bizim söyleyecek sözümüz olamazdı. Ama Kürtleri düşürmek, bölmek amacına matuf olunca, hem yazar olarak, hem Kürt ve demokrat insan olarak taraf olduğumuz bilinmelidir.

Başa dönecek olursak, karanlıklar gitsin istiyorsan diaspora insanı aydınlığına bürün, yaşadığın Avrupa halklarının, onların çoğulcu, laik, demokratik sistemine bak, medeni cesaretine göre davranış belirle. Köylü kurnazlığından kaç. Kürdüm diyorsan, Kürtler için maddi manevi bir şeyler yap. Dersimliyim diyorsan bunun için de özveri göster. Dersim adına çok konuşanla bizim yaptıklarımızı karşılaştır. Biz, Dersimli ve Dersimli olmayan dernek ve farklı düşünceden şahsiyetler; Türk devletinin en büyük insanlık suçu olan Dersim Soykırımını uluslararası mahkemelere götürüyoruz. Bir imza da sen ver. Bu işi örgütleyen Dersim-Gesellschaft für Wiederaufbau e.V. (Gemeinnützig) kurumuna maddi yardım yap. Bankana gidip her ay gönlünden kopan miktarı (Dauerauftrag) yapıp geçen hafta bu köşede verdiğimiz kontoya gönder ki, karanlıklar aydınlansın. Sorumlu davran, omuz ver ki, bir daha Türkiye’de soykırım olmasın