Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

12 Eylül mağduru Kürtler

 Erdoğan, 12 Eylül mağdurlarını ülkeye çağırmış. Ne var ki, Erdoğan ve Gül hazretleri Faşist Kenan Evren sistemiyle beraberlerdi. Beni vatandaşlıktan atan, mal varlığıma el koyup satan sistemin adamlarıydı. Kenan Evren gitti Erdoğan geldi. Ne değişti? Erdoğan, mağdurluğumuz yetmemiş gibi, bizi ‘’kırmızı liste’’ye koydurdu. Şimdi de demokrasi varmış gibi ‘’gel’’ diyor. Halkımıza bunca hakaret yaptılar, devlet Kürt halkından özür dilemeden nasıl gidilir? 

Giden gider, ama ben dönmem hak yolundan. Anadilim yasak, kimliğim yasak, kültürüm yasak. Yetmemiş gibi halkımıza yönelik soykırım sürerken, nasıl gidilir? Torunlarım anadilini okullarda öğrenmedikçe, Kürtçe anayasal özgür olmadıkça ben gidemem? Halkımıza savaş dayatılmışken, her gün Gabar ve Kutuderesi bombalanırken nasıl gideyim? KCK nin uzattığı barış eli havadayken, barış için en ufak bir emare yokken nasıl gideyim? Demokratik anayasa yapılıp, anadilime özgürlük verilmeden nasıl gideyim? 

‘’Irkçılık bir insanlık suçudur’’ diyor Erdoğan. Doğrudur. Ama kendisi her gün ırkçılık yapıyor. Mikrofon gördü mü; ‘’tek millet-tek dil...’’ diyen Erdoğan’dır. ‘’Geçmişte yaşanan baskılar nedeniyle, ifade özgürlüğünde yaşanan sıkıntılar nedeniyle, Avrupa’ya göç etmek zorunda kalan, Almanya’da yaşamak zorunda kalan sanatçılarımızı, yazarlarımızı da bu vesileyle ülkelerine, Türkiye’ye dönmeye davet ediyorum” demiş. Doğan Akalın’ın başına gelenler unutulmadı. Binlerce Kürt sadece düşünce beyanında bulunduğu için KCK davasından hapiste tutuluyor. Habur’dan giren barış elçilerine yapılan ortada. Cemil Çiçek, AKP’nin kırmızı çizgileri olan tek dil, tek millet... açıkladı. Erdoğan hükümeti kendi halkı dediği, Kürt halkını bombalıyor. Libya için önlem alan ABD ve AB, Türkiye’ye karşı susuyor.

Erdoğan, Almanya’da ‘’asimilasyon insanlık suçu’’ diyor, ama Kürdü her gün asimile ediyor. Almanya’daki Türk çocukları önce anadilini öğrensin, diyor; Türkiye’de ise benden anadil istemeyin diye bağırıyor. Bu şahıs galiba ne söylediğinin bilincinde değil. Çarpık ruh hali gösteriyor. Bir yerde ‘’tek millet-tek dil-tek din’’ bağırıyor, sırtını dönüp bir şey olmamış gibi ‘’gelin’’ diyor. Gidersem bana sorarlar, ne değişti? TRT 6 diyenleri duyuyorum. Geçen C.tesi konuk olduğum evde ilk defa TRT 6’yı izledim. Bir sürü sokaktan toplama çapulcu doldurulmuş stüdyoya, hababam vur patlasın çal oynasın. Bunlar mı Kürt? Moderatörün gözleri dönmüş, sanki uyuşturucu etkisinde sarhoş hareketler yapıyordu. Eğer Kürt kültürü budur deniyorsa, ondan utanç duyarım. Olsa olsa satın alınanların kültürüdür. Devlet, Türk olmayandan azılı Türk yaptı. Şimdi de AKP, Kürt halkına karşı kendi düşkün Kürdünü yapıyor. AKP’ye katkı sunan gider, ama kimsenin önünde eğilmeyen, karakter ve onur sahibi gidemez. Bir zamanlar küfrettiğine şimdi ‘’Başbakanım’’ diye mektup yazan, bindiği arabanın türküsünü söyleyen cüce ruhlar gitsin. 

El Farabi; ‘’devlet mükemmel anlayışlı filozoflar tarafından yönetilmelidir’’ der. Eğer filozof devlette söz sahibi değilse, o devlet yıkılmaya mahkumdur, görüşünde bulunmuş. Kemal Atatürk etrafına, yalanlarını göklere çıkaran sahte filozoflar getirdi. İmtiyazsız sınıfsız toplum yaratacağız derken, rakı içen sınıf yarattığını gördük. Kenan Evren Akıncıları, Erdoğan ve Gül ile devam ettirdi. Erdoğan da üzüm yiyen ‘’Anadolu kaplanlarını’’ iktidara taşıdı. Aradaki nüans, biri damıtılmış rakı içiyor, diğeri üzüm yiyip, içinde damıtıyor. Sahte ve sahtekar söylemlerle yandaş dinci semirtilirken, Kürtler savaşın zulmü altında eziliyor. Bu ezilmeyi karartmak, gözardı etmek için; AKP kendisine biat eden ruhsuz çıkarcıları, Kürdün kafasına inen baltanın hınk deyicilerini ithal edip sistemine entegre ediyor. Kürt düşmanı Türkçü, tekçi, AKP düzenini isteyen elbette gider. Geçen haftasonu Dortmund’da gergef işler gibi özgürlüğümüzü işleyen YEK-KOM’un 17. kongresine davetliydim. Dersim soykırımını, uluslararası mahkemelere götürme konusunda bilgi verdim. Delege ve dinleyicilerin ilgi ve desteği beni oldukça mütehassis etti. YEK KOM, yönetimini yenilendi ve gençleşti. Bu çocuklar bana umut vaadediyor. Burada eğitim görmüş, buranın mentalitesini çok iyi bilen yeni neslin önü açılıyor. Umudumuz olduklarını bilmeliler. Daha çok iş, daha akıllı yöntem... 

Bir yandan örgütlenme genişletilip derinleştirilirken, halkımızın doğuştan getirdiği değerleri, anadil, kimlik, kültüre ağırlık verilmeli, diğer yandan da içinde yaşadığımız topluma uyumda halkımıza yardımcı olmalıdır. Türk devletinin haksız, hukuksuz yaptığı, onlarca yıldır savaş dayattığı halkımızın özgürlük mücadelesi doğru ve kapsamlı anlatılmalı ve Kürt olmayan halklardan özgürlüğe destek veren dost kazanma yolları aranmalıdır. Her şeyden önce hazırladıkları programın mümkün olduğunca hayata geçirilmesinde özverili olmalarını bekleriz. 

Festivaller, Newroz ve diğer etkinliklerde, içinde yaşadığımız toplumdan yoğun katılım sağlama yolları aranmalı, biz çalıp biz oynuyoruz tarzı terk edilmelidir. İnanıyorum ki bu kadro diaspora halkımızı; burada demokratik katılıma özendirirken; ruhunun gözlerini de ülkede haksız hukuksuz bırakılan savaş dayatılan halkımıza çevirmeyi becerir. Mağdur ve mazlum Kürt halkına yaraşır çaba bekliyoruz. 

www.dersimkatliami.com sayfasında imza verin, imza verdirin!

www.haydar-isik.com