Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Dersim Katliamı ve Kemalizm!... HAYDAR UÇ

 

Dersim Katliamı TC'nin en son Kürt Katliamı olduğu için taze ve kamuoyunda tartışmalı yerini korumaktadır,. Bu tartışmalı konum,  en son katliam olması ve yakın tarihle ilgili olmasının yanında Dersimlilerin bu meseleyi sıcak tutmaları, katliamın izini sürmeleri ve katliamı uluslararası camiaya taşımalarıyla da yakından ilğilidir.
Son
yıllarda Avrupadaki Dersimli kurumların meseleyi paneller, sempozyumlar şeklinde uluslararası arenada tartışmaları, Türkiyedeki Dersimli kurumların ve Dersimlilerin meselenin takipçisi olmaları,  Mecliste Dersim milletvekili Serafettin Halisin verdigi soru önergeleri ve Dersim Belediyesi ve Kürt Ulusal  Hareketinin verdigi savaşın bir sonucu olarak, gerek CHP içinde ve gerekse hükümet çevrelerinde bu gelişmelerin yaşanmasına vesile olmuştur.
Dersim Katliam
ı daha dün gibidir ve yaşayan bir cok tanık konuşmakta vahşeti sıcağı sıcağına yaşamaktalar. Katliamdan geriye kalanlar Türkiyenin özellikle batı illerine sürülmüş, sonrasında ailelerinden zorla alınan kız çoçukları dönemin rütbeli askerlerine evlatlık olarak verilmiş, bu gün bunlardan bir kısmının izi belli olmuş ve belgesellere konu olmuşlardır. Yani bir anlamıyla katliam ve katliamın acıları bir biçimde devam etmektedir.
Dönemin tek parti iktidari CHP ve onun sefi M. Kemal Atatürk bütün bu
katliamın planlayıcısı ve yürütücüsüdür. Iste Trabzondaki Mustafa Kemal Müzesindeki Dersim Harekat Planında açıkça bunlar bizzat Atatürk tarafindan el yazısıyla işaretlenmiştir.
Dersim
Katliamı Sark Islahat Planı adı altında 1926 yılından başlanarak planlanmış ve katliam 1938 de fiilen bitirilmiştir, yada bitirildiği zannedilmiştir. Fakat katliamla bu işi bitireceklerini zannedenler cok geçde olsa yanılmışlardır.
CHP ve
şefi Mustafa Kemal, Cumhuriyet dönemi  Kürt katliamlarının olduğu gibi Dersim Katliamınında sorumlusudur.
Bu günkü
tartışmalar ışığında TC nin basındaki hükümet bu işten sorumludur ve Başbakan sıfatıyla T. Erdoganın geçte olsa özür dilemesi cok önemlidir, bu büyük katliamın  devlet adına itirafıdır. CHP nin ise bu meselede ayak diretmesi, bunun sorumluluğunu kabule yanasmaması hala bu katlıamı savundugu anlamına gelir. Nitekim Öymen daha önce yaptığı açıklamada bu katliam mantığını açıkça savunmustur. Keza H. Aygüne ve Diyarbakir Il Başkanına gösterilen tepki bunun göstergesidir.
Kemalistler Dersimde katliam sonras
ı uyguladığı asimilasyon programı çerçevesinde katlettiği Dersimlilere kendisini kurtarıcı olarak kabul ettirmeyi başarmıştır. "Mustafa Kemalin bu işten haberi olmadığı, hatta katliamın son dönemlerinde Atatürkün bu işi durdurduğu", "Atatürkün alevi olduğu, Dersimlileri şeriattan koruduğu" şeklinde yanılsamalı bir propagandayla Dersimlilere Kemalizm ve Cumhuriyet hayranlığı aşılanmıştır. Dönemin TBMM de özel Tunceli Kanunları çıkartılarak Dersim Kemalizmin kalesi haline getirilmiştir. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlunun Erdogana cevaben "Dersimlinin Cumhuriyetle problemi yoktur" demesinin anlamı nedir?  Iste Dersimlilerin Kemalizm ve Cumhuriyet hayranlığı buradan kaynaklanmaktadır.
Kemalizm sadece Dersimliler üzerinde
değil, Türkiye sol hareketinin üzerindede önemli bir etki yaratmış, Kemalizmi devrimci, anti emperyalist vb. nitelemelerle savunulagelmişlerdir.
Bu gün bir
çok belge, bulgu ortaya dökülmüşken, TC devleti adına başbakan istemeyerekde olsa veya başka sebeplerdende olsa özür dilemişken hala bir kısım solcu ve Dersimlilerde görülen, CHP yi sahiplenme, koruma tavrını nasıl ve ne ile izah etmek gerekir?
Yıllar önce Turgut Özal bile "Kemalizm miadını doldurmuştur" demişti!.. Toplumun önemli bir kesiminde kemalizm miadını doldurmuşken son seçimlerdede görüldüğü gibi Dersimde hemsehricilik adı altında büyük bir hayranlık hala devam etmektedir. Bunun artık sorgulanması lazım.
Kemalizmi CHP ile
sınırlandırmak yanlış bir yaklaşımdır. Kemalizm TC sisteminin  kendisidir. Zaten Kemalizmi sorgulamaktaki kasıt sistemin sorgulanmasıdır. Yani AKP bunun dışında değildir. AKP bir kurnazlıkla kendini bu sorumluluktan sıyırmaya çalışıyor ama nafile!.. Devlet adına özür dilemek yetmez, bunun gereklerinin yerine getirilmesi gerekir.
AKP hükümetinin samimi omad
ığını biliyoruz. Cünkü AKP aynı katliamlarıa devam ettiriyor. Samimi ise, Zilan, Koçğiri gibi katliamlar da dahil TC döneminde yapılmış bütün katliamlardan dolayı samimi bir şekilde özür dilemelidir. Ama nafile, yapmayacağını biliyoruz.
AKP'nin Dersim özrü,  sadece CHP yi sıkıştırmanın bir aracı ve aynı zamanda şu anda Kürtlere, demokratlara uyguladığı faşizmini gizleme amaçlıdır. Bir başka amacıda bu güne kadar Dersimde bir türlü yer edinememiş almasına yönelik bir manevradır.
Dersim sorunu hala kabuk baglamam
ış bir yara olmaya devam ediyor. Azıcık ar-namus  taşıyorlarsa bu partiler derhal özür dilemenin yanında kaybolan bu cocukların kayıtlarını açıklar ve mağdurların bütün haklarını iade ederler. Bunların boş beklentiler olduğunu biliyoruz. Öyleyse neden hala bu sistemin partilerinden ve Kemalizm hayranlığından ayrılamıyoruz?
Dersim sorunu Kürt sorununun demokratik cözümünün ve Türkiyedeki politik özgürlükler sorunundan ayrı değildir, bu bütünün bir parçasıdır.
Dersimliler sistemin bütün partilerine kar
şı emek, demokrasi ve özgürlük cepesinde yer aldıkları zaman katliamında hesabını sormuş olacaklardır. CHP ve bilimum sistem partilerinin kuyruguna takılarak değil!...