Şiddetin bir biçimi zorla evlilik -NAZLI TOP
Dünya’da kadınlar şiddetin psikoloJik,duygusal,ekonomik ve fiziksel biçimini değişik biçimlerde yaşamaya devam ediyor.Bu şiddet biçimlerini açtığımızda Avrupa’da karşımıza çıkan ve en çok göçmen kadınların yaşadığı zorla evlilik yada ailelerin anlaşmalı evliliği karşımıza şiddetin bir başka biçimi olarak çıkıyor.
Peki nedir zorla evlilik,nasıl tanımlanır? Taraflardan birisinin onaylamadığı,kabul etmediği evlilik biçimidir."Kadınların ataerkil baskılarla evliliğe zorlanması da, tek başına kendini var etmesinin önündeki engellerden kurtuluş olarak evliliği seçmesi de bir 'zorla evlilik' biçimi" olarak ta tanımlanabilinir.
Zorla evliliğin eşlerin rızası şeklinde görünen bir başka biçimi de ebeveynler/akrabalar,aracılar tarafındandüzenlenen organize evliliklerdir.Bu yöntem üstü kapalı yaptırımı içermektedir. Zorla evilik ile düzenlenmiş evlilik arasındaki sınır çok ince olmasıyla birlikte, dışarıdan ancak tam olarak analiz edilip, ilgililerin amaç ve çıkarlarını öğrendikten sonra belli olmaktadır.Bu tür evliliklerde genç kadınlar ailenin seçimini kendisinin iyiliği olarak düşünebildiği gibi ,hayır demek isteyenlerde ailelerini kaybetmekte korkmaktadırlar. Çoğu kez ebeveynler/akrabalar tarafından psikolojik ve sosyal baskı ile, namus için öldürme tehdidiyle, dışarı çıkartmamak ve şiddet uygulamakla evliliği kabul etmeleri sağlanmaktadır. Bazı örneklerde evlilik gerçekleştikten sonra da baskı devam etmektedir. Kadınlar evliliklerinde zorla ve bunlarla bağlantılı olan sonuçlara katlanmak zorunda kalmaktadırlar
Zorla evlilikler psikoloji ve sağlığa zarar vermektedir. Zorla ve erken evliliğin sonucu genç kadınlar çoğu kez okul ve meslek eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalmaktadırlar. Genç kadınlar,haklarında karar kılınan evliliğe itiraz ettiklerinde, çoğu zaman kendi aileleri tarafından hakaret edilmekte, dayak ve namus için öldürmeye varan tehditler yapılmaktadır. Düğünden sonra eşini ve yeni ailesinin sözünden çıkmaması gerektiği öğretilir.Öğretilmiş ve beklenen kadınlık görevlerini yerine gatirmediği koşullarda şiddete,psikolojik baskı ve değişik muamelelere maruz kalınılıyor.Genç kadınların eşi için cinsel görevleri yerine getirmesi beklenir. Bu nedenle eşi tarafında cinsel taciz ve tecavüze uğrama zorla evlilikte yaşanan korkuların en büyüğüdür ve travmaları çok ağırdır.
Zorla evlendirme nedenleri:
Özellikle genç kadınlar hayatları için geleneklerine aykırı planlar yaptığında, ebeveynler onları zorla evlilikle tekrar 'doğru yola' çevirmeye niyetlenmektedirler. Çeşitli ülke ve aile geleneklerinden oluşan namus kavramları burada önemli rol oynamaktadır; çünkü zorla evlilik çoğu zaman aile içerisinde uygulanmaktadır (yani kuzen kuzenle veya amca ve dayının yeğenleriyle evlilikleri vs.). Ebeveynler kızlarının üzerinde olan etkilerini yitirmekten korktuklarından, çabuk ve kararlaştırılmış bir evlilikle, kızlarını tekrar alışık oldukları eski geleneklerine bağlamayı istemektedirler. Genç kadının bir erkekle arkadaşlık kurup, kızlığını kaybetme durumunda, çehrelerini (aile namusunu) kaybedeceklerinden korkmaktadırlar. Çabuk gerçekleşen bir evlilikle ebeveynler hem sorumluluklarından kurtulacak, hem de geleneksel güçlerini sağlamlaştıracaklardır.
Özellikle yaz tatilleri dönemi genç kadınların ve bazende erkeklerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor.Avrupa’da ‘’valiz evlilik’’’’,talil Evliliği’’ olarak tanımlanan zoraki evlilikte amaç;yakınakrabaların’’ hayatını kurtarmak’’.Avrupa’da yaptırılan zorla evliliklerde ekonomik durum, ve oturum alabilme faktörleri de etkilidir
Avrupa’da yapılan araştırmalarda zorla evlendirme oranın yükesek olduğu belirtilirken bu oranın yüzde 17 ile Gürcistan'da ve yüzde 14 ile Türkiye'de olduğuna dikkat çekiliyor. Ayrıca, Güney Amerika, Kuzey Afrika ve Asya'nın bazı kısımlarındaki gelişmekte olan ülkelerde, 18 yaş altı çocukların üçte birinin ve 15 yaş altı kızların yedide birinin evlendirildiği ifade ediliyor. Dünyada her yıl 18 yaş altındaki 10 milyon çocuk zorla evlendirilmektedir.
Almanya’da göçmen danışma merkezleri, gençlik kuruluşları, okullar ve kadın danışma merkezleri gibi toplam 100’ye yakın kuruluşun katkılarıyla hazırlanan raporda; Federal Almanya çapında her yıl ortalama 3 binden fazla reşit olmayan kız çocuk zorla evlendirilmek isteniyor.Evliliğe zorlanan genç kızların yüzde 83.4’ü Müslüman ailelerin çocukları. % 44’lük oranlaTürkiye’yi Sırbistan, Kosova, Montenegro ve Irak izliyor. Evliliğe zorlanan genç kızların yüzde 23’ü Türkiye doğumlu, üçte biri ise Almanya'da doğmuş.% 27'si “evlenmesin seni öldürürüz” şeklinde tehdit edilmiş.Mağdurların üçte biri 17 yaşında veya 17 yaşından küçük. Yüzde 40’ı ise 18-21 yaşları arasında.
Belçika’da 1999 yılında özgür üniversitenin(ULB) yaptığı araştırmaya göre Brüksel ve Flandre bölgesinde Faslı ve türkiyeli kadınların % 27’si 40 yaşından sonra zorla zorla evlendirilmenin kurbanları olduklarını açıklamış.Ayrıca birinci kuşak Türkiyeli göçmen kadınların 17-24 yaş arasının % 13’ü,Faslı kadınların % 8’zorla evlilik kurbanı.Araştırmacılar bu konu üzerinde sağlıklı bir istatiski veriyi yansıtmanın özellikle cok zor olduğunu ama göçmen genç kadınları çok derinden etkiliyen bir sorunun varlığın devam etiğini belirtiyorlar.
Nedeni ve gerekçesi ne olursa olsun zorla evlilik biçimlerine karşı çıkılmalı ve sonuçları eğitim konusu olmalıdır.Aile içinde özellikle belkide böyle bir yaptırıma kendiside uğramış annelerin rolü çok belirgindir.Kadınlar kendisine yapılan eziyet ve zulmün başkasına ve özellikle de en yakınındaki evladına yapılmasına izin vermemeli ve karşı durmalıdır.Kadına yönelik her türlü şiddeti durdurmak yasal düzenlemelerle birlikte bir kültür, eğitim ve sistem sorunudur.
Almanya’da zorla evlilik yaptıranlar hakkında 1 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Fakat bu yasadan yararlanmak isteyen gençlerin başvurusu için yüreklendirmek gerekmektedir.
Zorla evlendirme, evlenme hakkının doğasında var olan iki tarafın da tam ve özgür rızası gerekliliğini ihlal etmektedir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, “Evlilik, ancak istekli eşlerin özgür ve tam oluruyla yapılır” der. Zorla evlendirme ayrıca ayrımcılığa uğramama, özgürlük ve güvenlik ve kölelik benzeri uygulamalara uğramama hakkı gibi diğer insan haklarını da ihlal eder.