Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Rojava halkı bayramı kutlamıyor

Ramazan Bayramı, Batı Kürdistan’da bu yıl kutlanmıyor. İslam adına hareket ettiği iddiasındaki çete grupları özellikle Ramazan ayında Batı Kürdistan’a yönelik en kanlı saldırıları gerçekleştirdi, onlarca sivil katledildi.  Buna rağmen YPG bayramın çatışmasız geçmesi için üç günlük bir ateşkes ilan etti, ancak çeteler bayramda da durmadı.

El Kaide bağlantılı Irak-Şam İslam Devleti ile El Nusra Cephesi, Ramazan ayının sekizinci gününe denk gelen 16 Temmuz günü sınır kenti Serêkaniyê’de saldırıya geçti. Kendisini “muhafazakar demokrat” olarak tanımlayan Türkiye’deki Erdoğan iktidarından destek alarak bu saldırıları gerçekleştiren gruplar, YPG tarafından 48 saat içerisinde Serêkaniyê’den temizlendi. Gruplar arkalarında çok sayıda yabancı ülkeye ait pasaport ve kimlik ile işbirliği içerisinde oldukları ülkelere ait izler bıraktı.

200 SİVİL HALEN EL NUSRA’NIN ELİNDE REHİNE

Sonraki şiddetli saldırıların hedefi yoğun Kürt nüfusa sahip, Türkiye ile sınırı olan Til Ebyad’daki Kürt mahalleleri oldu.  20 Temmuz günü başlayan saldırılarda Kürtlerin kurduğu Halk Evi ile çok sayıda ev bombalarla imha edilirken, saldırılara karşılık veren El Ekrad (Kürt) Cephesi Irak-Şam İslam Devleti’nin bir emirini esir aldı. Silahlı gruplar ise yüzlerce sivil Kürdü kaçırarak işkence ve diğer insanlık dışı uygulamalara bulundu. 

Bu sivillerin tümü El Kaide emiri karşılığında serbest bırakılacaktı. Ancak çeteci gruplar sözlerini tutmayarak rehinelerin sadece bir bölümünü bıraktı. 200 sivil halen rehine olarak, Rakka’daki bir özel hastanede tutuluyor.

İNSANLIK DIŞI UYGULAMALAR

Daha sonra çatışmalar aralıksız bir şekilde yeniden sürerek, Girkê Legê, Kobani, Afrin, Tirbespî’ye ve Halep’e sıçradı. Buralarda Kürt ordusu YPG, polis gücü Asayiş ve sivil halka yönelik büyük saldırı girişimleri oldu. Her seferinde çeteci gruplar ağır kayıplar verdi. Bunlar arasında çok sayıda El Kaide komutanı da bulunuyor.

Ağır yenilgiler alan çeteci gruplar savaş ve insanlık suçlarına daha fazla yönelmeye başladı. Zaten Suriye çatışmasının başından bu yana yurtdışından savaşçı getiren El Kaide bağlantılı gruplar ile Özgür Suriye Ordusu’na bağlı birçok grup fidye karşılığında insan kaçırma, sivillere ait malları yağmalama ve hırsızlık suçları işliyor. Kameralar önünde en vahşi yöntemlerle infazlar gerçekleştiren bu gruplar, kafa kesme, diri diri yakma ve cenazelere işkence gibi insanlık dışı uygulamalarla sık sık gündeme geliyor.

KATLİAM İŞLENDİ, TEK KINAMA YOK

Temmuz ayı sonunda Halep bölgesindeki Til Hasıl ve Tıl Aran beldelerine ÖSO taburları ile birlikte saldıran El Kaide çeteleri, çoğu çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere en az 70 Kürt sivili vahşice katletti. 31 Temmuz’da 50 sivil katledilirken, 1 Ağustos’ta bir kamyon içerisinde canlarını kurtarmak için kaçmaya çalışan 20 kadın ve çocuk doçka silahlarla paramparça edildi. İslam maskesi altında yapılan bu katliamlara hiçbir Müslüman ülke ve insan hakları beşiği olduğunu iddia eden tek bir Avrupa Birliği ülkesinden kınama gelmedi. El Nusra cephesini “terörist örgütler” listesine alan ABD ve Birleşmiş Milletler de sessizlikleri ile bu katliama ortak oldular.

TÜRKİYE’NİN ÇETELERE AÇIK DESTEĞİ

Türkiye’de hükümete yakın bazı dernekler El Kaide militanlarının yurtdışından gelerek barındırılması ve Suriye’ye geçişlerini sağlarken, hükümetin bu gruplara desteği ise bir sır değil. Geri cephe olarak kullanılan Türkiye’de silahlı gruplar toplantı yapıyor, silahlar Türkiye sınırı üzerinden ulaştırılıyor, çete grupları yaralılarını Türk ambulansları içinde hastanelere taşıyor ve lojistik desteğini de bu ülkeden alıyor. Bugüne kadar ele gerilen çok sayıda belge de bunu kanıtlarken, bu destek çıplak gözle de sınır hattında görülüyor ve bizzat yetkililerin ağzından dile geliyor.

BÖLGESEL VE ULUSLARARASI AMBARGO

Çetelere verilen bu destek yetmezmiş gibi Batı Kürdistan’a hem bölgesel hem de uluslararası alanda ağır bir ambargo uygulanıyor.  Türkiye Mart 2011’de Suriye’de başlayan çatışmalardan bu yana Kürtlere sınırlarını kapatmış durumda. Çeteler ise ellerini kollarını sallayarak bu sınırlardan geçiyor. Zaman zaman halkın direnişleri karşısında toplanan bazı insani yardımların geçişi sağlansa da, insanlık suçları işleyen El Kaide’nin komşusu olmasından rahatsızlık duymayan Türkiye, Kürtler sözkonusu olunca ambargo uygulamaya devam ediyor.

Federal Kürdistan Bölgesi Mayıs ayından bu yana Batı Kürdistan ile olan sınırındaki Sêmalka kapısını kapalı tutuyor. Yoğun tepkilere rağmen kapılar halen açılmazken, yetkililer son zamanlarda yapmak zorunda kaldıkları açıklamalarında kapının insani yardıma açık olduğunu öne sürüyorlar. Oysa sınır hattındaki görüntü yetkilileri yalanlıyor.

Bu ambargonun bir de uluslararası boyutu var. BM Dünya Gıda Programı (WFP), Temmuz ayı içerisinde “Suriye genelinde” 2,4 milyon kişiye yetecek kadar insani yardım gönderdiklerini açıkladı. Hedef 3 milyon kişiye ulaşmaktı. Ancak ne bu hedefin için de, ne de yardımların ulaştırıldığı bölgeler arasında Batı Kürdistan yoktu. Yardımın ulaştırıldığı bölgelere ilişkin hazırlanan haritada Batı Kürdistan’ın içinde yer aldığı “El Haseke” vilayetine “sıfır” yardım yapıldığı görülüyordu.

BAYRAM ATEŞKESİ

Tüm saldırı ve ambargoya rağmen Batı Kürdistan halkının direnişi karşısında ilerleyemeyen çeteci gruplar, 16 Temmuz’dan bu yana çok ağır kayıplar verdi. Aralarında onlarca yabancı kökenli savaşçının olduğu yüzlerce çeteci öldürüldü. Onlarcasının cenazesi YPG’nin eline geçti. Yine yabancı kökenliler dahil çok sayıda çete mensubu esir alındı. Çetelere ait tank ve doçka silah taşıyan araçlar ele geçirildi, birçoğu imha edildi.

Radikal dinci gruplar Ramazan ayı ve bayram dinlemezken, YPG toplumun dini değerlerine saygının gereği olarak bayramda üç günlük ateşkes ilan etti. YPG, “Kürt kamuoyu, Suriye ve dünya kamuoyuna deklare ediyoruz ki (8 Ağustos’tan itibaren) üç gün boyunca savaşmayacağız. Güçlerimiz yerlerinde kalacak ama saldırı olması halinde meşru savunma hakkını kullanacak” dedi.

BAYRAMDA DA SALDIRDILAR

Bu ateşkesin ilanından hemen sonra El Kaide bağlantılı gruplar Serêkaniyê yakınındaki Tel Halaf’tan Keşto Köyü’ne yönelik saat 00.30 sıralarında saldırıya geçti ve Serêkaniyê’ye top atışlarında bulundu.  YPG güçleri de “meşru savunma” temelinde karşılık verirken çatışmalar yaşandı. 

Ramazan ayı boyunca kanlı saldırıların hedefi olan Kürtler böylece Ramazan bayramına da çatışmalarla girdi. Ramazan ayına ve bayrama dış destekli İslam maskesi altındaki grupların katliamlarla gölge düşürmesi nedeniyle, Kürtler bayram kutlamıyor. 

Kaynak:ANF